9 yıl önceki gizli kayıtlar

Abone ol

APO'yu getirmek için Çankaya'da neler konuşuldu. İşte o gizli konuşmalar.

Can Dündar ve Rıdvan Akar'dan  "Çankaya'daki 'Şam Zirvesi'nin tutanakları"nı ele geçirdi ve o tutanaklardan yola çıkarak bir araştırma yaptılar.

İŞTE O ARAŞTIRMA: "Öcalan'ı vermesi için Şam nasıl dize getirildi?"

Bugün yaşadığımız gelişmelerin hemen hemen aynısını, 9 yıl önce yine bir ekim ayında yaşamıştık.
Yine Türkiye'nin sınırında terör saldırıları oluyordu. Saldırganların o zaman üstlendiği merkez Suriye idi. Abdullah Öcalan Şam'da yaşıyordu. Ara sıra Türkiye'den giden basın mensuplarıyla görüşüyor, bu görüşmeler haber oluyordu. MİT kesin adresini biliyordu. Ama diplomatik girişim yapıldığında Suriye yönetimi "Bizde yok" diyordu. Türkiye'nin sabrı taşıyor, sokaklar geriliyor, "lafın bittiği yer" yaklaşıyordu. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Attila Ateş, "Türkiye beklediği karşılığı alamazsa Türk milleti olarak her türlü tedbiri almaya hak kazanacaktır." dedi.
Bu, bir savaş ilanıydı.
Asker Şam'a, "Ya Apo'yu ver ya savaşı göze al" diyordu.

İŞTE TUTANAKLARA YANSIYAN KONUŞMALAR

Çankaya'daki görüşmeler bu gelişmelerin ışığında başladı. Önce Başbakan Mesut Yılmaz kaygılarını dile getirdi. Sonra, Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit söz aldı ve özellikle Başbakan Yılmaz'ın sözlerine ve hükümetin "Savaş dahil önlem alırız" açıklamasına atıf yaparak kaygılarını anlattı.

ECEVİT SÖZ ALDI:

"(...)  Bir askeri harekâta hazırlıklı, hatta kararlı olduğumuz izlenimini devlet olarak verdik. Ama gerçekten bunu yapacak mıyız, iş oraya dayandığında? Yapmazsak Türkiye inandırıcılığını yitirir mi, yitirmez mi? Ayrıca bir askeri harekâta girişmemiz karşısında ne gibi durumlarla karşılaşabiliriz. (...)

KENDİMİZİ ASKERİ HAREKATA MECBUR ETTİK

Kendimizi öylesine bağlamış olduk ki, konu Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşülmemiş olduğu halde isteklerimiz kabul edilmezse, -ki kabul edilmesi zayıf bir olasılık gibi görünüyor bana- bir askeri harekâta, bütün sakıncalarına rağmen mecbur olabiliriz. Onun da hazırlığını şimdiden yapmak gerek."

CUMHURBAŞKANI SÜLEYMAN DEMİREL'İN ECEVİT'İN ENDİŞESİNE YANITI:

"PKK, terörü Kuzey Irak'ta üs kurmuşsa (...) biz bir bataklığı kurutma mecburiyetindeyiz.

SAVAŞMAZSAK İÇİ KOF BİR DEV OLDUĞUMUZ ORTAYA ÇIKAR

İsteklerimizi yapmazsa Suriye, bence iki şık var: Türkiye bunun üstüne yatar; o Türkiye'ye itibar kaybettirir. İkinci şık: Türkiye Suriye'ye bunları yaptırır. Kanaatimce eğer Türkiye, Suriye'ye bunları yaptırmayı göze almazsa, zaten Türkiye'nin şikâyet edip oturan, hiçbir şeye gücü yetmeyen, prestiji vesairesi olmayan, sadece konuşan koca bir içi kof dev olduğu çıkar orta yere... Bence bu, bir yerden sonra terörden gördüğümüz zarardan daha kötü... (..) Başka çaremiz yoktur.

BAŞBAKAN MESUT YILMAZ'IN SÖZLERİ

Sonra da Başbakan Mesut Yılmaz, gelinen noktayı şöyle özetledi:

"Şu bir hafta içerisinde uluslararası kamuoyu ve uluslararası medya, bu meselede 15 senede bildiğinden daha fazla şey öğrendi. Her yabancı basın organında bununla ilgili yorumlar çıktı. İhtilafın nedeninin PKK terörüne destek olduğu fikri gayet iyi oturdu, uluslararası gündeme hâkim oldu. Aldığımız mesafeyi küçümsemememiz, ama kararlılığı da elden bırakmamamız lazım. Diplomaside ne yaparsak yapalım, askeri baskıyı ondan bağımsız devam ettirmemiz lazım."

Günün Önemli Haberleri