7 Ağustos İngiltere Basın Özeti
Abone olFinancial Times'a göre cumhurbaşkanlığı seçiminin favorisi Başbakan Erdoğan. İngiltere, milletvekili adayı olduğunu açıklayan Londra Belediye Başkanı Boris Johnson'ı konuşuyor. Irak'ta IŞİD militanlarından kaçan en az 40 bin Yezidi dağda ölümle yüz yüze.
İngiliz basınında bugün, sayfalarında Türkiye'de üç gün sonta
ilk turu yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimine değinen tek gazete
Financial Times.
Financial Times, seçimin favorisinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu yazıyor.
Gazeteye göre Erdoğan, otoriter tavrına yönelik kaygılara karşın Türkiye'nin halk oyuyla seçilecek ilk Cumhurbaşkanı olmaya en yakın isim olarak görülüyor.
Financial Times'ın bugünkü sayısındaki haberin başlığı, "Erdoğan yoksulların ve dindarların desteğiyle zafere hazır".
Gazete, Başbakan'ın Cumhurbaşkanı seçilmek için oluşturduğu
koalisyonun merkezinde Erdoğan'ın ifadesiyle "mazlumların" olduğu
görüşünde.
Financial Times'ın Türkiye'deki muhabiri Daniel Dombey, haberine İstanbul'un Sultanbeyli ilçesinden Elmas adlı bir kafe sahibinin görüşlerini aktararak başlıyor. Elmas, Erdoğan Başbakan olmadan önce Sultanbeyli'de hiçbir şeyin olmadığını, yollarda kaldırımın bile bulunmadığını, yakındaki göle de pis kokusu yüzünden kimsenin gidemediğini belirtmiş.
Şimdi ise Sultanbeyli'de temizlenen göle giden yolun da asfalt olduğunu belirten Elmas, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'a oy vereceğini söylemiş.
Financial Times muhabiri Daniel Dombey, "Elmas'ın düşünceleri, giderek artan otoriter tavrına yönelik kaygılara karşın, Erdoğan'ın neden ülkesinin halk tarafından seçilecek ilk Cumhurbaşkanı olma yolunda en büyük favori olduğunu anlamaya yardımcı oluyor" diyor.
Dombey'nin haberinden bazı satırlar şöyle:
"Sultanbeyli neredeyse AK Parti'nin Türkiye'nin en büyük kentindeki kalesi konumunda. Erdoğan'ın seçim koalisyonunun merkezinde de partinin 2002'de iktidara gelmesinden bu yana toplumda en üst düzeye çıkanlar değil; yoksullar, sık sık dışlananlar, onun deyimiyle 'mazlumlar' var."
Financial Times muhabiri haberinde, muhafazakar kitlenin AK Parti iktidara gelmeden önce kendisini sosyal ve siyasi yaşamdan dışlanmış hissettiğini; Türkiye'de kadınların başörtüsü takan yaklaşık yüzde 60'ının üniversitelerde öğrenim görmelerinin, kamu sektöründe çalışmalarının, milletvekili olarak görev yapmalarının yasak olduğunu yazmış.
Sultanbeyli'de göl kenarında piknik yapan başörtülü Adalet adlı bir seçmen de Dombey'e şunları söylemiş:
"Şimdi herkes özgür...Geçmişte ise ayrımcılık vardı, benim gibilerle başörtüsü takmayan kadınlar arasında sorunlar çıkardı. Ancak ben artık başörtüsü takmayanları düşmanım olarak değil kardeşim olarak görüyorum."
Daniel Dombey haberini şöyle noktalamış:
"Türkiye son 10 yılda hızla büyüdü. Bazı iktisatçılar bunun yakında tekrarlanmasının pek de mümkün olmadığını söylüyor. Ancak Sultanbeyli'de birçok kişi ekonomik büyümeyi tek bir adamın eseri olarak görüyor.
"Adalet'e sadakatinin partiye mi yoksa Başbakan'a mı olduğunu sordum. Arkadaşlarının da tekrarladığı tek kelimelik bir yanıt verdi: 'Erdoğan'a."
'Bank Asya' mücadelesi
Financial Times'ın Türkiye muhabiri Daniel Dombey bugünkü bir diğer haberinde de Bank Asya için verildiğini vurguladığı mücadeleye değinmiş.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan dün Ziraat Bankası'nın Bank Asya'yı satın almak için görüşmeler yaptığını doğrulamıştı. Babacan, "Henüz bu görüşmeler neticelenmedi ama neticelenirse bizim arzu ettiğimiz bir şey oluşur. Ziraat Bankası Bank Asya'yı satın alırsa, böylece kamunun bir katılım bankası olmuş olur" demişti.
Dombey ise haberine "İşte size Türk usulü bir finans yöntemi: Önce aktif bir varlık hakkında aşağılayıcı bir biçimde konuş, sonra da onu kapmaya çalış" diyerek başlamış.
