62 yıldır öyle bir şey yapıyor ki...
Abone olKastamonu’da 600 yıllık tarihi caminin gönüllü imamlığını yapan vatandaş, aynı zamanda 62 yıldır yaşadığı her günü not tuttu. Gönüllü imam, ...
Kastamonu’da 600 yıllık tarihi caminin gönüllü imamlığını yapan
vatandaş, aynı zamanda 62 yıldır yaşadığı her günü not tuttu.
Gönüllü imam, Galatasaray’ın da Avrupa’da ve Türkiye’de oynadığı
tüm maçlarını ajandasına kaydetti.
Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesine bağlı Demirtaş köyünde ikamet eden
Satı Davut (69), 62 yıldır Asar kayalıklarının eteğine kurulan 600
yıllık Asar Camii’nde gönüllü imamlığını yapıyor. Pınarbaşı
ilçesinin Ilgazlar, Urşan, Pazaryeri ve Demirtaş köylerinin
ortasına kurulan Asar Camii İmamı Satı Davut, Cuma namazına gelen
cemaate gönüllü namaz kıldırıp caminin bakımını üstlendi. Aynı
zamanda Satı Davut, 62 yıldır yaşadığı her günü akşam evine
geldiğinde yazmayı ihmal etmedi. Günlük dışında fanatik
Galatasaraylı Satı Davut, 62 yıldır takımının Avrupa’da ve
Türkiye’de oynadığı tüm maçları ajandasına not etti. Tuttuğu
günlüklerini Galatasaray’ın renkleriyle süsleyen Satı Davut,
biriktirdiği günlüklerini evin bir köşesinde saklayarak ara sıra
okumayı da ihmal etmiyor.
1952 yılındın itibaren günlük tutmaya başladığını ve Galatasaray’ın
tüm oynadığı maçlarını günlüğüne not ettiğini ifade eden Asar
Camisinin gönüllü imamı Satı Davut, “Yenmek güzel fakat yenilmek
kötü oluyor. Kudreti olmayınca, gücü yetmeyince tabii ki yenilecek.
Galatasaray, Avrupa’nın en birinci takımı oluyor. Türkiye’nin hangi
takımı olursa olsun Real Madrid’e yenilir, fakat Galatasaray üç
defa yenmeyi başardı. Real Madrid’in azığını biz sardık bir
zamanları, ben unutmam o günleri. Belki de defterime de yazdım”
dedi.
Galatasaray yenildiği zaman büyük üzüntü duyduğunu aktaran Davut,
“Fatih Terim’in Galatasaray’dan gönderilmesine çok üzülüyorum.
Fakat Milli Takıma geçti. İki karpuz, bir koltuğa girmiyor.
Muhakkak bir karpuz sığar. Fatih Terim, hem Milli Takıma, hem de
Galatasaray’a bakınca iki takımı da idare etmesi zor oldu. O yüzden
terk etti bizi. Yapacak bir şey yok” diye konuştu.
Galatasaray’ın bu yıl şampiyon olmasını istediğini belirten Davut,
“Galatasaray’ın bu yıl şampiyon olmasına bizler karar veremeyiz,
onu ancak Allah bilir. Ama şampiyon olmasını istiyorum.
Galatasaray, yendiği zaman zevkle defterime yazarım. Fakat
yenildiği zaman boş ver derim, yazmamak için kendime bahane
bulurum. Galatasaray, yenilince kızıyorum, moralim bozuluyor.
Yenmesi için Allah’a dua ediyorum. Kanallardan Galatasaray’ın
maçlarını izliyordum, fakat şu anda başka bir kanala verdiler bende
radyolardan dinliyorum” şeklinde konuştu.
1960 yılında Ali Sami Yen Stadına maça gittiğini anlatan Satı
Davut, “50 kuruş para vermiştim o zaman. Kalede Ekrem Muzaffer diye
bir şahıs vardı. Metin Oktay’ın maçına da gittim. Birinci lige
çıkan Vefaspor, Galatasaray karşısında 2-0 galip. Biz, hakeme falan
laf söylüyoruz, ortalık yıkılıyor. Bir oyuncu değişikliği oldu.
Metin Oktay diye seyirciler bağırdı. Bende seyircilerle birlikte
Metin Oktay diye bağırdım. Bilmiyorum daha o zamanları. Maçın
80’inci dakikası arkadaş fırtına mısın, Metin Oktay fırtına gibi
arka arkaya 3 tane gol attı. Karşılaşmadan 3-2 galip geldik.
Galatasaray’da Metin Oktay olmasaydı vallahi yeniliyorduk. O
kurtardı bizi. Galatasaray, Metin Oktay sayesinde o yıl şampiyonda
oldu. Ayrıca Metin Oktay, gol kralı da oldu. Yani Türkiye’ye nam
salmıştı” ifadelerini kullandı.
1952 yılından beri Galatasaray’ın bütün maçlarını yazmaya
başladığını açıklayan Davut, şöyle konuştu: “Hakan Şükür, şimdi
milletvekili oldu. Galatasaray’da oynarken Hakan Şükür’e gol
kaçırınca ‘İnek Şaban’dan kötüsün sen’ derdim. Gol atamayınca
kızardım. Gol attığı zaman da ‘yaşa’ derdim, ‘oyuncu dediğin işte
böyle olacak’ derdim. Galatasaray, 2005 yılınım Kasım ayında
Rizespor ile oynadığı karşılaşmayı deplasmanda 1-0 yendi. Bunu
ajandama not almışım.”
OKUMA YAZMAYI KENDİSİ ÖĞRENDİ
Daha önceden köylerinde okulun olmadığını bu yüzden hiç okula
gidemediğini belirten Satı Davut, “Köy hocalarından okuma yazma
öğrenirdik. Bende kendim okuma yazma öğrendim. Ayrıca Arapça ve
Osmanlıcayı da okumayı öğrendim” dedi.
1952 yılından beri günlük tuttuğunu ve o gün yaşadıkları her şeyi
akşam olunca eline geçirdiği not kağıtlarına veya ajandalara
yazdığını ifade eden Satı Davut, “Hala günlük tutmaya devam
ediyorum. Ben bugün ne hizmet ettim, Allah için ne yaptım, nereye
gittim, kim öldü, kimin cenazesine gittim, hava durumunu o gün ne
yaşadıysam akşam evde oturup yazıyorum” diye konuştu.
4 tane oğlu olduğunu ve çocukları askere gidince mektup yazdığını
söyleyen Davut, şöyle devam etti: “Benim yazım çok güzeldir. Zarfın
üzerine okunaklı ve çok güzel yazı yazdığımı görmüşler Azdavay PTT
Müdürlüğünden. Daha sonra postane bana güzel yazı yazıyorsun diye
50 lira mükafat verdi.”
(İHA)