Arnold Schwarzenegger, Sabotage (Sabotaj) adlı yeni aksiyon filmiyle boy gösterirken biz de doksanlı yılların en sevdiğimiz aksiyon kahramanlarına göz atıyoruz. The Terminator (Terminatör), Total Recall (Gerçeğe Çağrı), True Lies (Gerçek Yalanlar) ve Last Action Hero (Son Kahraman) gibi filmlerdeki rolleriyle Arnold Schwarzenegger doksanlı yıllar boyunca aksiyon filmlerinin kas yığını kahramanı olarak öne çıkmıştı. Politika macerasında nispeten başarılı olmasının ardından Arnie, son dönemde aksiyona geri dönerek Expendables (Cehennem Melekleri) serisinde ve son olarak da Sabotage (Sabotaj) isimli filmde rol aldı. Zaten 'Geri döneceğim' dememiş miydi? 1992 yapımı Under Siege (Kuşatma Altında) adlı filmle ünlenen Steven Seagal doksanlı yılların en büyük aksiyon yıldızlarından biri hâline geldi. Oyuncu 90'lardan sonra kameradan genellikle uzak kaldı. Louisiana'da komiser yardımcısı oldu ve kendi enerji içeceği serisini çıkardı. Dans ve çömlek dışındaki alanlarda da başarıyı arayan Patrick Swayze, 1991 yapımı Point Break (Kırılma Noktası) filmindeki hırsızlığa soyunan asi sörfçü Bodhi rolüyle mükemmel bir anti-kahraman olabileceğini kanıtlamıştı. Ne yazık ki, pankreas kanseri tanısı konmasından bir süre sonra, 2009 yılında aramızdan ayrıldı. Öldüğünde 57 yaşındaydı. Oyuncu son olarak The Beast isimli suç dramı tarzı televizyon dizisinde rol almıştı. Malum nedenlerden dolayı 'Brüksel Kas Yığını' lakabıyla anılan Jean-Claude Van Damme, kikboks ve karate becerilerini 80'li ve 90'lı yıllarda sinemanın hizmetine sunarak nefes kesici figürler sergiledi. Bugünlerde Van Damme eskisi kadar esnek olmasa da, formunu hâlâ koruyor. Sylvester Stallone'nin Expendables (Cehennem Melekleri) serisinin getirdiği taze nefesle oyuncu gişede yine başarıdan başarıya koşacak performansına kavuştu. İlk olarak 80'li yılların ortasında adını duyuran İsveçli kas yığını Dolph Lundgren, çoğunlukla kötü adamı canlandırdığı aksiyon filmleriyle 90'lı yıllarda hayli ünlendi. Bir süre kamera arkasını deneyip yönetmenliğe soyunan Lundgren, Stallone'nin efsanevi Expendables (Cehennem Melekleri) ekibinin bir elemanı olarak 2010 yılında oyunculuğa geri döndü. Genellikle dramatik rollerle tanınan Christian Slater, yönetmen John Woo'nun 1996 yapımı Broken Arrow (Kırık Ok) adlı başarılı aksiyon filminde ABD'yi nükleer felaketten kurtarmakla görevli Hava Kuvvetleri pilotu rolüyle aksiyona soyundu Kişisel sorunları nedeniyle Slater'ın yıldızı 2000'li yılların başında sönmeye başlamıştı. Ancak son dönemde Soldiers of Fortune ve Bullet to the Head gibi filmlerde oynadığı roller, oyuncunun aksiyon filmlerine geri döndüğünün işareti. Komedi karakterleriyle öne çıkan Charlie Sheen, The Rookie (Çaylak) ve Beyond the Law gibi filmlerle 90'lı yıllarda aksiyon türünde de başarı göstermişti. Yaşadığı kişisel sorunlar nedeniyle Two and a Half Men adlı hayli popüler diziden 2011 yılında kovulmasının ardından Sheen, Anger Management adlı dizi ile televizyona geri döndü. Üstelik ABD Başkanı'nı canlandırdığı Robert Rodriguez'in 2013 yapımı Machete Kills (Ustura Dönüyor) filminde esas adı olan Carlos Estevez'i kullandı. Müzik dünyasını fethederek komedi becerilerini kanıtladıktan sonra Will