7 Ocak İngiltere Basın Özeti
Abone olİngiltere'deki gazetelerde, Türkiye ekonomisi ve siyasetindeki dalgalanmalar ile Irak ve Suriye'deki gelişmeler hakkındaki yorumlar göze çarpıyor.
İngiltere'deki gazetelerde, Türkiye ekonomisi ve siyasetindeki dalgalanmalar ile Irak ve Suriye'deki gelişmeler hakkındaki yorumlar göze çarpıyor.
Londra merkezli iş dünyası gazetesi Financial Times'ın Şirketler ve Piyasalar ekindeki bir haber, "Türkler 20 milyar dolardan fazla döviz satın aldı" başlığını taşıyor.
Haberde, Türkiye'de 'yerli' döviz mevduatı miktarının Temmuz 2013'te 98,3 milyar dolar iken, sene sonunda 119,3 milyar dolara çıktığı belirtilerek, daha önce Türk lirasına yönelen yatırımcıların, içine girilen zorlu dönemde hükümete güvenmediği .
Gazetede ayrıca, İstanbul merkezli Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen’in, rüşvet ve yolsuzluk operasyonları ile sarsılan Türk siyasi yapısıyla ilgili bir makalesi yer alıyor.
“Türkiye’nin siyasette daha az paraya, yargıda daha az siyasete ihtiyacı var” başlıklı makalede Ülgen, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın AKP’sinin yolsuzluk ve kayırmacılığın sardığı siyasi sisteme duyulan tepkilerle iktidara geldiğine dikkat çekerek şöyle diyor: “AK Parti’si yolsuzluk karşıtı söylemiyle halktan yetki aldı. Partinin ismi ‘AK’ bile bunu yansıtıyor. Şimdi ise, Türkiye’nin yolsuzluk kaynaklı siyasi kriz döngüsünü kökünden halledemiyor veya halletmek istemiyor gibi gözüküyor.”
Türkiye’de yolsuzluğun üst seviyelerde olmasının sebebinin, siyasetin finansmanında olduğunu belirten Ülgen, ekonomik rantın keyfi kararlarla müttefikler arasında paylaştırıldığı bir düzen tablosu çiziyor.
EDAM Başkanı, liberalleşmeyle birlikte ithalat ve üretim izinleri gibi siyasi takdir yetkilerinin ortadan kalkmasının ardından, siyaset finansmanının inşaat sektörüne kaydığı tespitini dile getirerek, iktidar yanlısı grupların kamu ihaleleri, imar kanunlarındaki değişiklikler ve inşaat izinleri ile ödüllendirildiğini anlatıyor.
Ülgen, 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarından çıkarılacak dersleri özetle şöyle sıralıyor:
Siyasi kampanya harcamaları izlenmeli ve bunlara bir sınırlama getirilmeli.Partilerüstü kurumlar geliştirilmeli. Demokrasiye ‘kazanan hepsini alır’ mantığıyla bakılmamalı.
Erdoğan’ın “çoğunlukçuluğunun”, bağımsız yargı gibi kurumlaşmalara ters düştüğünü vurgulayan Ülgen, politize olmuş bir yargının demokrasi için yapısal bir sorun ve yolsuzlukla mücadele çabalarına bir engel oluşturduğunu belirtiyor.
Ülgen burada, son operasyonların yargı bağımsızlığının değil, Erdoğan ile eski müttefiği Fethullah Gülen arasındaki ayrışmayı gösterdiğinin altını çiziyor.
Yerel seçimlerin ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin arifesinde olunduğunu hatırlatan Ülgen, anahtar önemdeki devlet kuruluşlarının bağımsızlığını ve siyasetin finansmanının düzenlenmesini öngören reformlar önererek şöyle diyor: “Türk siyasi sınıfı bu reformun mecburiyeti üzerinde ne zaman mutabakat sağlarsa, ülke o zaman uzun dönemli siyasi istikrara dönebilir.”
Hindistan’da ‘Sokaktaki Adam’ hareketi
Financial Times’ın başyazısında da yolsuzluk sorunu irdeleniyor. Bu defa örnek ülke Hindistan.
800 milyon seçmenin sandık başına gitmeye hazırlandığı Hindistan’da, yolsuzluk karşıtı bir hareket olarak örgütlenen “Sokaktaki Adam” partisinin geleneksel partiler arasındaki güç dengesini değiştirebileceğine dikkat çekiliyor.
Yalnızca 1 yıl önce ortaya çıkan bir partinin 28 eyaletli ülkede bu kadar güç kazanması, orta sınıfın mevcut durumun değişmesini ne kadar istediğinin göstergesi olarak görülüyor.
Irak’taki durum
Times gazetesinin başyazısı, Irak ordusunun Anbar vilayetinde kontrolü El Kaide çizgisindeki militanlara kaptırması üzerine.
“Uçuruma dönüş” başlıklı makalede, Şii kökenli Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin “birlik sağlama” vaat ederken bir iç savaşın eşiğine sürüklendiği belirtiliyor.
Felluce gibi kentlerde, 2 yıl önce çekilen Amerikan ordusunun bile tam kontrol sağlayamadığını hatırlatan Times, Maliki yerel Sünni aşiretlerine güven vermedikçe Irak ordusunun bunu başarma şansı olmadığı kaydediliyor.
Roger Boyes ise yorumunda El Kaide için “Geri geldiler ve hilafet rüyasının peşindeler” diyor.
El Kaide çizgisindeki grupların birlikte savaşmalarına rağmen nasıl dua edecekleri üzerine bile fikir birliği olmadığından hareketle, El Kaide lideri Eyman el Zevahiri’nin Felluce merkezli hilafet fikrinin hayal olduğunu belirtiyor Boyes.
Ancak yorumcu, Suriye’deki iç savaş sürdükçe, El Kaide’nin genç mülteciler içinden asker devşirmeyi sürdüreceği ve tekrar tekrar gruplaşacağı uyarısında bulunuyor.
Suriye’de muhalifler arası çatışmalar
Richard Spencer ise Daily Telegraph gazetesinde, Suriye’deki silahlı isyancı gruplar arasındaki çatışmalara mercek tutuyor.
İslamcı grupların, El Kaide çizgisindeki Irak Şam İslam Devleti’ne karşı ortak saldırıya geçtiğini hatırlatan Spencer, bu saldırıları düzenleyen İslamcı grupların da demokrasiyi veya Batılı değerleri benimsemediklerini aktarırken şöyle diyor: “Fakat daha birleşik bir Sünni muhalefet, Batı tarafından doğru yönde bir adım olarak değerlendirilecektir.”
Spencer, böylece Cenevre’de yapılması planlanan barış görüşmeleri öncesinde Suriye’deki Beşar Esad rejiminin müttefiği Rusya karşısında Batılı ülkelerin elinin güçlenebileceğini belirtiyor.