50 YAŞINDAKİ ERKEKLERİN YÜZDE 50’SİNDE PROSTAT HASTALIĞI GÖRÜLÜYOR
Abone olProstat büyümesinin 40-50 yaşlarından itibaren başladığı ve genellikle 50-60 yaş arası erkeklerin yüzde 50’sinde, 80 yaş üstü erkeklerin ise...
Prostat büyümesinin 40-50 yaşlarından itibaren başladığı ve
genellikle 50-60 yaş arası erkeklerin yüzde 50’sinde, 80 yaş üstü
erkeklerin ise yüzde 90’ında görüldüğü belirtildi.
Trabzon Özel Karadeniz Hastanesi Op. Dr. Ali Zırh, hastaların
hiçbir şikayeti olmadan da prostat büyümesinin olabileceğini
belirterek, prostat büyümesinin sebebinin henüz belirlenemediğini
söyledi. Zırh, “Prostat büyümesi erkekler de görülen bir
hastalıktır. Sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, idrar yapmaya
başlarken duraksama, zor ve ıkınarak idrar yapma, idrarın kesik
kesik gelmesi ve kalınlığının azalması, çatallı idrar yapma, tam
boşalmama hissi, idrar sonrası damlama, aniden sıkışma ve bazen
idrarını tuvalete yetiştirememe, idrarda kanama ve idrarını
tutamama şikayetleriyle belli eder” dedi.
Prostat hastalığının oluşmasında ailevi yatkınlık ve hormonal
değişimlerinde sorumlu olduğunu dile getiren Zırh, “Prostat
büyümesi bazen idrar şikayetine neden olmamaktadır. Yine de
şikayeti olsun olmasın 40 yaş üzeri erkeklerin her yıl düzenli
prostat muayeneleri yaptırmaları önemlidir. Çünkü prostat büyümesi
bazen prostatın kanseri şeklinde oluşabilmektedir. Özellikle 50 yaş
üzeri erkeklerde yılda 1 kez kontrol için yapılan prostat muayenesi
bazen hiçbir idrar şikayeti olmayan erkeklerde başlamış olan
prostat kanserinin erken teşhis edilmesini sağlamaktadır.
Erkeklerde en sık görülen kanser tipi olan prostat kanseri, erken
teşhis edilirse kolayca tedavi edilebilir. Yaşamının geri kalan
kısmında sürekli ilaç kullanma yükümlülüğü olmaz. Dolayısıyla
cinsel yaşamın eskisi gibi sağlıklı devam edebilir. Yapılacak erken
bir operasyon bir daha tekrarlamayacak şekilde vücuttan atılmasını
sağlar. Yılda bir yaptırılan basit bir prostat muayenesi ve kan
tetkiklerinin bu yüzden ihmal edilmemesi gerekmektedir” şeklinde
konuştu
Prostat büyümelerinin yüzde 80’inini ilaçlarla tedavi
edilebileceğini kaydeden Zırh, “Kanser dışındaki normal prostat
büyümelerinde tedavi edilmemesi halinde, Sık sık idrar yolu
enfeksiyonu, İdrar da kanamaya ve idrar torbasında taş oluşması,
Hiç idrar yapamama. İdrar yapamama nedeniyle böbrek yetmezliğine
yol açabilir. Böbrek yetmezliği prostat tedavisinin geç kalması
halinde geri dönmeyebilir. Bu takdirde hastaların diyalize
girmeleri gerekmektedir. Prostat büyümelerinin yüzde 80’i ilaçlarla
tedavi edilebilir. Yüzde 20’si ise ameliyat gerekmektedir.
Günümüzde prostat ameliyatlarının yüzde 90’nı kapalı ameliyat
şeklinde gerçekleştirilmektedir. Kapalı ameliyatlarda idrar
yolundan girilerek endoskopik bir aletle prostat dokusu görüş
altında, küçük parçalar halinde çıkartılıp kanaya damarlar kontrol
edilir. Ameliyat sonrası yarası olmadığı için hasta açısından açık
ameliyata göre daha kolay bir ameliyattır. Ameliyat sonrası dönemde
2-3 içinde hastanın sondası çekilir. Bu yöntemle prostatın tamamı
çıkartılır. Prostat kapalı ameliyatla alınmayacak kadar büyük
olduğu hallerde prostata açık ameliyat uygulanır. Bu ameliyat
yöntemi de bugün için çok gelişmiş ve kolay yapılabilir olmuştur.
Ancak hasta ameliyat sonrası dönemde 5-6 gün sondalı kalmak
zorundadır” ifadelerini kullandı
Op. Dr. Zırh, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün içinde ürolojide kabul edilen ve prostatın tamamının alınıp
incelendiği klasik iki ameliyat bunlardır. Yani kapalı ameliyat
(TUR) ve açık ameliyat. Bunun dışında küçük prostatlarda ve kapalı
ameliyat gibi kalp ameliyatları olmuş, kan sulandırıcı ilaçları
hiçbir zaman kesemeyecek hastalar lazer ile ameliyat yapılabilir.
Green-light denilen lazer ile yapılan kapalı ameliyatta hasta bir
gün sondalı kalıp ertesi günü sondası çekilerek hastaneden taburcu
edilebilir. Ancak buharlaştırma yöntemiyle yapılan bu ameliyat
sonrasında hastaya doku tanısı konulamaz. Bu da önemli bir sakınca
olduğundan zorunlu haller dışında lazer ameliyatı tercih edilemez.
Ülkemizde yaygın olarak kullanılmaktadır. Robotik Prostektomi erken
dönemde hiçbir idrar şikâyeti yokken rutin kontroller sırasında
yakalanmış prostat kanserlerinde uygul