‘Çığlık’ günışığıyla buluşuyor
Abone ol‘Çığlığın Işıkla Buluşması’ başlıklı sergi, Asım Kocabıyık Kültür Eğitim Vakfı’nın katkılarıyla hazırlandı.
NTV-MSNBC'nin haberine göre, İ.Ü. Tıp Fakültesi Psikiyatri
Kliniği’nde, 1957-1992 yılları arasında yatan hastalar tarafından
yapılmış olan ‘olağanüstü’ resimler, 8-21 Nisan 2004 tarihleri
arasında Borusan Oto İstinye’de sergileniyor.
‘Çığlığın Işıkla Buluşması’ başlığı altında, hastalar tarafından
yapılmış olan resimlerin sergilemesi, Asım Kocabıyık Kültür Eğitim
Vakfı’nın katkılarıyla mümkün oldu.
Bu ‘olağanüstü’ resimler, İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Olcay Yazıcı yönetiminde sürdürülen
‘Çığlığın Işıkla Buluşması Projesi’ ile gün ışığına çıkıyor.
1957-1992 yılları arasında Klinik’te tedavi gören hastaların
acılarını, duygularını ve hastalıklarını çarpıcı biçimde dışa
vurdukları bu etkileyici eserler, 8 - 21 Nisan 2004 tarihleri
arasında Borusan Oto İstinye’de toplumun ve sanatseverlerin
ilgisine sunulacak.
‘Çığlığın Işıkla Buluşması’ sergisi toplumun psikiyatri hastalarına
bakış açısını değiştirmeyi, sanatla tanı ve tedavi yöntemini
yeniden gündeme getirmeyi amaçlıyor.
Gün ışığına çıkarılan binden fazla resmin yaklaşık yüz tanesi
sergilenirken, hasta resimlerinden seçilmiş örnekleri içeren
‘Çığlığın Işıkla Buluşması’ adlı kitabın da tanıtımı yapılacak.
İnsanın gizemli iç dünyasının bir çığlık şeklinde yükselip renk ve
biçime dönüştüğü bu yapıtlar, daha sonra da başka sergilerde toplum
ve sanatseverlerle buluşmaya devam edecek.
PSİKOPATOLOJİK SANAT ESERLERİ
İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği’nin depolarından bir
‘hazine’ çıktı. 1950’lerin sonlarından itibaren klinikte yatan
hastaların yaptığı resimler, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın
ender koleksiyonlarından biri olarak, sanat ve tıp dünyasına
kazandırıldı.
Binlerce resim ... Üstelik çoğu, ‘rahatlıkla bir modern sanat
müzesine girebilir’ denilebilecek resimler...
Kimisi ressamken ‘delirip’ kliniğe ‘kapatılmış’, kimi boya ve
tualle ilk kez orada karşılaşmış insanların ışığa çıkardıkları iç
dünyaları...
Depresyonun, ölümün, yalnızlığın, içimizdeki canavarların,
korkularımızın, rüyalarımızın görüntüleri...
Psikiyatride bir yöntem olarak kullanılan sanat; sanatta hep
tartışılagelen ‘deli’ ve ‘normal’ ayrımları...
Çok şey anlatan, gerçek bir hazine...
PSİKİYATRİ KLİNİĞİ’NDEN 500 RESİMLİ SANAT
GALERİSİ’NE
Odasının duvarındaki bir boşluğa, anlamlı olur diye hastaların
yaptığı resimlerden birini koymaya karar veren ve böylece bu
hazineyi ortaya çıkaran Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof.
Olcay Yazıcı, ilk karşılaşmasının üzerinden bir yıl geçmiş olmasına
rağmen, resimlerin büyüsünden kurtulabilmiş değil.
Borusan Oto’nun sponsor olmasıyla, Psikiyatri Kliniği, duvarlarına
asılan 500 resimle, bir sanat galerisine dönüşmüş. Resimlerin bir
kısmından ve konuya ilişkin yazılardan oluşan ‘Çığlığın Işıkla
Buluşması’ adlı kitap da piyasaya çıkmak üzere.
PSİKİYATRİ KLİNİĞİ’NDE BİR RESİM ATÖLYESİ
İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği, Türkiye’de başka hiçbir
klinikte olmayan; hatta dünyada da çok az örneği olan bir şeye
sahipti: Prof. Kazım Dağyolu tarafından kurulmuş, psikiyatr
Süleyman Velioğlu tarafından yıllarca yönetilmiş bir resim
atölyesi! Asıl adıyla, Psikopatolojik Sanat Laboratuarı ...
1957’de kurulan laboratuvarda, klinikte kalan hastalar 35 yıl
boyunca resim yapmış, resimler kiminin hastalığının teşhisinde,
sürecinin incelenmesinde, kiminin tedavisinde rol oynamıştı. Ancak
Prof. Velioğlu’nun ölümünden sonra resimle bu kadar haşır neşir
başka bir psikiyatr ortaya çıkmadığı için, laboratuar kapanmış.