Financial Times muhabiri, Başbakan Erdoğan'ın geçen hafta Bank Asya'yı sert bir dille eleştirdiğini hatırlatıyor. Erdoğan, Katar İslam Bankası'nın Bans Asya'yı alma noktasında olmadığını, Bank Asya yetkililerinin ise tersini açıklayıp piyasalarda psikolojik bir destek sağladığını söylemişti.
Daniel Dombey, Bank Asya için verilen mücadeleyi şöyle özetliyor:
"Elbette bu öyküde görünenden fazlası var. Bank Asya, Fethullah Gülen'in takipçilerinin en önemli varlıklarından biri. Erdoğan geçen yıldan bu yana eski müttefiki Gülen'e karşı sert bir mücadele veriyor. Esasında bu mücadelenin ilk aşamasında devletle bağlantılı bazı kurumlar Bank Asya'daki paralarını çekmişler ancak tam anlamıyla bir kargaşa yaratamamışlardı.
"O dönemden bu yana Gülenci oldukları iddia edilen binlerce kişi emniyetteki ve yargıdaki görevlerinden uzaklaştırıldı. Bu durum Maliye Bakanlığı ve Sermaye Piyasası Kurulu'ndaki teknokratlar için de geçerliydi.
"Hükümet hiçbir devletin bu kadar etkili bir şebekeye tahammül edemeyeceğini söylüyor ve Gülencilerle sahte delillere dayandırıldığı belirtilen üst düzey bazı davalar arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor. Gülenciler ise hükümetin, Erdoğan'a giderek daha da yaklaşan yolsuzluk soruşturmasına son vermek için bir cadı avı başlattığını belirtiyor.
"Bank Asya çevresindeki manevralar bu büyük resmin bir parçası olabilir."
İngiltere Boris Johnson'ı konuşuyor
İngiliz gazetelerinin bugün sayfalarında en çok yer verdikleri gelişme ise Londra Belediye Başkanı Boris Johnson'ın, İngiltere'de önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlerde milletvekili adayı olacağını açıklaması.
İktidarın büyük ortağı Muhafazakar Parti'nin önde gelen isimlerinden Boris Johnson'ın görev süresi 2016'da doluyor. Johnson ise milletvekili seçilmesi halinde belediye başkanlığını da sürdüreceğini söylüyor.
Financial Times, Johnson'ın partisinin milletvekillerini ve hatta Başbakan David Cameron'ı şaşırttığını belirtiyor. Gazeteye göre, Londra Belediye Başkanı Başbakanı kararı hakkında önceden bilgilendirmedi.
Guardian ise kararını manşetinden duyurduğu Johnson'ın parti liderliğine oynadığı yönündeki spekülasyonların arttığını bildiriyor. Guardian'ın dikkat çektiği bir diğer nokta da, Muhafazakar Parti'nin Avrupa Birliği'ne şüpheyle yaklaşan sağ kanadının, Johnson'ın kararından memnun olması.
Daily Telegraph gazetesine göre, Muhafazakar Parti'nin seçimi kazanması halinde Boris Johnson İş Dünyasından Sorumlu Bakan olabilir.
Times ise partinin seçimi kaybetmesi halinde Johnson'ın liderlik için muhtemelen İçişleri Bakanı Theresa May ve Maliye Bakanı George Osborne ile yarışacağını belirtiyor.
Liberal Demokratlardan 'Gazze' baskısı
Independent gazetesinin bugünkü manşeti ise "Liberal Demokratlar Gazze konusunda Cameron'a sırt çeviriyor".
Gazete İngiltere'de koalisyonun küçük ortağı olan partinin önde gelen isimlerinin İsrail'e silah satışının tamamen yasaklanması konusunda Dışişleri Bakanı Philip Hammond üzerindeki baskıyı artırdığını yazıyor.
Independent'a konuşan Başbakan Yardımcısı ve Liberal Demokrat Parti lideri Nick Clegg, koalisyon ortağı Muhafazakar Parti'yi eleştirmiş.
Clegg, Muhafazakarların İsrail'i daha sert bir dille kınamamalarının İngiltere'nin bölgedeki nüfuzunu tehlikeye attığını söylüyor.
Yezidiler zor durumda
Guardian gazetesinin ilk sayfasındaki haberin başlığı ise "40 bin Iraklı, dağlarda ölümcül cihatçılardan saklanıyor"
Gazetenin Orta Doğu muhabiri Martin Chulov'un haberinde bahsettiği Iraklılar, ülkenin en eski azınlıklarından olan Yezidiler.
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü militanları Cumartesi günü Irak'ın kuzeybatısındaki Sincar kentini ele geçirmişti. Kentin nüfusu 300 binden 25 bine indi. En az 130 bin Yezidi Dohuk'a ya da Erbil'e kaçtı.
Kalanlardan çoğu kadın ve çocuk en az 40 bin Yezidi ise çareyi Sincar Dağı'na kaçmakta buldu.
Martin Chulov, Yezidilerin dağdan ayrılmaları halinde onları "şeytana tapan kişiler" olarak gören cihatcılarca öldürüleceklerini, dağda kalmaları halinde ise susuzluktan ölebileceklerini söylüyor.