8 Şubat 2011 Basın Özeti
Abone olMüslüman Kardeşler sözcüsünden eleştirilere yanıt, Mısır'daki değişim ihtimalinin Gazze'ye getirdiği umut, insan hakları örgütleri Bush'un ensesinde, çalınan Hodorkovski belgeseli ve çocuklarda doğru beslenmeyle zeka arasındaki ilişki
İngiliz basını Mısır'da Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek rejimine
karşı gösteriler ve sonrasında yaşananlara geniş yer vermeye devam
ediyor.
Guardian yorum sayfalarındaki köşelerinden
birini bugün Mısır'ın en büyük ve örgütlü muhalif grubu olarak
tanımlanan Müslüman Kardeşler'in sözcülerinden Muhammed Mursi'ye
ayırmış.
Mursi, 'Bu bizim devrimimiz değil' başlıklı yazısında, önce
Müslüman Kardeşler'in kuruluşundan bu yana gördüğü baskılardan
bahsediyor.
Sonra da hareketle ilgili dile getirilen bazı eleştirilere şöyle
yanıt veriyor;
'Tüm siyasi sistem üzerinde hâkimiyet kurmak istediğimiz
suçlaması gerçekten bu kadar uzak olamazdı. Tüm külliyatımız ve
kamuoyu önünde söylediklerimiz, kendimizi Mısır'ın toplumsal dokusu
ve siyasi yaşamının bir parçası olarak gördüğümüzü vurguluyor.
Dolayısıyla tüm diğer gruplar gibi mesajımızı ve çözümlerimizi
duyurarak Mısır'ın refahı için çalışma adına eşit fırsatı hak
ediyoruz.
'Devrimin kahramanları Mısırlı gençler'
Yazıda, gerçek demokrasinin üstün gelmesi gerektiği anlamında
hiçbir soru işareti olmadığını vurgulayan Mursi, hareketin İslami
düşünceye dayandığı konusunda net olduklarını, ancak herhangi bir
ideolojinin Mısır halkına zorla kabul ettirilmesine karşı
çıktıklarını vurguluyor.
Mursi, neden 'Bu bizim devrimimiz değil' dediğini de şu sözlerle
açıklıyor.
'Mısır'daki geniş kapsamlı devrim, yıllardır yaşanan berbat
başarısızlıklar ve yaygın yolsuzluğa duyulan öfkenin patlamasıdır.
Dolayısıyla hiçbir parti devrimi kendine mal edemez, liderlik
ettiğini ya da tetiklediğini söyleyemez. Bu ülkenin sefalet
içindeki haline halkın gösterdiği doğal bir tepkidir. Olayların
kahramanları Mısır gençliğinidir. Kahire'deki Tahrir Meydanı'nda ve
onlarca diğer Mısır kentinde gösterdikleri olgunluk, zeka, direnç
ve yurtseverlik tüm ülkeyi canlandırmış ve moralleri
yükseltmiştir.'
'Soruşturma göz boyamak için'
Financial Times da Mısır'da rejim aleyhine
yapılan gösterilerden sonra başlatılan yolsuzluk soruşturmalarına
yer veriyor.
Haberde çoğu çevrenin, dört bakan ve iktidardaki Ulusal Demokratik
Parti'nin eski bir üst düzey üyesine karşı başlatılan
soruşturmaların halkın öfkesini yatıştırmayı amaçladığına inandığı
belirtiliyor.
İçişleri, İskân, Ticaret ve Turizm bakanlarına ülke dışına çıkma
yasağı getirildiği ve varlıklarının dondurulduğu kaydediliyor.
İçişleri bakanı dışında soruşturma geçiren isimlerin hepsinin de,
daha önce Hüsnü Mübarek'ten sonra cumhurbaşkanı olacağına inanılan
oğlu Cemal Mübarek'le bağlantılı olduğu vurgulanıyor.
Gazze'de yeni umut
Financial Times, Mısır'daki gelişmelerden
doğrudan etkilenen bir yerle, Gazze'yle ilgili bir habere de yer
veriyor.
Hamas'ın askeri kanadının üst düzey komutanlarından Ayman Nofal'ın
ülkedeki kaos sayesinde Mısır'da yattığı hapishaneden kaçmayı
başardığı belirtiliyor.
Bu şekilde, Mısır hapishanelerindeki sekiz Hamas üyesinin kaçıp
Gazze'ye gittiği kaydediliyor.
Ambargo nedeniyle, Gazze'deki çoğu ihtiyaç maddesinin Gazze ve
Mısır arasındaki tünellerden karşılandığı hatırlatılıyor.
Bölgedeki devlet otoritesinin kaybolması nedeniyle Sina çölünden
mal kaçırmanın zorlaştığı, bu yüzden de fiyatlarda büyük artış
yaşandığı ifade ediliyor.
