6 Aralık 2011 Basın özeti

İngiltere basını, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Euro Bölgesi'ndeki kamu borcu krizine karşı alınması gereken önlemler konusunda vardığı anlaşmaya geniş yer veriyor.

Sarkozy ve Angela Merkel'in görüşmesinde, Avrupa Birliği için 'yeni bir anlaşma' fikri ağırlık kazandı.

Anlaşmada, ulusal yönetimler Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla'nın yüzde 3'ünden fazla bütçe açığı verirse, yaptırımların üyelerden onay beklenmeden otomatik olarak devreye girmesi ve her ülkenin anayasasına 'denk bütçe yapacağı' taahhüdünü koyması isteniyor.

Liderler eğer 27 ülkenin oybirliğini sağlamak süreci uzatır ve zorlaştırırsa sadece Euro kullanan 17 ülkenin imzalayacağı bir anlaşmanın da yeterli olacağını söylüyor.

Tavır değişikliği

Financial Times yazarları Quentin Peel ve Hugh Carnegy, Sarkozy ve Merkel'in tutum değişikliği sayesinde anlaşmaya varıldığını yazıyor.

Yazarlara göre, geçen yılın Ekim ayında yapılan görüşmede varılan anlaşmada Sarkozy, Merkel'in Euro Bölgesi'ndeki bir ülkenin borçları yeniden yapılandırıldığı takdirde, özel yatırımcıların da omuzlanan yüke ortak olması konusundaki ısrarına boyun eğdi.

Merkel de, Sarkozy'nin bütçe açığı veren ülkelerin otomatik olarak cezalandırılmaması yönündeki istediğini kabul etti.

Geçen yıl varılan bu uzlaşmanın meseleyi çözmek yerine daha da karmaşıklaştırdığını söyleyen Financial Times yazarları, liderlerin şimdi her iki konudaki tutumlarını değiştirdiğini vurguluyor.

İklim değişiminde anlaşma umudu

Guardian, Çin'in küresel bir iklim değişikliği anlaşmasına karşı tavrını yumuşattığı kaydediliyor.

Güney Afrika'nın Durban kentinde yapılan iklim değişikliği görüşmelerinde, Çin ve Brezilya'nın Avrupa Birliği'nin teklifini. bazı koşullarla değerlendirmeye aldığı kaydediliyor.

Teklifte tüm ülkelerin 2020'ye dek küresel ısınmaya yol açan karbon salımını azaltmasının yasal bir zorunluluk haline getirilmesi öngörülüyor.

Haberde görüşlerine yer verilen Çin heyetinin başkanı da, "Çin, Avrupa Birliği'yle görüşmekten memnuniyet duyar. Ama gelişmiş ülkeler Kyoto Protokolü'nde öngörülen zorunluluklarına uymalı ve yük üstlenmeli" diyor.

'Seçim askerlere darbe oldu'

Financial Times'in dünya haberleri sayfalarında Mısır'da yapılan parlamento seçimleriyle ilgili bir yorum dikkat çekiyor. Heba Salih imzalı yorumda, seçimlerde İslamcı partilerin kazandığı zaferin, Mısır Ordusu'nun elini büyük ölçüde zayıflattığı vurgulanıyor.

Salih seçimlerin, askerlerin siyasi yaşamdaki geleneksel hâkimiyetine ve ülkenin geleceği üzerindeki korumaya çalıştıkları nüfuzlarına darbe vurduğunu kaydediyor.

Görüşlerine yer verilen Batılı bir diplomat da "Ordu şu anda elde sıkılan bir kalıp sabun gibi. Bu baskıyla, kışlalarına ve siyasi yaşamın dışına önünde sonunda gönderilecekler. Müslüman Kardeşler orduyla çatışmayı kaçınılmaz görüyor. Ama yerini ve zamanını kendileri seçmek istiyor. Askerlerle mücadeleye girişmeden önce meşruiyete ihtiyaçları vardı. " diyor.

'Hamas yer değiştiriyor'

Times, Suriye'nin başkenti Şam'da üslenen Filistinli örgüt Hamas'ın Cumhurbaşkanı Beşar Esad'la araya mesafe koymak için, üslenecek yeni bir ülke aradığını yazıyor.

