Van Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 24.09.2008 ve 28.07.2022 tarihlerinde tescil edilen ancak tarihiyle ilgili net bilgiye ulaşılamayan tarihi mezarlık alanında önemli tarihi bulgulara ulaşıldı.İhlas Haber Ajansı’nın (İHA) “Tarihi Hazır Baba Türbesi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya” ve “Asırlık Hazır Baba Türbesi göz göre göre yok oluyor” haberleriyle gündeme taşıdığı tarihi alan, tarihçilerin de dikkatini çekti.Bölge tarihine ışık Tarihi alanla ilgili çalışma yapan Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Demirtaş ve BEÜ Tarih Bölümü Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Vural Genç, Bitlis ve bölge tarihine ışık tutacak önemli bulgulara ulaştı.İkiye bölünmüş kitabe birleştirildi Tarihi mescit ve mezarları yerinde incelemek üzere Gölbaşı beldesine giden Prof. Dr. Mehmet Demirtaş ve Doç. Dr. Vural Genç, mezarlık alanı ve mescit içerisinde geniş bir araştırma yaptı. Araştırma çerçevesinde mescidin ikiye bölünmüş olan kitabesine ulaşıldı.Yazılar çözüldü Mescidin kitabesindeki yazılar çözüldü. Söz konusu yapı ve kitabe, Rojkî Aşiretler Konfederasyonunun en önemli iki kolundan biri olan Kavalisi Aşireti ile ilgili çıktı. Tarihi yapı meğer bir mescitmiş Aşirete mensup Abdurrahman Kavalisî’nin oğlu Süleyman Ağa tarafından Hicri 870, Miladi 1465-1466 tarihinde inşa edilen 556 yıllık tarihi mescit kitabedeki yazıların çözülmesiyle ortaya çıktı."Bu mübarek mescit..." Üzerinde ‘Bu mübarek mescit Abdurrahman el Kavalisî’nin oğlu Süleyman Ağa tarafından 1465-1466 tarihinde inşa edilmiştir’ şeklinde ifadelerin yer aldığı kitabe, bölge ile ilgili şu ana kadar elde edilen en önemli tarihî veri olarak kayda geçti."Tarihi bir hazine ortaya çıktı" Tespit edilen mescit kitabesinin bölge ile ilgili şu ana kadar elde edilen en önemli delil olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, araştırma neticesinde adeta tarihi bir hazinenin ortaya çıktığını ifade etti.Deşifresi yapılan kitabenin, mescidin kimin tarafından hangi tarihte yapıldığı ile ilgili bir takım bilgiler içerdiğini kaydeden Demirtaş, “Abdurrahman Kavalisî Rojkî, Bitlis ve Şerefhanlar tarihinde çok önemli bir figürdür. Bahse konu mescit bulunduğumuz alanda, yani İron yerleşiminde bulunuyor ve gördüğünüz üzere harap haldedir. Bunun yanı sıra mescidin burada inşa edilmiş olması, İron’un herhangi köy yerleşiminden öte 15. yüzyılda önemli merkezî bir vasfa sahip olduğunu göstermektedir. Bu yapı muhtemelen zaviyeden mescide dönüştürülmüştür. Zira içinde türbe ve mezar da yer almaktadır. "Muhakkak korunması gerekir" Tahminen, Abdurrahman Kavalisî vefat ettikten sonra oğlu tarafından kendisine bir türbe yapılarak içine defnedildi ve daha sonra bu mekân, mescit inşa edilerek büyütüldü. Bu kitabe günümüze kadar kalmış çok değerli bir hazinedir. Bunun muhakkak korunması gerekir. Çünkü korunamadığı zaman buranın tarihiyle ilgili en önemli delil ortadan kalkmış olacak. Bu kitabenin bölgemiz, şehrimiz ve biz tarihçiler açısından çok büyük bir önemi var. Bugün ilk defa bu kitabeyi okumuş ve tarihini tespit etmiş olduk. Kitabe aynı zamanda bu mescidin tarihini de gösteriyor. Burada mescidin 556 yıl önce inşa edildiğini anlamış oluyoruz. Dolayısıyla bu kitabe yapının kimliğidir. Bir bakıma yörenin tarihinin bir kesiti de kitabe sayesinde ortaya çıkmış oluyor. Bu açıdan mescidin restorasyonu kadar kitabesinin korunması da önem arz ediyor. "Bölge ile ilgili en önemli tarihi veri" Yetkili kurumların bundan haberdar olmasıyla burayı korumaya alacaklarına inanıyorum. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum ki; bu kitabe bu bölge ile ilgili şu ana kadar elde ettiğimiz en önemli tarihî veridir. Çünkü yerleşimin süreklik arz ettiği buradan kolaylıkla anlaşılabilir” dedi.Define avcılarına seslendi: Mantıklı hiçbir tarafı yok Define avcılarına da seslenen Demirtaş, şöyle konuştu:“Daha öncesinde defalarca söyledik ama bir kez daha ifade etmekte fayda var. Mezarlıklarda, mescitlerde, medreselerde, kiliselerde define aramanın mantıklı hiçbir tarafı yoktur. Buralarda define olma ihtimali bulunmuyor. Tarihte mezarlıkta, mescitte ya da kilisede define bulan bir kişi örneği mevcut değildir. Böyle bir şey yok”.