750 bin dolara satılan milletvekili

TÜYLER ÜRPERTEN AÇIKLAMA Dedikodular, Türkiye'nin dört bir yanını sarmıştı. Sürekli olarak ''pis kokulardan'' söz ediliyordu. İddialar iddiaları kovalıyordu. Ortada son derece büyük paraların döndüğü konuşuluyordu. Ama, hiç biri net değildi. Hep ''duyumlardan'' bahsediliyordu. Herkes, ortaya attığı iddiayı bir başkasına dayandırıyordu. O ''başkası''na sorduğunuzda da hep aynı cevabı alıyordunuz: Vallahi bizzat şahit olmadım, ben de başkasından duydum! 28 Şubat sonrası gerçekleşen ''milletvekili transferlerinden'' söz ediyorum. Aradan 5 yıl geçti. İlk olarak ciddi bilgiler ortaya çıktı. Eski Genelkurmay Başkanı ve dönemin Kilis Milletvekili Doğan Güreş, son derece önemli bir açıklama yaptı. Emekli Orgeneral Doğan Güreş'in bizzat yaşadığı olay, gerçekten tüyler ürperticiydi. Güreş, eski Başbakanlardan Yıldırım Akbulut'un da bulunduğu bir ortamda, başından geçen olayı ayrıntılarıyla anlattı: 28 Şubat'ın ardından milletvekilli transferleri yaşanmış, Hükümet yıkılmış ve ortam sakinleşmişti. Bir grup milletvekili sohbet ediyordu. Milletvekilleri, Güreş'in de orada bulunduğunu farketmemişlerdi. İçlerinden biri, ''Ben transfer için 750 bin dolar aldım'' dedi: Az para almışım. Çok ucuza gitmişim. Sonradan öğrendim ki, başkalarına benden çok para vermişler. Aynı milletvekili açıklamalarına devam ediyordu ki, Doğan Güreş'i farketti. Hemen konuyu değiştirdi. Ama, söylediklerini Doğan Güreş'le birlikte pek çok milletvekili duydu. Güreş, ''Olay aynen bu şekilde oldu'' dedi: İsmi lazım değil. Eğer o milletvekili ilk anda beni farketseydi, elbette bu açıklamayı yapmazdı. Beni farkettiğinde de iş işten geçmişti. Kızardı, hemen lafı değiştirdi. Ardından ekledi: Meğerse transfer ücretleri çok yüksekmiş. 1 ile 1,5 milyon dolara kadar çıkmış. O milletvekili de bunu öğrenmiş. ''Ucuza gittim'' diye hayıflanıyordu! Olayı, bizimle birlikte dinleyen eski Başbakan Yıldırım Akbulut, herhangi bir yorum yapmadı. Sadece acı acı güldü. Akbulut'a sorduk: Siz haberdar mıydınız, bütün bu olup bitenlerden? ''Evet'' ya da ''hayır'' demedi. Sadece o acı gülümsemesini sürdürdü! Olay son derece vahim. Olağanüstü rahatsız edici. Kelimenin tam anlamı ile tüyler ürpertici! Düşünebiliyor musunuz? Bir milletvekili para karşılığı partisini değiştiriyor. Kendisine oy veren insanlarla ve topyekün bir milletle alay ediyor. Milli iradeyi ayaklar altına alıyor. Sonra da ''Eyvah, ucuza gitmişim'' diyebiliyor. Üstelik, bunu diğer milletvekillerinin yanında açıklayabiliyor. Olacak iş değil! Bu tablo karşısında insan donup kalıyor! Bu iddiayı herhangi biri ortaya atsaydı, belki üzerinde bu kadar durulmazdı. Ancak, Doğan Güreş sözüne güvenilir bir isim. Çok önemli mevkilerde bulundu, devletin tepe noktalarında görev yaptı. Ama, devletin imkanlarını şahsı ve çevresi için kesinlikle kullanmadı. Güreş'in iki oğlu da hala işsiz! Oğullarından biri, Güreş'in kiralık evinin geliri ile geçiniyor. Diğeri ise, emekli maaşından harçlık alarak hayatını sürdürüyor. Güreş'in anlattığı olayı acı acı gülerek dinleyen Yıldırım Akbulut ise, bu ülkenin Başbakanlık Koltuğu'nda oturdu. Devletin bütün imkanları elinin altındaydı. Ama, O'nun da iki yeğeni Amerika'da pizzacı dükkanında çalışıyor. Eski Başbakan'ın akrabaları, pizza satarak hayatlarını sürdürüyor! Çünkü, Akbulut kimsenin kapısını çalıp iş istemedi. İşte size iki ayrı olay ve iki ayrı davranış biçimi! Bir yanda, yakınlarına iş istemek için bile kimseye müdana etmeyen etmeyen iki siyasetçi. Diğer tarafta, haysiyetini ve şerefini satılığa çıkaran bir isim! Aslına bakılırsa, Güreş ve Akbulut gibi isimler azınlıkta değiller. Ama malesef, toplum diğerler örneklere bakıp, siyasetçi ve siyaset müessesesini değerlendiriyor! Bu görüntüyü silip yok etmek de yine siyasetçinin görevi. Temizlik gerekiyor, hem de sıkı bir temizlik! Türkiye bu görüntülere layık değil! Emin Pazarcı / Tercüman