60 yıl sonra 'kurtarıcısıyla' buluştu
Abone ol9 yaşındayken Türk birliği tarafından hayatı kurtarılan Min Ja Ha 60 yıl sonra kurtarıcılarıyla buluştu.
Birleşmiş Milletler (BM) 1950’de bir
çağrı yaptı “Kore için yardıma koşun, insanlık dramına son verin!”
Türkiye bu insanlık çağrısı üzerine 5 bin 500 evladını Kore’deki
kanlı savaşı bitirmek için gönderdi...
Onların da anneleri babaları çocukları vardı, hepsini geride
bırakıp 7 bin 939 km uzaktaki o topraklara, belki de
dönmeyeceklerini bilerek gittiler. İşte topçu er Behçet
Akbin de onlardan biriydi... Ve onu hikayesini
diğerlerinden ayıran 9 yaşında anne babasını kaybeden ve
Seul ismini verdikleri Koreli bir kıza kol kanat
germesiydi.
SAVAŞIN KADERİNİ DEĞİŞTİREN
BİRLİK
Vatan sinden Burak Kara'nın haberine göre 25 Ocak 1953’te
Türk ordusu ile birlikte Behçet Akbin de başkent Seul yakınlarında,
belki de savaşın kaderini değiştiren bir muharebeye katılır.
“Dünyanın en kısa süren muharebesi” olarak savaş
literatürlerine giren ve 45 dakika süren çatışmalarda Türk
askerleri Kuzey Koreli bir alayı saf dışı eder. Muharebede, bin 532
Kuzey Kore ve Çin askeri öldürülür. Bu başarı nedeniyle BM, Türk
Karargahı’na üstün hizmet nişanı verir. Müttefik kuvvetler geri
çekilme kararından vazgeçer ve savaşa devam ederler. Bu muharebe,
hem Kore Savaşı’nın hem de küçük Seul’ün de kaderini
belirler...
60 YIL SONRA
BULUŞTULAR
1951 yılında Behçet Akbin 23 yaşındayken terhisine bir ay kala bir
karar verir ve Kore birliğine katılmak için başvurup, gönüllü
olarak Kore’ye gider. “11 ay fazladan askerlik yaptım. İki ay Kore
yolu sürdü, İskenderun gemisi ile gittik. Kore’ye vardığımızda kan
gövdeyi götürüyordu. Hava buz gibiydi, tıpkı bizim Konya’nın
bozkırı gibi kuru bir soğuk vardı. Orada da 11 ay kaldım, savaştım,
hep savaştım...”
SEUL İLE MEHMETÇİK HATIRA PULU
OLDU
TARİHİ BULUŞMA
Kore Savaşı’na giden bir asker: Behçet Akbin... Ve, savaşın
ortasında ailesini kaybedince Türk Tugayı’na sığınan 9 yaşında bir
kız: Min Ja... Bugün 70 yaşına basan o kız, Kore’de hayatını
kurtaran Mehmetçikle 60 yıl sonra İstanbul’da buluştu... Savaştan
sonra Türkiye’de resmi posta puluna basılan o kızın hikayesi...
EVİNİN DUVARINA MESAJ
YAZDI
Behçet Akbin, Min Ja Ha’nın evlerini bulma anına da tanık olmuş, o
günü şöyle anlatıyor: “Bir gün başkent Seul’e girdik,
devriye atıyoruz. Başkent ‘Kızıllar’dan temizlenmiş, güvenli. Ama
her yer harabe. Komutanımız Yüzbaşı Süleyman Polat bizim küçük
Seul’ün evlerini aramaya başladık. Bir süre sonra yıkık bir evin
önünde durduk. ‘İşte burası’ dedi. Seul bir tebeşir ile duvara
Korece ailesine mesaj yazdı ‘Ben Türk askerleriyle beraberim,
yaşıyorum’ diye. Birkaç ay sonra babası birliğe geldi ve Seul ile
kucaklaştı.”
GÖZYAŞLARI İÇİNDE
SARILDILAR
Böylesi bir kucaklaşma, 60 yıl sonra Sultanahmet Meydanı’nda da
gerçekleşti. Akbin’in torunu Azizcan, dedesinin anlattığı anılardan
ve Seul’ün hikayesinden etkilenerek, Min Ja Ha’nın izini bulmuş.
Seul’ün 44 yaşındaki oğlu Tae Joon Ha annesi ile Türkiye’ye tatile
geleceklerini öğrenince, bu tarihi buluşmayı organize etmiş. Seul
ile karşılaştıklarında herkes gözyaşlarına boğuldu. Sultanahmet’i
dolaşan turistler de bu buluşma anına tanıklık etti. Sıkı sıkı
sarıldılar birbirlerine. Hediyeler verildi, yemek yenildi.
87 yaşındaki Behçet Akbin, Seul’u buldukları günü heyecanla anlatıyor: “Hava buz gibi, siviller başkent Seul’den göç ediyor, kaçıyor. Herkes perişan, biz de kamp kurmuş akşam yemeği yiyip, biraz dinleneceğiz birlikle.Yüzbaşımız rahmetli Süleyman Polat, kucağında bir çocukla geldi ve ‘Hemen bu çocuğu ısıtın, yemek yedirin. Kız tir tir titriyor’ diye bize emir verdi. Ben kızı kucağıma aldım, iyi bir Amerikan battaniyesi ile üzerini sardım. Çorba verdik, biraz da kuru ekmek. Bildiğin asker tayını... O küçük kız çocuğu ateşin başında öyle bir yedi ki o ekmeği ve çorbayı... Az sonra kendine geldi. Sevimli mi, sevimli bir Kore kızı... Adını bilmiyoruz, dilini bilmiyoruz. Biz de adını ‘Seul’ koyduk. O gece belki de en rahat uykusunu uyudu Seul. Belki biz başında nöbet tuttuğumuz için, belki de karnı doyduğu için...”
MEHMETÇİK OLMASA
PERİŞANDIK
Min Ja Ha, yani namı diğer ‘Seul’, savaştan sonra eğitimine devam
etmiş. Ailesi ile birlikte Seul’de altüst olan hayatlarını yeniden
kurmuşlar. Savaşta kimseyi kaybetmemişler. “Siz gittikten
sonra ailemle beraber bir süre köyde yaşadık, daha sonra Seul’e
geri geldik ve ilk olarak evimizi inşa ettik. Ben okula başladım.
Daha sonra hayat devam etti. Evlendim, iki çocuğum
oldu...” Min Ja, şu an 70 yaşında ve oğlu Tae Joon ile
birlikte ABD’de yaşıyor: “Oğlum Amerika’da üniversiteye
gitti, ben de onu yalnız bırakmamak için yanına yerleştim. Ben
savaş sırasında ailemden ayrı kaldım, çocuklarımdan ayrı kalamam.
Türk askerleri olmasaydı, belki de hayatta kalamayacaktım. Sizlere
Kore olarak çok şey borçluyuz.” Üç defa ülkemize gelen Min
Ja tam bir Türkiye aşığı, “2002’deki Dünya Kupası
maçlarının hiçbirini kaçırmadım. Bir elimde Türk bayrağı, diğerinde
Kore bayrağı hep size destek oldum. Şimdi oğlum da bizi kurtaran
ülkeyi görsün."