50 yıllık sır deşifre oldu
Abone ol1960'lı yıllarda Türkiye'ye dost gibi görünen Amerika'nın diğer taraftan ise hasmane bir tutuma girdiği ortaya çıktı. Emekli Tümgeneral Atabaş 50 yıllık sırrı aydınlattı.
Emekli Tümgeneral İlhan Atabaş, 1960'larda Amerika'nın NATO'da
müttefiki olan Türkiye'ye dost görünürken diğer taraftan da hasmane
bir tutum içerisine girdiğine dikkat çekti. Atabaş Paşa, Emekli
Korgeneral Merhum Atıf Erçıkan'ın 1960'ların başında
Washington'daki NATO Askeri Komite karargahında görev yaparken
tanık olduğu ve kendisine aktardığı bir anısını gazetelere
gönderdiği bir mektupla kamuoyu ile paylaştı. "Atıf Erçıkan çok
zeki, intikal sürati fazla, ingilizcesi çok iyi, milli duyguları
kuvvetli bir subaydır" diyen İlhan Atabaş, sözkonusu mektubunda,
"Kendisini 1961'de bu görevden Erzurum'a 3. Ordu İstihbarat
Başkanlığı'na atandığı zaman tanıdım. Sonra Tümgeneral iken
Brükselde 1969-1970 yıllarında beraber çalıştık. Korgenerallikten
emekli olduktan sonra 1980'de evine, eşimle birlikte yaptığım bir
nezaket ziyaretinde bu olayı Erçıkan'dan bizzat dinledim. Benden
başka da bu olayı kendisinden dinleyen veya bu kadar teferruatı ile
hatırlayan şu anda hayatta başka kimse yok" ifadelerine yer verdi.
Erçıkan'a teslim edilen dosya 1950'de Kore'ye asker göndererek
NATO'ya giren Türkiye, sonraki dönemlerde de müttfekliğin gereği
olan sorumluluklarını yerine getirdi. Hatta bu nedenle Doğu ve Batı
sınırlarında komşusu olan SSCB'nin doğrudan hedefi haline bile
geldi. Ancak Atabaş Paşa'nın aktardığı bir olay, Amerika ve
İngiltere'nin bir müttfeke yakışır bir tutum içinde olmadığını
gözler önüne seriyor. Olay 1961'de Washington'daki NATO Askeri
Komite Karargahı'nda meydana geldi. Kurmay Albay Atıf Erçıkan
karargahta görev yapan Türk subaylarından biriydi. Karargah Kurmay
Başkanlığı'nda yapılan bir görev değişimi Erçıkan'ın aklından bile
geçirmediği bir olayla karşılaşmasına neden oldu. Olay şöyle
gelişti: Yeni Kurmay Başkanı Fransız general, karargahtaki müttefik
kuvvetleri temsil eden proje subaylarını toplayarak kendisine tevdi
edilen proje dosyalarını dağıtıyor. Erçıkan'a verilen dosya'nın
ilginç bir başlığı vardır, "Sovyetler Birliği'ne Karşı Uygulanacak
Psikolojik Harp Harekatı." Kurmay Albay Erçıkan, son derece önemli
bir başlığı içeren dosyanın kendisine tevdi edilmesinden son derece
mutluydu. NATO'da dosya kavgası Atıf Erçıkan, dosyayı okumaya
fırsat bulamadan, biri Amerikalı diğeri İngiliz 2 albay hışımla
odaya giriyor. Neye uğradığını anlamayan Erçıkan şaşkındır.
Albaylar, "Kurmay başkanı bu dosyayı sana yanlışlıkla vermiş, onu
geri istiyor" derler. Erçıkan dosyanın kapağını bile açmamıştır.
Albaylara, itiraz ederek, "'Kurmay Başkanı bu dosyayı yanlışlıkla
değil, bilerek verdi. Size vermem" diyor. Ağız dalaşı devam ederken
albaylardan birisi dosyayı masanın üzerinden almak ister. Erçıkan,
pes etmez. Daha çevik davranarak dosyayı kaparak çekmeceye
kilitler. İşte bu esnada Albaylar, daha da sertleşerek bir
müttefike yakışmayan sözler sarfediyorlar. İşin açıkçası, Erçıkan
ölümle tehdit edilir. Erçıkan'a "Vagram" tehdidi Albayların, "Bu
dosyanın gizlilik derecesini biliyor musun?" sorusuna Erçıkan,
"NATO'daki en yüksek gizlilik derecesi olan 'Cosmic top secret'dir'
diyerek karşılık veriyor. Subayların verdiği cevap ise Erçıkan'ı
şok edecek niteliktedir. Subaylar, Erçıkan'a "Hayır, burada ondan
daha yüksek gizlilik derecesi vardır. Adı Vagram'dır. Bu dosyadan
değil bir bilgi dışarı sızdırmak, bir kelimeyi dahi sızdırırsan
bilki ölürsün" diyorlar. Erçıkan dosyanın ciddiyetini anlıyor,
ancak pes etmeyerek, "Dosyayı okuduktan sonra kendi Genelkurmay
Başkanıma arz ederim, başka kimseye söylemem" diyor. Subaylar
tehditlerden de bir netice alamayacaklarını anladıklarından odayı
terkediyorlar. Bir skandal sayılması gereken bu olay bu kadarla da
bitmiyor. Amerikan ve İngiliz subaylarının işi ölümle tehdite kadar
vardırmaların anlamı dosyanın içeriğinde mevcuttu. Atıf Erçıkan,
asıl şoku dosyayı okurken yaşıyor. NATO'nun dosyasında ne vardı?
