7 yılda 4 kez felç geçirdi
Abone olİlk felci 2002 yılında geçirdi. Bu onun yaşayacağı ilk sıkıntısı olmayacaktı. Ali Turan'ın sırrı bir türlü çözülemedi.
Aydın'ın Koçarlı ilçesi Hatuniye Camisinde imam olarak
görev yapan ve son 7 yılda 4 kez felç geçiren Ali Turan'ın
hastalığının kaynağı bugüne kadar belirlenemedi.
Koçarlı Hatuniye Camisi İmamı Ali Turan (55), AA muhabirine yaptığı
açıklamada, ilk olarak 2002 yılında vücudunun sol tarafında kısmi
felç meydana geldiğini belirterek, Adnan Menderes Üniversitesi
(ADÜ) Tıp Fakültesi Hastanesindeki tedavisinin ardından sağlığına
kavuştuğunu söyledi.
Daha sonraki yıllarda yine biri sol ve biri sağ olmak üzere iki
defa daha kısmi felç geçirdiğini ifade eden Turan, son olarak 3 ay
önce evinde otururken bütün vücudunun felç olduğunu kaydetti.
Tedavi için yine ADÜ Tıp Fakültesine getirildiğini, burada 3 aydır
fizik tedavi gördüğünü aktaran Turan, şöyle konuştu:
''Geçirdiğim ilk üç kısmi felcin ardından, ADÜ Tıp Fakültesi
Hastanesindeki tedaviler sonucunda yüzde 90 iyileştim. Tekrar
görevimin başına döndüm. Ancak buraya son getirilişimde ne
yürüyebiliyordum, ne konuşabiliyordum. Hatta yutkunamıyordum. 3
aylık fizik tedavi sonucunda şu anda az da olsa yürüyebiliyor ve
konuşabiliyorum. Rahatlıkla oturabiliyorum. Sağ kolumu rahatlıkla
oynatabiliyorum. Sol kolumu ise önceki felçlerden kalan izlerin de
etkisiyle çok az oynatabiliyorum. En kısa zamanda iyileşerek,
tekrar görevimin başına dönmek istiyorum.''
Turan, 7 yılda 4 kez felç geçirmesine karşın, yapılan tüm kalp ve
beyin testlerinde ve çekilen MR'larında, felce neden olabilecek bir
durumun tespit edilemediğini belirterek, felce 25 yıl boyunca
içtiği sigara ile genetik olarak var olan şeker hastalığının zemin
yarattığına inandığını söyledi.
''ÖLÜME DAVETİYE ÇIKARILIYOR''
Ali Turan'ın tedavisi ile ilgilenen Adnan Menderes Üniversitesi
(ADÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Fizik Tedavi Bölümü Öğretim
üyelerinden Prof. Dr. Ömer Faruk Şendur ise sigara ve şeker
hastalığının felç için zemin hazırladığını, ancak felcin asıl
kaynağının ne olduğunun henüz tespit edilemediğini, bu konuda
araştırmalarının sürdüğünü söyledi.
Turan'ın tedavisinin yürüme ve konuşma fonksiyonunun normale
dönünceye kadar devam edeceğini aktaran Prof. Dr. Şendur, şunları
kaydetti:
''Bu tür hastalar yürüyemeyecek diye eve hapsedilmemeli. Görüldüğü
gibi fizik tedavi ile tedavi edilebiliyorlar. Başka birilerine
bağımlı olmadan hayatlarını devam ettirebiliyorlar. Oysa, bu tür
insanları yatağa bağlı olarak bırakmak, onları yaşamlarının sona
ermesindeki süreci hızlandırıyor. Çünkü, araya başka hastalıklar da
giriyor. Adeta ölüme davetiye çıkarılıyor.''