Bismillahirrahmanirrahim
Memleket özlemi ağır bastı!
“Reis vatana hizmet edecek evlatları
çağırıyor.” dediler.
Babam ısrar etti.
18 yıl sonra döndük geldik
memlekete.
Ben sanıyorum ki ülke 18 yıl önce
bıraktığım gibi duruyor.
Bir gün Karaman’dayız.
Hanımla Karaman’ın kalabalık
caddelerinden birinde yürüyoruz.
Bizimki elimi tutmak istiyor ama oralı
olmuyorum. Bu ısrar ediyor. Baktım olmayacak “Burası
Türkiye ey kadın! Bırak şu lakırdıyı. Burada öyle yollarda
laubali yürünmez.” diye terslemiş bulundum.
Yani bunu söyledik, hanımı
küstürdük.
Yolda yürümeye devam ediyoruz. Ama
içimde en ufak bir pişmanlık yok. Daha aradan beş dakika
geçmedi.
O sırada karşıdan iki erkek
geliyor.
Önce yanlış gördüm herhalde diye
gözlerimi kırpıştırdım. Ama yok.
Adamlar el ele tutuşmuş.
Hem de nasıl bir tutuşma. Sanki
evlendirme dairesinden az evvel çıkmışlar.
Elim böğrümde yolun ortasında
kalakaldım.
İlk şoku atlattıktan sonra kendi
kendime “Ne halt ettik biz.” dedim demesine ama oğlumun annesinin
gözleri boncuk boncuk.
Baktım olmayacak, “Ey kadın!
Beni affet ver şu elini tutayım” demiş bulundum…
Gerisini tahmin etmek zor değil.
Sofraya oturuyoruz. “Ey herif!
Burası Türkiye burada böyle yemek yenmez.” Ekmeği
bölüyoruz “Ey civan bakışlım! Burası
Türkiye burada ekmek böyle bölünmez.” Elimize tuzluğu
alıyoruz. “Ey kaytan bıyıklım! Burası Türkiye
burada yemeğe böyle tuz atılmaz.”…
Ara ara hâlâ nüksetse de çok şükür
“Burası Türkiye” mevzusu azaldı.
Bu konu önemli.
Nisa taifesi denince akan sular
durmalı.
Yıllar yıllar önce yine
Bişkek’teyim…
Şehirde garip bir hareketlilik
var.
Çiçekçilerin sayısı artmış.
Her taraf süslenmiş.
Bizi de Sovyetler Birliği’nin
tezgahında yonttukları için kadınlara kapı açmayı, kalabalık
sıralarda öncelik vermeyi, dolmuşta otobüste yer vermeyi biliriz
bilmesine de bir değişiklik var.
Mesela kapılar açılıyor ama bununla
iktifa olunmayıp kırmızı halılar seriliyor. Dolmuşlarda kadınlara
düğündeki gelin muamelesi yapılıyor.
O günlerde sınıf arkadaşlarımla Mira
caddesinde yolun karşısına geçecek olduk. Bayram değil seyran değil
arabalar durdu.
Baktım kızlar kikir kikir
gülüyor.
Ben ki Anadolu’nun yanık bağrından
çıkıp gelmiş Orta Asya’nın en yakışıklı erkeği, yanımdaki
kadınların böyle gülmesi asabımı bozdu. “Bakın!” dedim kızlar.
Düştük bir yola, gidiyoruz beraberce, yanınızda ben varken öyle
kikirdemeyin ciddi olun biraz, saçınızı başınızı yolarım!”
Ben kızdıkça bunlar daha fazla
neşeleniyor.
Şimdi anlıyorum.
O gün bana yedi yaşındaki çocuk
muamelesi yapmışlar.
Meğer 8 Mart
geliyormuş.
Kutlamalar bir hafta önce başlamış.
Sonra dikkat ettim. Gerçekten de trafik hangi ahval ve şeraitte
bulunursa bulunsun, karşıdan karşıya geçmeye hamle eden bir kadın
varsa bütün otomobiller duruyor.
Nisa taifesi bu. Fırsatı kaçırır mı?
Yoldan bir geçişleri var. Şoförler neredeyse arabalardan inip selam
duracak.
8 Mart günü koca koca amcaların
ellerinde buket buket güllerle oradan oraya koşuşturmalarını
izlemek hayli eğlenceliydi.
O gün âdet olduğu üzere yemekleri
erkek tarafı yaptığı için lokantalar dolup taşıyor, paket servis
filan yani öyle bir gün ki yeri geliyor paranın hükmü kalmıyor.
Bir arkadaş vardı. Sevgilisini ve
annesini, kafasındaki plana göre kutlamak için altı ay önceden para
biriktirmeye başlamıştı.
Bizim de Ramazan ve Kurban adında iki
bayramımız var. Kutlayan kaldı mı bilmiyorum.
Ama yani ne yapacaksın!
Önceden çocuklar şeker toplardı. Şimdi
yanında velisi olmadan şeker toplamaya çocuk gönderilmez oldu!
Neyse yazı amacından sapmadan
toparlayayım.
Bu hem bir kutlama hem de özür
yazısı.
Allah’ın bana aslan gibi bir
oğlan hediye etmesine vesile olan “Ey güzel kadın! Kadınlar günün
kutlu olsun. Ver elini tutayım.”
Kaytan bıyıklılara, kirli sakallılara
ve bilumum “ev direklerine” sesleniyorum. Kaç yaşında olurlarsa
olsunlar. Çiçek alalım! Yemekleri biz yapalım. Şiir yazalım.
Kapıları açalım, gerekirse kırmızı halı serelim. Pahalı hediye
alalım. Pahalı.
Kadınlara toplum olarak böyle
davranmaya devam edersek yakında bıyıkları çıkacak. Söylemedi
demeyin!
Aman ha! Otomobil süren okurlarımı
şiddetle uyarıyorum. “Burası Türkiye…”
Centilmenlik yapıp “Yol vereyim!” demeyin. Siz durursunuz başka
arabalar durmaz, sonra “Görmedik etmedik.” filan muhabbeti
olur.
Bütün kadınlarımızın Dünya
Kadınlar Günü kutlu olsun!
Dünyaya getirdiğiniz letafet için size
minnettarız…
Son Söz
“Onlarla güzel
geçinin.” (en-Nisâ,
19)