5 bin öğretmen alınacak
Abone olMilli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, makamında eğitim muhabirleriyle sohbet toplantısı yaptı. Çelik, gazetecilerin gündemdeki sorularına cevap verdi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Avrupa Birliği'nin (AB)
Türkiye için çok önemli bir hedef olduğunu belirterek, ''AB'ye
girilmesi için bize düşen neyse yapmamız lazım'' dedi. Çelik,
makamında eğitim muhabirleriyle sohbet toplantısı yaptı. Çelik,
gazetecilerin gündemdeki TCK Tasarısı ve AB'ye üyelik ile ilgili
tartışmalara ilişkin soruları üzerine, şunları söyledi: ''Benim bir
makalem var. 'AB'ye giriş cennet mi cinnet mi?' diye. Bazılarına
göre cinnet, bazılarına göre cennet. Ben meseleyi böyle cinnet,
cennet boyutunda görmüyorum. AB Türkiye için çok önemli bir
hedeftir. AB'ye girilmesi için bize düşen neyse yapmamız lazım.
Tabii ki her ülkenin farklı hassasiyetleri olabilir, bunlar
görüşülür konuşulur. Ama temel meselelerde, siyasi kriterlerde
AB'ye uyum sürecinde yapılması gerekenleri konuşmalıyız. Sayın
Başbakan'ın 'olmazsa olmazımız değil' derken, bu konuda gevşediği
onu istemediği anlamı çıkarılmamalıdır.'' 5 BİN VEKİL ÖĞRETMEN
ALINACAK Öğretmen ihtiyacı ve öğretmenlere yönelik çalışmalarına
değinen Çelik, 5 bin vekil öğretmen alınmasına yönelik çalışmaların
da tamamlandığını bildirdi. İngilizce, Bilgisayar ve Türkçe
branşlarında öğretmen açığı bulunduğunu kaydeden Çelik, İngilizce
ve bilgisayar öğretmeni açığının sözleşme, Türkçe öğretmeni
açığının da Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri yoluyla çözümlemeye
çalıştıklarını belirtti. Açık bulunan okullara öğretmenlerin
görevlendirilmesi talimatı verdiğini söyleyen Çelik, ''Oturarak
maaş alma yok'' dedi. Çelik, şu anda kağıt üzerinde 71 bin öğretmen
açığı olmasına karşın, 28 bin öğretmen fazlası bulunduğunu,
fazlalığın daha çok meslek branşlarında olduğunu bildirdi. 3
Eylül'de yapılan öğretmen atamalarında göreve başlamayanların
yerine yenilerinin atanacağını kaydeden Çelik, gelecek yıl alınacak
öğretmen kadrosuna ilişkin bilgilerin henüz netleşmediğini anlattı.
Çelik, ''2005 yılı bütçesi çıktıktan sonra öncelikle bütün kamu
için kaç kadronun kullanımına izin çıkacak, bunun kaçı bize tahsis
edilecek, biz ona bakarız'' diye konuştu. DAYANIKLI DERS KİTAPLARI
Çelik, bir soru üzerine, yeni müfredata göre hazırlanacak ders
kitaplarının öğrencilerin 2-3 yıl gibi uzun süre kullanımına olanak
verecek şekilde, daha dayanıklı basılacağını belirterek, bu
kitapların öğrencilere iade etmek koşuluyla verileceğini kaydetti.
Çelik, bu uygulamanın 2005-2006 eğitim-öğretim yılına
yetiştirilmeye çalışılacağını bildirdi. ''İNCELEME BAŞLATTIM'' CHP
Milletvekili Algan Hacaloğlu'nun, ''101 trilyon liralık kaynağın
ihalelerde yok edildiğine'' iddialarıyla ilgili soru önergesi
verdiğinin anımsatılması üzerine Çelik, bu konuda basında çıkan
haberleri ihbar kabul ederek inceleme başlattığını söyledi. Çelik
bugüne kadar 100'e yakın firmayı ihaleden men ettiğini anlattı.