Gazze Şeridi'ni kontrolü altında tutan örgütün sürgünde bulunan lider kadrosunun, 1999'da karargâhlarını Ürdün'den Suriye'ye taşıdığını hatırlatan gazete, çok sayıda Hamas militanının son günlerde Suriye'den Gazze Şeridi'ne gönderildiğini belirtiyor.

Bunun kısmen güvenlik, kısmen de Hamas'ın adının Esad ile birlikte anılmasını istememesinden kaynaklandığı vurgulanıyor.

Filistinli bir yetkili, "İstikrarlı ve aynı zamanda askeri ve diplomatik anlamda İsrail'den korunabilecekleri bir yer arıyorlar. Bu Mısır olabilir. Ama şimdi bekleyip, görmeyi tercih ediyorlar" diyor.

Gazze'deki Hamas yetkililerinin Suriye'den ayrıldıkları yönündeki haberleri reddettiği belirtiliyor.

Ancak Mısır'daki bir Hamas yetkilisi, "Üst düzey isimler sonuna kadar kalacak. Çünkü kalmalılar. Ama yaklaşan felaketi de görüyorlar" şeklinde konuşuyor.

Karzai 'uzatmaları oynayacak'

Independent, dünya haberleri sayfalarında Alman Dış İstihbarat Servisi BND'nin Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai'yle ilgili gizli bir raporuna yer veriyor.

Rapora göre Karzai, ikinci ve Afgan anayasasına göre son görev dönemi bittikten sonra da görevde kalmayı planlıyor.

Buna göre 2014'te görev süresi dolacak olan Karzai, önce bu tarihte Batılı askerlerin çekilecek olmasını gerekçe göstererek, bu zorlu dönemde görevde kalmasına izin verilmesini istedi.

Ama bu isteği kabul görmeyince, Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in izinden gidip daha sonra göreve dönmek üzere bir başbakanlık makamı yaratmak istedi.

Gazete, Karzai'nin dün Bonn'da yapılan Uluslararası Afganistan Konferansı'nda 2014'te görevi bırakacağını tekrarladığını da kaydediyor.

Afganistan'da 'Kayıp on yıl'

Guardian da Afganistan'a başyazılarından birini ayırmış. "Kayıp on yıl" başlıklı yazıda dikkat çeken satırlar şöyle;

"Afganistan'da çözülmeye çalışılan sorunları gerçek perspektiflerine oturtan bir dizi rakam var. ABD bu yıl, Afganistan'daki savaş için Afganların toplayabildiği vergiden 120 milyar Dolar fazlasını harcıyor. Savaşın İngiltere'ye olan 6 milyar sterlinlik maliyeti bile, Kabil'in ödeyebileceğinin üç katı. Peki, üç yıldan kısa süre içinde yabancı güçler muharip operasyonlarını sonlandırdığında, Kabil hangi anlamda güvenliği devralmaya hazır olacak? Afganistan ve Pakistan'ın aşiret bölgelerindeki çatışmalar tüm bölge hükümetlerinin kabul edebileceği bir anlaşma yapılmadan sona ermeyecek. 10 yıldır bu ders hala alınamadı."

Swank özür diledi

Independent, Çeçenistan lideri Ramazan Kadirov'un doğumgünü partisine katıldığı için insan hakları gruplarından eleştiri alan ünlü Hollywood yıldızı Hilary Swank'ın ilk kez kamuoyu önünde özür dilediğini yazıyor.

Jay Leno'nun sohbet programına katılan Swank'ın daha önce Kadirov'u hiç duymadığını ve ücretinin partiyle "barışın kutlanacağını" söyleyen bir Türk inşaat şirketi tarafından ödendiğini söylediği kaydediliyor.

Swank partide sahneye çıkıp, 'Çeçenistan'da herkes çok mutlu. Doğum gününüz kutlu olsun başkan Kadirov' demişti.

Haberde ayrıca, partiden beş gün önce insan hakları örgütlerinin Swank'ın menajerini arayıp Kadirov rejimi hakkında bilgi verdiği, menajerininse Hollywood yıldızının partiye katılmayacağını söylediği aktarılıyor.