8 Aralık 2010 Basın Özeti
Abone ol'ABD'nin Wikileaks'e intikam operasyonu', Kaddafi'nin İngiltere'ye tehditleri ve Çin'in Nobel barış Ödülü'ne tepkisi...
Guardian, manşetinde, internet sitesi Wikileaks'in, kurucusu Julian Assange'ın tutuklanmasına karşın Amerikan Dışişleri Bakanlığı'na ait gizli belgeleri yayımlamaya devam edeceğini aktarıyor.
İsveç'te cinsel taciz ve tecavüz suçlarından aranan Assange'ın dün Londra'da kefalet başvurusunun reddedildiğini anımsatan gazete, Amerikan yönetiminin Wikileaks'e karşı ‘intikam operasyonunu’ genişlettiğini savunuyor:
Guardian şöyle diyor:
"Gizli diplomatik yazışmaların sızdırılmasının öfkesi içindeki Washington Julian Assange ve onunla bağlantılı herkese karşı intikam operasyonu yürütürken, hedef listesi her geçen gün uzuyor. Bu listeye dün de New York Times gazetesi ve Visa da katıldı. Wikileaks'le bağlantılı internet sitelerine siber saldırılar yoğunlaşıyor. İfade özgürlüğünün kalesi ve internet özgürlüğünün öncüsü olmakla övünen Amerika Birleşik Devletleri, Wikileaks'e yönelik, Obama yönetimi tarafından koordine edilmekte olduğu söylenen misillemeleri nedeniyle iki yüzlülükle suçlanıyor."
'ABD'nin intikam operasyonunu Obama yönetiyor'
Gazeteye göre, uzmanlar, Estonya'da devlet kurumlarını ve Çin'de Google'ı hedef alan siber saldırılarla Amerika'nın Wikileaks'e yönelik açık ya da gizli tepkileri arasında paralellikler kuruyor:
"Bu misillemelerin kamuya açık yüzünü Senato İç Güvenlik Komisyonu Başkanı Joe Lieberman temsil ediyor. Wikileaks'le bağlantılarını kesmesi için şirketler üzerinde baskı kuran Lieberman, Assange'ın Amerika'da yargılanması çağrısında bulundu ve New York Times hakkında da soruşturma başlatılmasını istedi. Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı, belgelerin sızdırılmasını 'zarar verici' ama kontrol edilebilir' bir durum olarak niteliyor. Obama ise şimdiye kadar Wikileaks konusunda kamuoyu önünde tek bir kelime bile etmedi. Ama Eski CIA uzmanlarından Larry Johnson, Wikileaks'e yönelik operasyonun en tepeden yönetildiğini söylüyor ve 'Kurumlar kendi başlarına hareket etmiyor. Operasyonun başında Beyaz Saray var' diyor.”
Independent gazetesi ise, diplomatik kaynaklara dayanarak, Julian Assange'ın Amerika'da casusluk suçundan yargılanabileceğini duyuruyor. Gazeteye göre, Washington ve İsveç arasında, gayri resmi olarak Assange'ın Amerikalılara teslim edilmesi olasılığı değerlendiriliyor.
Gizli Amerikan belgelerinde, 1988’de bir ABD uçağına bomba yerleştirerek 270 kişinin ölümüne neden olmak suçundan İskoçya'da hapis yatan eski Libya ajanı Abdülbasit el Megrahi'nin Ağustos 2009'da serbest bırakılması öncesinde, Libya'nın ticari tehditleri nedeniyle İngiltere hükümetinin büyük korkular yaşadığı belirtiliyor.
Amerikan yönetiminin engelleme çabalarına karşın, İskoç hükümeti tarafından üç ay ömrü kaldığı gerekçesiyle serbest bırakılan kanser hastası el Megrahi Libya'da kahramanlar gibi karşılanmış, Londra hükümeti, kararda hiçbir etkisinin olmadığını savunmuştu.
Wikileaks'in sızdırdığı belgelere göre, Libya lideri Muammer Kaddafi, El Megrahi'nin hapiste ölmesi halinde İngiltere'yle tüm ticari anlaşmaları durduracağı tehdidinde bulundu. Libya bir taraftan da müebbet hapse mahkum olan El Megrahi'yi serbest bırakması için İskoçya’ya cömert tekliflerde bulundu. Bu tekliflerin reddedildiği söylenen belgelerde şöyle deniyor:
'Kaddafi İngiltere'yi çok korkuttu'
"Libyalılar, Trablus'taki İngiliz elçiliği personelini, el Megrahi'nin hapiste ölmesinin çok ağır sonuçlar doğuracağına inandırmışlardı. Libyalıların tehditleri arasında İngilizlerin ülkedeki ticari faaliyetlerine derhal son verilmesi, diplomatik ilişkilerin kesilmesi ya da asgari düzeye indirilmesi ve İngiltere aleyhinde protesto gösterileri düzenlenmesi de vardı. Libya açıkça söylemese de, İngiliz diplomatları ve vatandaşlarının da risk altına gireceği imasında da bulundu. İngiliz elçisi el Megrahi serbest bırakılınca çok rahatladı. Zira elçiye göre, aksi halde Libya'daki İngiliz çıkarları büyük zarar görecekti."
Guardian bir başka haberinde de, yine Wikileaks belgelerine dayanarak, Suudi Arabistan'ın 2008'de Lübnan'da, İran tarafından desteklenen Hizbullah'a saldırmak için ABD ve NATO'dan hava gücü desteği istediğini aktarıyor.
Gazeteye göre, plan hayata geçirilmedi ama bu öneri, Suudi Arabistan ve Amerika Birleşik Devletleri'nin İran’ın bölgede nüfuzun artırmasından ne kadar rahatsız olduğunu gösteriyor.
Guardian'dan diğer gazetelerde yer alan diğer başlıklara geçiyoruz.
'Çin'in Nobel tepkisi, Hitler'inkine benziyor'
Times gazetesi, manşetinde Nobel Barış Ödülü'nün bu yıl hapisteki muhalif insan hakları savunucusu Liu Şiaobo'ya verilmesine tepki gösteren Çin'in boykot çağrısına 18 ülkenin olumlu yanıt verdiğini aktarıyor. Aralarında Rusya, Küba, Venezuela, Suudi Arabistan, İran ve Pakistan'ın da bulunduğu bu ülkeler, 10 Aralık'ta Oslo'da yapılacak ödül törenine katılmayacaklarını açıkladı.
Times'a göre, birçok ülke Çin'in baskısı üzerine daveti geri çevirdi. Gazete, "Boykot, Çin'le ilişkilerinin geleceğini, insan haklarına yeğ tutan bir birlikteliğin ortaya çıkışına işaret ediyor" diyor. Nobel Enstitüsü Başkanı Geir Lundestad ise gazeteye demecinde, Çin'in tepkisini, Nazi Almanyası'nın verdiği tepkilere benzetiyor ve "Listeye bakarsanız, bazı ülkelerin Çin'in etkisi altında kaldıklarını görürsünüz. Bazı ülkelerin de kendi nedenleri var. Bazıları bir sonraki muhalifin kendi ülkeleri içinden çıkmasından korkuyor" diyor.
Times, haberinde Çin Dışişleri Bakanlığı'nın Nobel Komitesi üyeleri için "Palyaçolar" dediğini anımsatıyor.