ÖĞRETMENLERE UCUZ BİLGİSAYAR Öğretmenlerin uygun fiyatla dizüstü
bilgisayar edinmelerine yönelik çalışmalarının da sürdüğünü anlatan
Çelik, ''Fiyatı belki bilgisayarın gerçek fiyatının yarısından daha
az ve taksitli olacak. Öğretmenlere bunun için kredi temin edecek
bankayla görüşüldü'' dedi. Bir soru üzerine, okullara bilgisayar
teknolojisi sınıfları kuran işadamlarına vergi kolaylığı
sağlanmasına ilişkin çalışmalarının sürdüğünü belirten Çelik, yarın
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile konuyu görüşeceklerini ifade etti.
20 YENİ ÜNİVERSİTE 20 ile üniversite kurulmasına ilişkin çalışmalar
konusunda da bilgi veren Çelik, şunları söyledi: ''Bizim şu anda
yaptığımız çalışma üniversitelerin bölünmesinden ziyade,
üniversitelerin diğer üniversitelerin himayesinde kurulan illerdeki
fakültelerin bir rektörlük çatısı altında birleştirilerek kendi
yoluna müstakil üniversite olarak devamlarını, gelişimlerini
sağlamak. Taşrada belli üniversitelere bağlı kurulan fakülteler,
ancak o üniversitelerin merkezlerinden himmet buyrulduğu kadar
imkan buluyor. Ama müstakil üniversite olur da oranın rektörlük
birimleri kurulursa personel dairesi başkanlığı, öğrenci işleri
daire başkanlığı, yapı dairesi başkanlığı gibi üniteler bulunursa o
zaman o üniversite kendi ayakları üzerinde daha rahat durur ve
gelişir.'' Bu konuda YÖK ile birlikte çalışılıp çalışılmadığı
sorusuna karşılık Çelik, ''Biz bir çalışma yaptıktan sonra elbette
onlarla paylaşacağız. YÖK neticede Türkiye'de üniversitelerin bağlı
olduğu, planlamanın yapıldığı yerdir. Ama personel, bütçe meselesi
hükümetle ilgilidir'' dedi. MEB Dış İlişkiler Genel Müdür Vekili
İbrahim Kapaklıkaya ile ilgili basında yer alan haberlerin
anımsatılması üzerine de Çelik, ''Etik bulmadığım bir şeyi
imzalamazdım. Burada anormal olan birşey yok. Bunda şu kadar bir
tereddüdüm olsa kesinlikle altına imza atmazdım'' dedi. ''Bazı
mahalli günlerin ve bayramların kaldırılacağına'' ilişkin
açıklamasının anımsatılması üzerine Çelik, amaçlarının çocukları
gereksiz teferruatlardan kurtarmak olduğunu kaydetti. Çelik, şöyle
konuştu: ''Eğitim öğretimin olduğu her gün ya bir şey günüdür, ya
bir şey haftasıdır. Çocuklar bunlara hazırlanmaktan, öğretmenler bu
günleri kutlamaktan eğitim öğretim yapamıyorlar. 10 tane ayrı gün
kutlamak yerine, o anlamı verebilecek şekilde bunu derleyip
toparlamak daha mantıklı. Bizim yapacağımız budur. Mesela benim
çocukluğumda 27 Mayıs bayram olarak kutlanırdı, bazılarına göre
hala bayram olmalıdır. Ama bana göre 27 Mayıs Türk tarihinde kara
bir lekedir. 12 Eylülcülerin olumlu tarafı 12 Eylül'ü bayram haline
getirmemeleridir.'' MEB'İN ARAÇLARININ PLAKASI Bir soru üzerine
Çelik, MEB'in araçlarının yenilendiğini bir bankanın 3 yıllığına
araçları kiraladığını kaydetti. Çelik, 'Bizim eski araçlarımızın
astarı yüzünden daha pahalıya geliyordu. 1989, 1990 model arabalar
vardı ve bunların yıllık tamirat bedeliyle bunları yeniden almak
mümkündü'' dedi. Bir gazetecinin, ''Plakaların AK olması tesadüf
mü?'' sorusuna karşılık Çelik, ''Bu gerçekten tesadüf. Onu ben de
sordum. Trafiğe müracaat etmişler. 'Sırada olan bu', denilmiş''
diye konuştu.