Atıf Erçıkan'ı şok eden "Sovyetler Birliği'ne Karşı Uygulanacak
Psikolojik Harp Harekatı" başlıklı dosyada Türkiye ile ilgili
ilginç ibareler yer alıyordu. Sovyet Rejimi'nin merkezi otoritesini
çökertmeyi amaçladığı belirtilen dosyada, psikolojik harp
vasıtaları zikrediliyordu. Psikolojik harbin hedef kitleleri ise
Ruslar dışındaki halklardı. Bu halkların büyük bir kısmı ise
Türk'tü. Dosyanın sonundaki bölümde merkezi otorite çöktüğü zaman
ortaya çıkacak manzara tasvir ediliyordu. Buna göre Rusya'dan başka
onbeş onaltı kadar yeni devlet ortaya çıkacaktı. Peki bu durumda
nasıl bir manzara ortaya çıkacaktı? Bu bölümde, meydana gelecek
yeni devletlerden 5-6 tanesinin Türk devleti olacağı belirtilerek
mealen şöyle deniliyordu: "Bunların işgal ettikleri coğrafya
stratejik yönden çok değerli ve tabii kaynakları bakımından da çok
zengindir. Bu devletler, Batı'daki Türkiye Cumhuriyeti ile
birleşirse o zaman Hitler Almanyası'ndan veya Stalin Rusyası'ndan
daha tehlikeli bir kuvvet Batılıların karşısına çıkar." "Madanoğlu
Cuntası"na sızmıştı Korgeneral Atıf Erçıkan, 12 Mart 1971'deki
darbenin önemli isimlerinden biriydi. Kamuoyunda '9 Martçılar'
olarak bilinen ve amaçları BAAS tipi solcu bir rejim kurmak olan
sivil-asker karışımı cuntanın içine sızan subaylardan biriydi.
Sivil kanadın lideri Doğan Avcıoğlu, asker kanadın lideri ise
Emekli orgeneral Cemal Madanoğlu idi. 12 Mart'ta emekli edilen
Tümgeneral Celil Gürkan da cuntanın önemli isimlerinden biriydi.
Korgeneral Atıf Erçıkan 9 Mart'ta darbe yapmayı planlayan askeri
cuntaya, İstanbul İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Mahir Kaynak ise
sivil kanada sızmıştı. Kaynak, Madanoğlu'nun en güvendiği
isimlerden biriydi. Erçıkan'ın adı cunta toplantılarında Erçil Bey
olarak anılıyordu. Org. Muhsin Batur'un şifre adı 'Yavuz Bey", Org.
Faruk Gürler'in ise 'Selim Bey'di. Cuntayı ilk deşifre eden isim de
Erçil Bey, yani Atıf Erçıkan'dı. Erçıkan, cuntanın Ankara'da Emek
Mahallesi'nde yaptığı toplantıyı gizlice teybe almıştı. Türkiye'ye
karşı tedbir almış! Dosya daha da ilginç bir şekilde, "Böyle bir
tehlikeyi yaratmamak, Türkiye ile Doğu Türklerini birleştirmemek
için alınacak tedbirler nelerdir?" sorusu ile sona eriyordu. NATO
kararhagını altüst eden dosyanın sırrı buydu. Atabaş Paşa,
mektubunda Amerika ve İngiltere'nin yeni Türk devletleri ile
Türkiye'nin birleşmesine mani olmanın gerektiğini 1960'larda tespit
ettiklerini ve çeşitli tedbirler aldıklarını belirtiyor. Atabaş
Paşa'ya göre bu tedbirler, Türkiye ile Doğu Türklüğü arasında
tampon devletler kurmak,Türkiye'nin lider devlet olmasına mani
teşkil edecek siyasi ve ekonomik tedbirleri uygulamak. Haber:
Abdullah Muradoğlu Kaynak: Yenişafak