Smith, 1995 yapımı Bad Boys (Çılgın İkili) filminde canlandırdığı yoldan çıkmış polis rolüyle tam bir aksiyon kahramanı olduğunu göstermişti. O zamandan beri, Independence Day (Kurtuluş Günü), Men in Black (Siyah Giyen Adamlar) ve I Am Legend (Ben Efsaneyim) gibi filmlerde dünyayı defalarca kurtardı. Smith yıllar içerisinde daha ciddi rollere geçerek Ali ve The Pursuit of Happyness (Umudunu Kaybetme) filmlerindeki performansıyla Oscar'a aday gösterildi. Lethal Weapon (Cehennem Silahı) serisi ile popüler sinemaya geçiş yapan Mel Gibson gerçek bir aksiyon filmi kahramanı olduğunu da kanıtlamış oldu. Gibson 2007 yılında aksiyon filmleri için 'fazla yaşlı' olduğunu belirtmiş olsa da, daha sonra fikrini değiştirerek The Expendables 3 (Cehennem Melekleri 3) filminde kötü adam Conrad Stonebanks rolünde oynamayı kabul etti. Keanu Reeves, 1994 yapımı Speed (Hız Tuzağı) filmiyle bağımsız sinemadan aksiyon yıldızlığına geçiş yaptı. Bundan beş yıl sonra Matrix serisinde canlandırdığı karakter bilim kurgu sinemasının en gözde kahramanlarından biri hâline geldi. 50'sine merdiven dayamış olsa da, Reeves formunu koruyor. Şu sıralar John Wick adlı aksiyon filmi ve Passengers adlı romantik bilim kurgu filmi üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Karate, capoeira ve kung fu ustası Wesley Snipes 90'larda birçok aksiyon filminde rol almış olsa da, asıl ününü ilki 1998 yılında çevrilen çizgi roman uyarlaması Blade serisine borçlu Kişisel sorunları nedeniyle bir süre oyunculuktan uzak kalan aktör, 2009 yılında Brooklyn's Finest (Brooklyn'in Kralı) adlı suç filmiyle sinemaya geri döndü. O da The Expendables (Cehennem Melekleri) serisinin üçüncü filminde rol alan 90'lı yılların aksiyon filmleri yıldızlarından bir diğeri. 1988 yılında ilk Die Hard (Zor Ölüm) filminde John McClane karakterini canlandırmasının üzerinden 26 yıl geçmiş olsa da, Bruce Willis hâlâ en çok bu rolle tanınıyor. Oyuncu bu seri sayesinde şöhret oldu, birçok başka aksiyon filminde rol aldı ve seks sembolü statüsüne kavuştu. 59 yaşındaki Willis popülerliğini hâlâ koruyor ve bugün bile McClane rolünü oynamayı sürdürüyor. The Expendables (Cehennem Melekleri) serisinde onun da yer almasında şaşılacak bir şey yok! Jet Li, 1998 yapımı Lethal Weapon 4 (Cehennem Silahı 4) filminde canlandırdığı kötü adam rolüyle Hollywood'da ünlendi. The One (Tek) ve Hero (Kahraman) gibi filmlerdeki müthiş dövüş sanatları koreografisi sayesinde birçok hayran kazandı. Li şu anda Uzakdoğu sporlarının sinemadaki en ünlü temsilcilerinden biri. 90'lı yılların diğer aksiyon yıldızlarıyla birlikte o da The Expendables (Cehennem Melekleri) üçlemesinde yer alıyor. Tom Cruise, 1996 yapımı ilk Mission: Impossible (Görevimiz Tehlike) filminde canlandırdığı Ethan Hunt karakteriyle sadece yakışıklı bir aktörden daha fazlası olduğunu kanıtlamıştı. Dublörsüz giriştiği akrobatik numaraları sayesinde en gözü pek aksiyon aktörlerinden biri olarak tanınıyor. Bu yıl 52. doğum gününü kutlayacak olan Tom Cruise 'aksiyon kahramanı' unvanını kolay kolay bırakacağa benzemiyor. Jack Reacher ve Edge of Tomorrow (Yarının Sınırında) gibi filmlerin yanı sıra, Ethan Hunt karakterine tehlikeli görevler aldırmaya devam ediyor.