70 saat süren işkenceyi anlattı
Abone olİnsanlık Filosu'nun uğradığı kanlı baskın sırasında Star muhabiri Halil Bilek de Mavi Marara'daydı. Yaşadıklarını şöyle özetledi;
Gazze’ye yardım taşıyan İnsanlık Filosu’nun uğradığı
kanlı baskın sırasında Star muhabiri Halil Bilek de Mavi
Marara’daydı.
Kan gölüne dönen gemiden alınarak İsrail hapishanelerine götürülen
Halil “İçeriden çıkarken Türkiye’de neden ‘Burası Türkiye İsrail
değil’ sloganını attıklarıı daha iyi anladım” diyordu.
“Mavi Marmara ile yola çıktığımız ikinci günün akşamı yani 30
Mayıs’ta, o kanlı saldırından sadece bir kaç saat önce ilk
sinyalleri aldık. Zodyak botlar ve helikopterlerle tacize direndi
gemidekiler. İsrail gemileri geri çekilince ve de uluslararası
sularda olmanın rahatığıyla herkes uykuyu geçti. Saatler 04.00’ü
gösterdiğinde, siren sesleriyle uyandık. Telsizle irtibata geçen
İsrailliler teslim olmamızı istiyordu.”
BİZ RAHATIZ SANIYORDUK
“Kısa bir süre sonra gaz bombaları arasında askerler gemiye ayak bastı. Askerler restgele ateş ediyordu. Koridorlarda can pazarı yaşanıyordu. 9 kişinin öldürülüp onlarca kişinin yaralanmasının ardından Kaptan köşkü ele geçirildi. Hepimiz için artık işkence dolu saatler başlamıştı. Güvertede toplanan herkes kelepçelenip diz çöktürülerek saatlerce bekletilri. Saatler sonra indirildiğimiz gemiden önce polise teslim edildik ardından Ber Şeva cezaevine.
TÜRK MALI MASADA YEMEK
Üzerimizdeki tedirginliği attıktan sonra hepimiz geride
kalanları veya yanımızda göremediklerimizin akıbetini öğrenmeye
çalıştık. Ancak kimse hakkında bilgi sahibi olamadık. Yaşadığımız
en büyük sürpriz ise yemek yediğimiz masaların Türk malı olduğunu
görmemizdi. Cezaevindeki en heyacanlı anlar ise konsolosların
gelişinde yaşanıyordu. Hangi ükeden geldiği farketmeden gelen
konsolos aracılığıyla herkes dışarı mesaj göndemeye çalışıyordu.
Ama dışarıya gönderdilen iyiyiz mesajlarının yanı sıra gelen ‘ölüm’
haberleri büyük yıkıntıya sebep oluyordu.
THY uçağını görünce özgürlüğü hissettik
“Cezaevinde içilen sunun acımsı tadı ‘Zehirleniyor muyuz’ endişesi doğurunca insanlar hazır su kullanmaya özen gösterdi. Türk barış gönüllüleri için ilk tahliye haberleri sabaha karşı geldi. Nakil araçlarının daracık tel ppencerelerinde geride bıraktığımız cezaevine bakıyorduk Ben Gurion Havaalanı’na giderken. Yaklaşık 1 saat 45 dakikalık yolculuğun ardından alanda gördüğümüz THY uçağıyla artık kabusun bittiğini hissetmiştik hepimiz. Uçakta, Başbakanlık danışmanı Nabi Avcı’nın cep telefonuyla Türkiye’deki yakınlarımıza müjde verdik, THY uçağıyla dönerken, Türkiye’de insanların bir hukuksuz yada medeni olmayan bir davranışla karşılaştıklarında neden ‘Burası Türkiye, İsrail değil’ sloganını kullandıklarını da, katliam ve işkence dolu 70 saatin sonunda bizzat ‘Burası İsrail, Türkiye değil’ diyerek anladım.”