6 Eylül 2011 Basın Özeti
Abone olFinancial Times: Türkiye-İsrail gerginliğinden İran kazançlı çıkabilir; Guardian: Beyoğlu'nun kaldırılan masaları ve işinden olan '2 bin çalışan'; Independent: Türkiye, 'mermer çocuk başını' geri istiyor
Türkiye ve İsrail arasında tırmanan gerginlik dün Guardian'ın baş yazısında değerlendirilmişti, bugün aynı konuya Financial Times gene bir baş yazıda el atıyor.
''İki eski dostun arası açıldı'' diye yazan Financial Times, ne İsrail'in ne de Türkiye'nin çıkarına olacağını düşündüğü bu soğukluktan sonuçta İran'ın kazançlı çıkabileceğini yazıyor.
Financial Times, son üç yıldır İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkilerde dostluğun yerine kademe kademe bir sürtüşme havasının yerleştiğini ve Mavi Marmara tartışmasında son gelinen noktada ilişkilerin şimdiye kadarki en kötü seviyeye indiğini belirtiyor.
Gazete, her iki ülkeye de on yıllardır askeri, diplomatik ve ekonomik yatırımları olan Amerika Birleşik Devletleri açısından bozulan ilişkilerin problemli bir durum yarattığına dikkat çekiyor.
'Buyurgan' Erdoğan, 'İnatçı' Netanyahu
''1979'da İran'da meydana gelen İslam devriminden bu yana,'' diye yazıyor Financial Times, ''Amerika'nın Orta Doğu siyasetinin dayandığı iki temel taş İsrail ve Türkiye'ydi.''
Gazete, Washington'un iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden düzelmesi dileğinin kısa sürede gerçekleşmesinin pek olası görünmediğini yazıyor.
Financial Times'a göre bir kere konuyu hem ulusal hem de şahsi gurur meselesi etmiş iki lider var. Gazetenin ifadesiyle Türkiye'nin ''buyurgan'' lideri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ve İsrailli ''inatçı'' muhatabı Binyamin Netanyahu.
Ama bunun da ötesinde iki ülke arasındaki ilişkilerin örgüsüne daha yakından bakınca, varolan dostluğun daha ziyade siyaset, ordu ve istihbarat elitinin tepeden inmeci bir üslubuyla ayakta tutulduğunu yazan Financial Times, işadamlarının, kültür temsilcilerinin, akademisyenlerin ve toplum genelinde iki halkın karşlılıklı güven ve işbirliği ağlarının ise nispeten daha zayıf kaldığını kaydediyor.
İran: Ortak rakip
Gazete, Erdoğan hükümetinin Türk dış politikasını Arap dünyasına daha yakınlaştıran adımlarının, İsrail ile ilişkileri ise buna koşut soğuklaştırdığını belirtiyor.
Financial Times'ın gerginliği kontrol altında tutmak için İsrail'e verdiği öğüt, Mavi Marmara'daki ölümlerden dolayı özür dilememe kararını yeniden gözden geçirmesi. Gazete ayrıca ''Gazze'ye uygulanan ablukanın bölgede uzun vadeli bir politika olarak tamamen yetersiz kaldığının farkına varılmalıdır'' diyor.
Financial Times, Birleşmiş Milletler'in Mavi Marmara raporu hakkında ''Bizim için yok hükmündedir'' diyen Türkiye'nin de ilişkilerin düzelmesine bu şekilde yardımcı olmadığını söylüyor.
Gazete, her iki tarafın da şunu unutmaması gerektiğini yazıyor: ''Bölgesel nüfuz konusunda her iki ülkenin de en dişli rakibi, İran. Eğer aralarındaki gerginliğin nihai galibi İran olursa, bundan ne Türkiye ne de İsrail bir fayda görecektir.''
Beyoğlu'nun masaları
Guardian gazetesinin dış haber sayfalarında ise, Beyoğlu'nda sokaklardan kaldırılan masalar, ve gazetenin ifadesiyle, turizme inen darbe var.
Guardian, Temmuz sonunda başlayan uygulamadan bu yana müşterileri azalan Beyoğlu'nun lokanta ve kafelerinden yaklaşık 2 bin kişinin işten çıkartıldığının bildirildiğini yazıyor. Gazete, bazı iş yerlerinde gelir kaybının yüzde 80'e vardığını belirtiyor.
Belediyenin 70 santimetrelik balkonlar kurulması fikrinin çok pahalı bulunduğu için birçokları tarafından reddedildiğini yazan Guardian, bir rivayete göre masa yasağının arkasında Beyoğlu'ndan geçerken içinde bulunduğu konvoy sokağa taşan kalabalığa takılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğunu bildiriyor.
'Mermer başı geri verin!'
Independent gazetesi ise İngiltere'nin önde gelen kültür kurumlarından Victoria ve Albert Müzesi ile temasa geçen Türk yetkililerin, bundan yüzyılı aşkın süre önce Anadolu'dan Londra'ya taşınan mermerden oyma bir çocuk başını geri talep ettiklerini bildiriyor.
Indepedent, İngiltere ile Yunanistan arasında dikenli bir anlaşmazlık konusu olan Partenon Mermerleri gibi, şimdi Türkiye ile de Sidamara Lahiti'nden kopartılan ve bir teoriye göre aşk tanrısı Eros'a ait olduğu düşünülen çocuk başının sorun çıkartabileceğini belirtiyor.
Gazete, 1700 yıllık Sidamara Lahiti'nin bu türdeki arkeoloji eserleri arasında en nadide örneklerinden biri olarak bilindiğini yazıyor.
1879 yılında zamanın İngiltere Konsolosu ve arkeolog Sir Charles Wilson tarafından Konya Ereğli yakınlarında yapılan bir kazıda bulunan lahit, şu an mermerden çocuk başı eksik halde, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor.
Depoda tutuluyor
Independent, mermer başı lahitten kopartan konsolosun, eserin bütününü bir başka zaman taşımayı planlayıp, mezarın üstünü gerisin geri toprakla örttüğünü aktarıyor.
Eski konsolosun torunları tarafından daha sonra Victoria ve Albert Müzesi'ne bağışlanan kıvırcık saçlı çocuk başı, Independent'ı yazdığına göre, şu an müzenin deposunda tutuluyor.
Londra'daki Türk turizm yetkilisi Tolga Tüylüoğlu'nun sözlerini aktaran Independent, Türkiye hükümetinin Victoria ve Albert ile geçen yıl irtibata geçtiğini, fakat şimdiye değin mermer oymanın İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne iadesinde başarılı olamadıklarını bildiriyor.
Independent'a konuşan İngiliz müze yetkilileri, ''Türkiye'nin talebini ciddiyetle gözden geçiriyoruz'' diyorlar.