DAHA İLK RESİMLERLE ‘BÜYÜ’ BAŞLADI
Geçtiğimiz yıl, Prof.Dr. Olcay Yazıcı, duvardaki boşluğu doldurmak
için bir resim seçmek üzere depoya indi . Dolabı açtı, rastgele bir
tomarı çekerek masaya taşıdı. Ve daha ilk resimleri çevirirken
‘büyü’ başladı.
Her resimde, kimi artık yaşamayan hastaların acılarını,
duygularını, dahası ‘hastalığını’ gördü. Yüzlerce insan hiçbir
sansür kaygısı taşımadan, iç dünyasını renklerle, sembollerle
dışarı vurmuştu. Şaşırtıcı olan, aralarında, sanat eseri
denebileceklerin sayısının oldukça fazla olmasıydı.
MISIR PİRAMİDİNDE BİR ARKEOLOG
Kendini bir Mısır piramidinin içine ilk kez girmiş bir arkeolog
gibi hisseden Yazıcı, iki ayını o tozlu resimler arasında geçirdi.
Kendine göre ilk elemeyi yaptığında, hâlâ 500’den fazla resim
parıldayarak duruyordu karşısında.
AKIL HASTALARININ SANATI: ART BRUT
Sanat literatüründe, ‘delilerin’ ürettiği, başka bir deyişle,
gerçekten ‘içten gelen saf enerji’yle yapılan eserler için
kullanılan bir terim var: Art Brut.
‘Çığlığın Işıkla Buluşması’ kitabına bir yazı yazan Ahu Antmen, tam
karşılığının Ham Sanat olduğunu söylüyor.
DUBUFFET: DELİLİK, İNSANIN GÖRÜŞÜNÜ
ZENGİNLEŞTİRİR
Bu sanatsal olgunun adını koyan ve ‘art brut’ sergileri düzenleyen
Fransız ressam Jean Dubuffet’ye göre, delilik insanın görüşünü
zenginleştiren bir şey. Ahu Antmen, gerçeküstücülüğün babası şair
Andre Breton’un da psikanalitik tedavi yöntemlerinden etkilendiğini
anlatıyor.
Gerçek düşlerinden çok, okuduğu kadarıyla psikanaliz literatürünü
resimlemekle suçlanan ünlü ressam Dali’den ise şu alıntıyı yapıyor:
‘Bir deliyle aramdaki tek fark, benim deli olmamamdır.’
UZMANLIĞI: AKIL HASTASI SANATÇI
Psikopatolojik Sanat Laboratuvarı’nı yöneten Prof. Süleyman
Velioğlu, 1927 Kula doğumlu. Resme ilgisi daha ilkokul yıllarında
başladı ve 2001 yılında ölene kadar devam etti. İlk kişisel
sergisini 1942 yılında Manisa Halk Evi’nde açtı.
Tıpta okurken, öğrenimini bırakıp, yalnızca resim çalışmayı düşündü
ama ailesi buna şiddetle karşı çıkınca, Güzel Sanatlar Akademisi’ne
konuk öğrenci olarak devam etti. Bazı eserleri, hâlen yurt içinde
ve dışında müzelerde, özel koleksiyonlarda bulunuyor.
Velioğlu’nun diğer uzmanlık alanı da Psikiyatri ve Sanatla Teşhis
ve Tedavi. ‘Bir Şizofren Hastanın Sanat Ürünleri’, ‘Prepsikotik
Aşamadan Psikoza Şizofrenik Süreç’, ‘Akıl Hastası ve Sanatçı’,
‘Sanat Onkolojisi Temelinde Yeni Bir Resim Anlayışı’ adlı
kitapların yazarı ...
BEN VAN GOGH’UM
Gerçek hayattan ya da fıkralardan bilinir. Kimi hastalar ‘Ben
Napolyon’um’, ‘Kanuni’yim’ diye dolaşır koridorlarda ve buna
inanırlar. Bu hasta da ‘Ben Van Gogh’un ruhunu taşıyorum’
diyenlerden. Ama onun diğerlerinden farkı, sahiden de Van Gogh
etkisinde, tekniğinde resimler yapması. Bu yüzden resimleri yıllar
önce Belçika’da bir psikiyatri kongresine gönderilmiş ve ‘Çok iyi
bir teknik var, sahte mi bunlar, sahiden hasta mı yaptı?’
sorularına neden olmuş.
ÇIĞLIĞIN IŞIKLA BULUŞMASI
Tarih: 08.04.2004 - 21.04.2004
Yer: Borusan Oto İstinye
Telefon: 0 212 359 30 30
Adres: İstinye Mah. Neslihan Cad.
No:1/1 Sarıyer - İstanbul