Ama Gazze'de ayrıca, Mısır'da demokratik yollarla seçilen bir
hükümetin sınırı açacağı ve böylece oluşacak serbest ticaret ve
seyahat imkânlarıyla da yaşam koşullarının iyileşeceği yönünde bir
umut da olduğu vurgulanıyor.
Megrahi soruşturması
İngiliz gazetelerinin geniş yer verdiği konulardan biri de,
Lockerbie bombalaması sanığı Libyalı Abdülbasit el Megrahi'nin
sağlık durumu gerekçe gösterilerek salıverilmesiyle ilgili
soruşturma.
İskoçya hükümeti, Ağustos 2009'da üç ay ömrü kaldığı öne sürülen
prostat kanseri hastası Megrahi'yi, insani gerekçelerle serbest
bırakmıştı.
Soruşturmada, eski İngiliz İşçi Partisi hükümetinin Megrahi'nin
ölmeden önce hapisten çıkarılmasını istediği ve bunu sağlamak için
elinden geleni yaptığı belirtiliyor.
Ancak raporda, İngiltere hükümetinin bunu ticari kaygılarla yaptığı
yönündeki komplo teorilerinin reddedildiği ve kararı İskoç
hükümetinin tek başına aldığı vurgulanıyor.
Independent, soruşturma raporunun açıklanmasından
sonra Avam Kamarası'nda İşçi Partili ve Muhafazakâr milletvekilleri
arasında sert tartışmaların yaşandığını belirtiyor.
Gazete her iki tarafın da, raporun kendi tutumlarını haklı
çıkardığını söylediğini yazıyor.
İnsan hakları örgütleri Bush'un ensesinde
Guardian'da yer alan bir haberde, eski Amerikan Başkanı George Bush'un bundan sonra ülke dışına çıkmadan önce bir kez daha düşüneceği vurgulanıyor.
Bush'un İsviçre'ye yapacağı gezi, olası protesto gösterileri ve
insan hakları kuruluşlarının işkence iddiaları gerekçesiyle suç
duyurusunda bulunması nedeniyle iptal edilmişti.
Haberde artık insan hakları örgütlerinin kaydettikleri bu başarıdan
sonra, Bush nereye giderse gitsin takip etmeye kararlı oldukları
belirtiliyor.
Bush 2009'un Ocak ayında başkanlığı bıraktıktan sonra, ülke dışına
birçok ziyarette bulundu.
Ancak geçen Kasım'da yayımlanan otobiyografisinde, insanda boğulma
hissi yaratan waterboarding adlı sorgu tekniğine bizzat onay
verdiğini söylemesinden sonra, hukuki anlamda işlerin değiştiği
kaydediliyor.
Haberde görüşlerine yer verilen New York merkezli insan hakları
kuruluşu Anayasal Haklar Merkezi'nin Avukatı Katherine Gallagher,
'İşkenceciler eski Amerikan başkanları olsalar bile hesap sorulmalı
ve yargılanmalı. Waterboarding bir işkencedir. Bush da hiçbir
pişmanlık sergilemeden kullanımına onay verdiğini itiraf etti.'
diyor.
Çalınan Hodorkovski belgeseli
Times, Rusya'da yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle
hapse atılan milyarder işadamı Mihail Hodorkovski'yle ilgili
çekilen bir belgeselin Berlin'de çalındığını duyuruyor.
Hodorkosvki'ye sempatiyle yaklaşan ve Rusya Başbakanı Vladimir
Putin'i eleştiren filmin, Berlin Film Festivali'nde
gösterilmesinden bir kaç gün önce yönetmeni Kiril Tuşi'nin
ofisinden çalındığı belirtiliyor.
Bu durumun da Kremlin'in hırsızlıkta bir parmağı olabileceği
şüphesini gündeme getirdiği kaydediliyor.
Hısızlığa karşın, festival yetkililerinde de filmin bir kopyasının
olması sayesinde 14 Şubat'taki galanın yapılacağı belirtiliyor.
Çocuklarda doğru beslenme ve zeka ilişkisi
Times'taki bir diğer haberin başlığı başlığı, 'Çocuğunuzun zeki
olmasını istiyorsanız, patates cipslerini bırakıp sebze-mevye
yedirin.'
İngiltere'de 14 bin çocuk üzerinde yapılan araştırmaya göre, küçük
yaşlarda aşırı yağ, şeker ve tuz bulunan işlenmiş gıdaları tüketen
çocukların IQ'su, sebze ve meyve yiyenlere kıyasla ortalama sekiz
puan daha düşük çıktı.
Bilimadamları özellikle beynin en büyük hızla gelişti 0-3 yaş
arasında sağlıklı beslenmenin hayati önemde olduğunu
vurguluyor.
Bristol Üniversitesi'nde yapılan araştırmanın başkanı Kate
Northstone, 'Ebeveynlerin sağlıklı beslenmenin kilodan da öte
etkileri olduğunu fark etmesi gerekiyor' diyor.