51'inci Venedik Bienali başlıyor
Abone ol51'inci Venedik Bienali'nde yer alacak Türk pavyonunda, tasarımcı Hüseyin Çağlayan'ın eseri sergilenecek. Tanıtım toplantısında Türk pavyonu büyük ilgi gördü.
Çağlayan, 'Olmayan Varolma' adlı eserinde, belirli coğrafyadan
gelen insanların yeni mekanlara nasıl uyum sağladığını sorguluyor.
Bienalin resmi açılışından önce düzenlenen tanıtım toplantısında,
Türk pavyonu büyük ilgi gördü. Tanıtım toplantısına, Devlet Bakanı
Kürşad Tüzmen de katıldı. Dünyanın dört bir yanından yüzlerce
sanatçı, 12 haziran-6 kasım tarihleri arasında Venedik'in dünyaca
ünlü kanallarının kıyısında eserlerini sergileyecek. Büyük kanal
üzerindeki Levi Vakfı binasında yer alacak Türkiye pavyonunda da,
sanatçı Hüseyin Çağlayan'ın 'Olmayan Varolma' adlı eseri
sergilenecek. 'Olmayan Varolma' adlı tasarımda, belirli coğrafyadan
gelen insanların yeni mekanlara nasıl adapte olduğunu sorgulamak
amacıyla, 10 farklı kişinin en çok giydikleri elbiselerden DNA
örnekleri alınarak bir bilgisayar programına yüklenecek ve
bilgisayar ortamında üç boyutlu sanal bir karakter yaratılacak. Bu
karakter, şehrin sesine göre hareket edecek ve biçim değiştirecek.
Çağlayan, bu projenin amacının, formla ses arasındaki ilişkiyi
çözmek, gözle görülen ve bilim arasındaki ahengi ve çelişkiyi
göstermek olduğunu söylüyor. Çağlayan'ın yapıtının, Venedik
Bienali'nin ardından İstanbul 'Galerist'te de sergilenmesi
planlanıyor. 1895'ten bu yana sanatsal akımlara destek 1895'ten bu
yana sanatsal akımları destekleyen ve her yıl yaklaşık 300 bin
izleyici çeken Uluslararası Venedik Bienali, sanatçılar,
küratörler, eleştirmenler ve izleyiciler için de bir iletişim
platformu oluşturuyor. Venedik Bienali tarihinde ilk kez bu yıl iki
kadın küratörle gerçekleştiriliyor: María de Corral ve Rosa
Martinez. Maria de Corral, çağdaş sanatı tarihsel bir perspektife
yerleştiren bir sergi hazırlarken, Rosa Martinez, 'Always A Step
Further' (Her Zaman Biraz Daha İleri) başlığı altında 49 sanatçı ve
sanatçı grubunu biraraya getiriyor. İstanbul Modern Sanat
Müzesi'nin baş küratörü olan Rosa Martinez, bienale Türkiye'den
Semiha Berksoy ve Bülent Şangar'ı da davet etti. Geçtiğimiz yıl
yaşamını yitiren Cumhuriyet döneminin ilk opera sanatçılarından
Semiha Berksoy, eserinin merkezine kendini yerleştirerek yarattığı
bireysel mitolojisi ile Türk sanat tarihinde özgün bir yere sahip.
Berksoy'un, sanatını ifade ediş biçiminin kendisi için önem
taşıdığını söyleyen Martinez, sergisinde sanatçının otoportreleri,
aşk ve ana-kız temalı resimlerinden oluşan bir oda kuracak. Bülent
Şangar ise Venedik Bienali'ne yeni bir fotoğraf sergisiyle
katılıyor. Şangar, geleneğin göçle birlikte kentteki yansımalarını
ve dönüşümünü, kendisini, ailesini, yakın çevresini dahil ederek ya
da toplumdaki farklı birimlerle çalışarak oluşturduğu
fotoğraflarına yer verecek.