İspanyol gribi ya da İspanyol nezlesi, 1918-1920 yılları arasında H1N1[1] virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgınıdır. İspanyol Gribi, 18 ay içinde 50 ile 100 milyon arası insanın (o dönemde yaşayan nüfusunun %5'i) ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük salgın olmuştur. İspanyol Gribinin bir özelliği, zayıf, yaşlı ve çocuklardan çok, sağlıklı genç erişkinleri etkilemiş olmasıdır. İşte İspanyol gribinin beş etkisi... GENÇ İNSANLARI HEDEF ALDI Hastalık en çok 20-40 yaş aralığındaki insanları vurdu. Pek çok ailenin gelir getiren, eve bakan bireyleri hayatını kaybetti. En çok da erkekler ve hamile kadınlar hastalıktan etkilendi. Hastalığın bu grubu etkilemesinin sebebi henüz bilinmiyor, ancak yaşlıların bu virüse 1830'lardaki salgından dolayı bağışıklıklarının daha fazla olduğu, çocukların ise doğrudan virüse karşı bağışıklık geliştirdiği varsayılıyor. İSPANYOL GRİBİ ÜLKELERE GÖRE FARKLI SONUÇLAR VERDİ Asyalı bir hastanın hayatta kalma ihtimali, Avrupalı bir hastanın hayatta kalma ihtimalinin 30'da 1 i kadardı. Avrupa içinde de ülkeler arasında çok ciddi farklar vardı. Danimarka'da nüfusun yüzde 0,4'ü hastalık sonucu yaşamını yitirirken, Macaristan'da bu oran üç katına çıkıyordu. İstatistikler üzerine yapılan çalışmalar bu durumun sebebi olarak sosyo ekonomik farklar olduğunu söylüyor. Paris'te ise en çok ölümler zengin mahallelerinde yaşanmıştı ancak ölenler zenginler değil, çatı katlarda kalan hizmetçilerdi. GRİBE YAKALANMANIN BİRÇOK SEBEBİ VARDI Hastalığa yakalananların kızıl-kahve renge dönen yüzleri hastalık ilerledikçe maviye, öldüklerinde ise siyaha dönüyordu. Çoğu vakada hastalığın kendisi değil, akciğerlerde oluşturdukları yaralardan vücuda giren zatürre ölüm sebebi oluyordu. Hastalarda saç dökülmesi, baş dönmesi, uykusuzluk, görme ve işitme kaybı da sık rastlanan şikayetlerdi. Hayatta kalanlar da virüs sonrası depresyona giriyorlardı. SAĞLIK ALANINDA DEĞİŞİKLİKLERE NEDEN OLDU Öjenik, yani soy arıtımı inancında olan kişiler, alt soylara tabi olanların ve geri ırkların bu hastalıktan etkilendiğini söylüyor, bunu kurbanların suçu olarak görüyorlardı. Salgının pek de soya takılmadan herkesin sonu olması, bu teorinin zayıflamasında etkili oldu. 1920'lerden itibaren kamuda da bu mantalite değişiminin etkisi görüldü. Hasta takipleri iyileştirildi, ücretsiz sağlık hizmeti verilmesi fikri benimsendi. TÜM DÜNYAYA BÜYÜK ZARAR VERDİ Salgının en çok hangi kesimi etkilediğini bilmiyoruz, ancak her kesimde büyük etki yarattığı kesin. Güney Afrika'da kimsesiz çocuk sayısı o dönemde 500 bini bulmuştu. Virüsle anne karnında tanışan bireyler ise eğitimlerini tamamlama ve iyi bir iş bulma konusunda daha başarısızken, hapse girme ihtimalleri daha yüksekti. Araştırmacılar, 1920'lerin büyük nüfus artışını bu hastalığa bağlamıştı: Onlara göre hayatta kalabilen güçlü bireyler daha yüksek oranda ürüyordu.