5 yılda 14 milyon kişi iş sahibi olacak
Abone olKalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Hedefimiz; Türkiye’yi 2016’da üst gelir ligine taşımak ve kişi başına milli geliri 16 bin dolara çıkarmak. ...
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Hedefimiz; Türkiye’yi 2016’da
üst gelir ligine taşımak ve kişi başına milli geliri 16 bin dolara
çıkarmak. 5 yılda 4 milyon kişiye yeni iş oluşturacağız" dedi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Swiss Otel’de 2014 yılı itibarıyla
yürürlüğe girecek olan 10. Kalkınma Planı’na ilişkin basın
toplantısı düzenledi. Yılmaz, yaptığı konuşmada, orta gelir
tuzağına düşmemenin birinci ve öncelikli şartının Türkiye’nin
reform iradesini devam ettirmesi olduğunu belirterek, bu anlamda
10. Kalkınma Planı’nın çeşitli yenilikler içeren reform programı
olduğunu söyledi. Bu planın, Türkiye’nin değişim iradesini ortaya
koyan bir döküman olduğunu söyleyen Yılmaz, hazırlık sürecinde
katılımcılığın esas alındığını dile getirdi. Yılmaz, 10 binin
üzerinde vatandaşın katkısıyla bu planın hazırlandığını bildirerek
şöyle konuştu:
"Birçok değişik formatta çok çeşitli katılımcı yöntemler
kullanıldı. Kalkınma ajansları kanalıyla Türkiye’nin dört bir
yanından bilgi aldık. En önemli amaçlarından biri yüksek gelir
grubu ülkeler arasına ülkemizi dahil etmek. Önümüzdeki dönem kalite
ve nitelik vurgusu, erişimin ötesinde nitelik ve kalite meseleleri
gündemimize gelecek. Rekabet gücümüzü artırmak ve yaşam kalitemizi
artıran şehirleşme oluşturmak. Türkiye, artık dünyada rekabette
kentler yarışacak. 2023’e giderken şehirleşme meselelerini daha da
tartışmak durumunda. Trafik meselesinden, kent estetiğine kadar
yaşam kalitesini artırma konusu önümüzdeki süreçte önemli
hususlardan birisidir."
"HEDEF 500 MİLYAR DOLAR"
İhracatın önemine dikkati çeken Yılmaz, "Türkiye, sadece iç taleple
büyümemeli. 158 milyar dolar gibi bir tahminimiz söz konusu.
2023’te 500 milyar doları hedefliyoruz. Ekonomi büyüdükçe, büyüme
oranlarının mutlak rakamlara etkisi de ilerleyen yıllarda artmış
olacaktır" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin eğitim ve sağlık
hizmetini ihraç eden bir ülke haline geleceğini anlatan Yılmaz,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki perspektifte sağlık alanında da daha fazla ihraç şansı
olan bir ülke olduğumuzu düşünüyoruz. Üniversitelerimizi çok
yaygınlaştırdık. Kurumsallaşmaya paralel şekilde çok daha fazla
eğitim turizmi yapan bir ülke olacağız."
Bakan Yılmaz, işgücüne katılım oranları çok hızlı bir şekilde
arttığı halde Türkiye’nin işsizliği düşüren nadir ülkeler arasında
yer aldığını ve tek haneli rakamlarda işsizliği azaltmanın
hedeflerden biri olduğunu ifade etti. 10. Kalkınma Planı’nın 4
eksen üzerinde inşa edildiğine dikkati çeken Yılmaz, "Türkiye,
büyüyecekse bunu beşeri sermayeyle yapacak. İlk bölüm planımızda
sosyal konular yer alıyor. Bu planımızda ilk defa yapılan bir şey"
dedi.
