6 Temmuz 2011 Basın Özeti
Abone olİngiliz gazetelerinden seçtiklerimiz: Srebrenitza'da Hollanda'nın sorumluluğu, İngiliz istihbaratının gözü AB'de, Rusya'da polis skandlı,Tayland'da demokrasinin geleceği ve Japon bakanı makamından kan grubu mu etti?
Bu sabahki İngiliz gazetelerinin ortak uluslararası konusu,
Hollanda hükümetini Srebrenitza'daki ölümlerden sorumlu tutan
mahkeme kararı.
Dün Hollanda'da bir temyiz mahkemesi, 1995 yılındaki Srebrenitza katliamı sırasında 3 Boşnak'ın öldürülmesinden Hollanda devletinin sorumlu olduğuna hükmetti.
Guardian mahkemenin kararının 16 yıllık bir hukuk mücadelesi ardından geldiğini belirtiyor.
Bosnalı Sırpların 1995 yılı Temmuz'unda Srebrenitza'ya baskın düzenleyerek çok sayıda Boşnak'ı öldürmeleri sırasında, Birleşmiş Milletler tarafından güvenli bölge ilan edilen kesimlerin sorumlusu Hollanda birlikleriydi.
Guardian, beş bin kadar kişinin Hollandalı
askerlere sığındığını ancak bunların bir kısmının tesisi terketmeye
zorlandığını belirtiyor.
Hollandalı askerlerin öldürülen şahısları teslim etmemesi gerektiğinden, mahkeme, bunların ölümünden Hollanda devletinin sorumlu olduğuna karar verdi.
Hollanda hükümeti BM'nin Hollanda birliklerine gereken desteği vermediğini savunuyor.
Ancak gazete, yargıçların bu iddiayı bir kenara itiverdiğini kaydediyor.
Guardian'a göre, mahkemenin, Hollanda hükümetini ölümlerden sorumlu tutan böyle bir karar alması sürpriz oldu.
Mahkeme, Hollanda hükümetinin ölen şahısların yakınlarına tazminat ödemesini de kararlaştırdı.
Gazeteye göre bu karar başka tazminat davalarına emsal oluşturabilir.
İngiliz istihbaratı AB'nin peşinde
Daily Telegraph, İngiliz dış istihbarat servisi MI6'in eski başkanının, 'Avrupalı dostlarımızı izlemeye almalıyız' dediğini aktarıyor.
2004 yılına dek MI6 başkanı olan Sir Richard Dearlove, İngiltere'nin ekonomik çıkarlarını korumak için istihbarat servislerini kullanma konusunda aşırı hassas olmaması gerektiğini söylüyor.
Gazete, eski başkanı bu sözleri söylemeye iten başlıca nedenin, euro bölgesinde yaşanan sarsıntı olduğunu belirtiyor.
Eski MI6 başkanı, bazı ülkelerin borçlarını ödeme kapasitesine ilişkin kaygıların yüksek olduğu bir dönemde, örneğin İngiltere Merkez Bankası'nın istihbarat servislerinin desteğine ihtiyaç duyabileceği kanısında.
Tayland'da demokrasinin geleceği
Financial Times Tayland'da genel seçim sonucunu değerlendiren bir yazıya yer veriyor makale sayfasında.
Tayland'da kilit önemdeki genel seçimi, devrik başbakan Taksin Şinavatra'ya yakınlığıyla bilinen bir parti kazanmıştı.
Financial Times'daki makaleye göre, Taksin'in rüyası Tayland'da demokrasiye son verebilir.
Dış İlişkiler Konseyi'nden Güneydoğu Asya uzmanı Joshua Kurlançik imzalı yazıda, on yıl önce Asya'nın en güçlü demokrasilerinden biri olan Tayland demokrasisinin şimdi uçurumun kenarında olduğu ileri sürülüyor.
Seçim ardından Tayland'ın ilk kadın başbakanı olacak olan Yingluck Şinavatra, 2006 yılında bir askeri darbe ile devrilen ve yolsuzlukla suçlanan eski başbakan Taksin Şinavatra'nın kız kardeşi.
Kurlançik'e göre bu durum, Tayland'ın sallantılı demokrasisini yeniden yoluna sokmada son fırsatı da kaçırabileceğine işaret ediyor.
Daha önce siyasette bulunmamış olan 44 yaşındaki Yingluck, Tayland'da önemli bir desteğe sahip olan Şinavatra ismi nedeniyle seçmen desteği bulabildi.
Yazar yeni başbakanın izleyeceği çizginin Tayland'da demokrasinin geleceğini belirleyeceği kanısında.
Rusya'da polis skandalı
Times Rusya'da polisin kendilerini yolsuzlukla suçlayan bir avukatın ölümünde parmağı olduğu iddialarını ele alan bir habere yer veriyor.
Habere göre, bir grup polis kendilerini 230 milyon dolarlık bir yolsuzlukla suçlayan avukatı yasadışı şekilde tutuklamış ve avukat hapiste hayatını kaybetmiş.
Haberin kaynağı da Rusya Cumhurbaşkanı tarafından hazırlatılan bir rapor.
37 yaşındaki avukatın Moskova'daki bir hapisanede işkenceye maruz kaldığını ve acılar içinde öldüğünü belirten gazete, suçlanan polislerin adının açıklanacağını da kaydediyor.
Bakanı makamından kan grubu mu etti?
Independent'a göre, Japonya'da dün görevinden
istifa eden Yeniden İmardan Sorumlu Bakan Ryu Matsumoto, başına
gelenlerin nedeninin kan grubu olduğunu ileri sürdü.
Matsumoto, Mart ayındaki deprem ve tsunamide ağır hasar gören
bölgelerin valileri hakkında duyarsız sözler sarfettiği için
eleştirilere hedef olmuştu.
Gazete, Matsumoto'nun bu valilerin yeniden imara yönelik iyi planlar sunmazlarsa devlet yardımı alamayacaklarını söylediğini aktarıyor.
Hükümetin yeniden imar süreci nedeniyle zaten yoğun baskı altında olduğu bir dönemde, bakanın tepkilere yol açan sözleri de başbakan tarafından hiç hoş karşılanmadı.
Ve Matsumoto göreve başlamasından bir hafta sonra istifa etmek zorunda kaldı.
Independent eski bakanın fütursuz sözlerinden kan grubunu sorumlu tuttuğunu bildiriyor.
Eski bakana göre damarlarındaki B grubu kan kendisini hırçın ve sözünü sakınmaz bir kişi kılıyor.
İstifasını açıklarken gözleri yaşaran bakan Matsumoto istifa gerekçesi hakkındaysa bir açıklama yapmamış, 'söylemek istediğim çok şey var ama gitmem lazım' demekle yetinmişti.
Gazete, istifa eden politikacıların buna bir çok nedeni gerekçe gösterdiklerini, ama ilk kez bir politikacının kendi kan grubunu sorumlu tuttuğunu belirtiyor.