Bu planının 25 tane öncelikli dönüşüm programının tamamlanmasıyla
oluşturulduğunu anlatan Yılmaz, bu alanların kritik reform alanları
olduğunu söyledi. ’Planlar yapılır ama uygulanmaz’ eleştirilerinin
yapıldığını hatırlatan Yılmaz, sistematik bir şekilde hem politika
setinin hem de öncelikli değişim programlarının izlendiğini ifade
etti. Uygulamanın ana alanını bürokrasinin ve toplumun sahiplenmesi
gerektiğine işaret eden Yılmaz, bu nedenle planın paylaşılması için
çaba sarfettiklerini dile getirdi. Yeni anayasa çalışmalarının
kalkınmayla da alakalı olduğunu belirten Yılmaz, demokrasi ile
kalkınma arasındaki ilişkiye dikkati çekti. Yılmaz, sağlık, yargı,
kültür, gelir dağılımı konularında yapılacak yeniliklere ilişkin
değerlendirmede bulundu. Yılmaz, "Hedefimiz, Türkiye’yi 2016’da üst
gelir ligine taşımak. Kişi başına milli geliri 16 bin dolara
çıkarmak. 5 yılda 4 milyon kişiye yeni iş oluşturacağız" dedi.
"KADININ DOĞURGANLIĞINI ARTIRAN POLİTİKALARA ÖNCELİK VERDİK"
Dinamik nüfus yapısının korunmasını istediklerini anlatan Yılmaz,
sözlerinmi şöyle sürdürdü: "Biz şu an doğurganlık hızı anlamında
yenileme hızının altına düşmüş durumdayız. 2018’de Türkiye’yi uzun
vadede daha yüksek rakamlara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu
politikalarımızı geliştirirken Avrupa’ya özellikle çok dikkatli
baktık. ’Kadının işgücüne girmesini engelleyici olmasın’ diye bir
prensip konsun istedik. Esas itibarıyla, işletmelerimize yük
getirecek politikalardan özellikle kaçındık. Burada hem kadının
çalışmasını sağlayacak hem de doğurganlığı artıran politikalara
öncelik verdik"
Yılmaz, işgücü piyasalarında yapılacak reformlarla güvenceli
esneklik anlayışı içinde bu politikaların birer birer
gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret etti. Yılmaz, tarım alanında
’ölçek meselesinin’ önemli olduğunu, bu konudaki tedbirlere önem
verdiklerini ve miras hukuku gibi çalışmaların devam ettiğini ifade
etti.
Enerji alanında ’güvenliğin’ önemli olduğuna dikkati çeken Yılmaz,
sözlerini şöyle sürdürdü: "Dışa bağımlılığın azaltılması önemli.
Enerji ithal eden bir ülke olmasak 12 milyar doların üzerinde cari
fazlamız olacaktı geçen yıl. Yerli kaynaklara daha fazla önem
vereceğiz. HES’ler, rüzgar, güneş, jeotermal olmak üzere bütün bu
kaynaklarımızı harekete geçirmeye çalışıyoruz. Enerji verimliliği
ile ilgili adımları atacağız. Nükleerde teknolojinin çok ileri
seviyeye geldiği anda bizim bu alana giriyor olmamız güvenliği
artırıyor"
GAP bölgesinde 8 milyar doları aşan ihracata ulaşıldığını söyleyen
Yılmaz, "Bu huzur ortamında, kamunun yanısıra büyük ölçekte özel
sektör yatırımlarının bu bölgeye hareket etmesiyle de önemli
değişiklikler bekliyoruz" diye konuştu.
Bakan Yılmaz, açıklaması sonrası gazetecilerin ’Doğurganlık hızına’
ilişkin bir sorusuna şöyle cevap verdi: "bir kadının doğum
yapabileceği yaşam süreci içinde fiilen doğurduğu çocuk sayısıdır.
Bu oran 2.1’in altına düştüğü zaman uzun vadede nüfusumuz
durağanlaşıp, azalıyor. 2050 yılında 93 milyonu aşıyor, 2075’e
geldiğinde geriliyor. Nüfus projeksiyonları tahminler arasında en
güvenilirleridir. Burada ciddi bir problem olduğu açık. Buradaki
risk şu, gelişmekte olan ülkelerin şöyle bir riski var.
Zenginleşmeden yaşlanma riski. Gelişmekte olan ülkeler
zenginleşmeden yaşlanırlarsa bu ciddi bir problem. Yoksul ve
yaşlıysanız işte bu ciddi bir risk. Bu riski ortadan kaldırmak
istiyoruz. Uzun vadede bunu biraz ötelemek istiyoruz ve buna dönük
politikalar yapıyoruz. Biz, zenginleşmeden yaşlanmamalıyız. Bu
dinamik yapımızı korumalıyız"
Yılmaz, 2023 ile ilgili hedeflerin belli bir hesaba dayandığını
belirterek şunları söyledi: "Geçtiğimiz 10 yıla baktığınız zaman 3
kattan daha fazla bir performansımız var. Önümüzdeki 10 yılda
öngördüğümüz, milli gelirimizi 2,5 kat artmak. Bu çerçevede bir
problem görmüyorum. Gerçekçi aynı zamanda iddialı olmak
durumundasınız. Birkaç yıl, küresel anlamda olumsuz hava
yaşayacağız. Bu havanın aşağıya doğru revizyon oluşturması
beklentisi normal. 2023 hedeflerinin 10 yılda ulaşılabilir hedefler
olduğuna inanıyorum."
Türkiye’nin çok reform yaptığını söyleyen Yılmaz, "Yorgun
olmamalıyız. Yeni anayasa, AB sürecindeki bir adım önemli.
Teknolojide önemli yatırımlar yaptık, buradan çıkacak sonuçlar
önemli. Bütün bunlarla birlikte 2023’ün ulaşılabilir bir hedef
olduğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı.
ÖZEL SEKTÖRE DİKKAT ÇEKTİ
Geleneksel sektörlerin dönüştürülmesi gerektiğine dikkati çeken
Yılmaz, markalaşma ile birlikte katma değerin yükseltilmesi
gerektiğini ifade etti. Yılmaz, araştırma geliştirme çalışmaları
ile özel sektör ilişkisinin güçlendirilmesi sonucunda yeni ürün ve
atılımların Türkiye’de sağlanabileceğini belirterek, "Önümüzdeki
süreçte, daha fazla araştırma geliştirme ve bunu daha fazla katma
değere dönüştürmek önemli. Esas işi yapacak olan özel sektördür.
Kurumsallaşmış firmalardır. Bunlar diğerlerini sürükleyecekler"
şeklinde konuştu.
Yılmaz, bir soru üzerine, "İşgücü piyasalarımızda reformların
yapılacağını düşünüyoruz. Uluslararası rekabet endeksleri var. En
geride olduğumuz alan işgücü piyasaları, bu kayıtdışılığı da
besliyor. İşgücü piyasaları ile ilgili reformlarımızı mutlaka
gerçekleştirmek durumundayız. Kadın istihdamının önemli bir kısmı
esnek çalışmadan oluşur. Kayıtdışılığı azaltmak, kadın ve
gençlerimizin fırsatlara kavuşması için bu reformlarımızı yapmamız
gerekiyor" dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Bakan Yılmaz, çözüm sürecine ilişkin olarak da şunları söyledi:
"Siyasi varsayımda bulunmamız çok zor. Siyasi temsil noktasında
olanların bağımsız bir şekilde vatandaşın büyük bir beklentisi var.
Bu sürece çok büyük bir destek var. Bu süreci aksatacak olanlar
büyük bir vebalin altında kalacaklar. Halkın sahiplenmesiyle bu
sürecin yürüyeceğine inanıyorum. ’Sorunlar devam etsin’ diye
uğraşanlar olabilir ama ana akışa baktığımız zaman çözüm sürecinin
kesinlikle başarıya ulaşacağına inanıyorum"
Siyasetçi olarak en küçük detayına kadar 10. Kalkınma Planı’nın
içinde yer aldıklarını belirten Yılmaz, "Son noktayı koyduk ve bu
planı o şekilde hazırladık. Bu plan siyasi sahiplenmesi yüksek bir
plan. Siyasi sahiplenme yoksa çok da fazla anlam ifade etmez. Bu
plan yüksek bir planlamaya sahip bir plan" dedi.
(İHA)