46 yıllık gazeteci Ali Haydar Yurtsever hayatını kaybetti
Abone olBBC Türkçe'nin radyo yıllarında Afganistan, Irak, Doğu Avrupa ve Balkanlar'daki savaş alanlarından sesini duyuran, sıcak gelişmeleri zamanın teknolojik olanaklarını zorlayarak aktaran emektar gazeteci Ali Haydar Yurtsever, Viyana'da hayatını kaybetti.
BBC Türkçe'nin radyo yıllarında Afganistan'dan Irak'a, Doğu Avrupa'dan Balkanlar'a pek çok savaş alanından sesini duyuran, sıcak gelişmeleri zamanın teknolojik olanaklarını zorlayarak aktaran emektar gazeteci Ali Haydar Yurtsever, Viyana'da hayatını kaybetti.
Yurtsever uzun bir süredir Viyana'da kanser tedavisi görüyordu.
1948'de Bingöl'ün Darabi köyünde dünyaya gelen Ali Haydar Yurtsever, 1968'de gazeteciliğe başlamıştı.
1973'de kendi olanaklarıyla gittiği Viyana'da Hürriyet gazetesinin muhabirliğini yaptı.
1985-2001 yılları arasında Milliyet gazetesinin Viyana ve Doğu Avrupa temsilciliğini üstlenerek dünyanın değişik bölgelerindeki gelişmeleri, sık sık sıcak çatışma bölgelerine giderek izledi.
2001 başlarında Milliyet'in Viyana bürosunun kapatılmasıyla görevine son verilen Ali Haydar Yurtsever, daha sonraki yıllarda Anadolu Ajansı Viyana temsilciliğinin yanı sıra, BBC Türkçe Yayın Bölümü'ne geniş bir coğrafyadan haber ve izlenimler aktarmaya devam etti.
Aşağıda Yurtsever'in BBC Türkçe'de yer alan ve son güncellemesi 21 Ağustos 2009'ta yapılmış bir izlenim yazısını sunuyoruz.
________________________________________________________________________________________________________________________________
Demir perdeyi aralayan günler
Ali Haydar Yurtsever
Viyana, Avusturya
Yetmiş yıl boyunca sırtını dönemin Sovyetler Birliğinin devasa kızıl ordusuna dayandırdığı için bir çoğumuzun yıkılmaz sandığı Demir Perde, bundan tam 20 yıl önce Avusturya ve Macaristan sınırındaki Şopron kasabasında düzenlenen bir Piknik sırasında adım adım yıkılmaya ve zaman içinde de adeta tül perdeye dönmeye başladı.
Demir Perde'nin yıkılma sürecini izlerken tuttuğum notlara bakıyorum şimdi.
Tarih 27 Haziran 1989. Avusturya dışişleri bakanı Alois Mock ile Macar meslektaşı Gula Horn ellerinde büyükçe birer tel kesme makası ile sınırdaki dikenli telleri kesmeye başladılar.
Etrafında üst düzey diplomatlar ve politikacılar ile aralarında benim de bulunduğum yüze yakın gazeteci var.
Bir yandan fotoğraf çekerken bir yandan da kesilen dikenli tellerden birkaç tanesini günün anısı olarak çantama yerleştirmeye çalışıyorum.
Ve heyecanın dorukta olduğu bir anda Macaristan'a tatil için gelen Doğu Alman turistlerden 600 kadarı demir perdede açılan bu sembolik delikten sırayla Avusturya topraklarına geçmeye başlıyorlar.
Resmi olarak Macar sınır polisine vur emri verilmişti, ama o gün Macar sınır muhafızları müdahale etmedi.
Doğu Almanya'daki Honecker rejiminden yükselen protesto sesleri de günün heyecanı içinde, diplomatik bazı açıklamalarla kaybolup gitti.
Avusturya tarafına geçen Doğu Almanların sayısı 600 kişi olarak bildirildi ama Şopron adlı sınır kasabasının Macaristan tarafında Trabant marka otomobilleri veya kamp vagonlarıyla batıya geçmeyi bekleyen onbinlerce kişi vardı.
Demir perdeden açılan ilk delikten ben de bu kez kontrolsüz olarak Macaristan tarafına geçiyorum ve kamptaki doğu Alman vatandaşlarıyla görüşüyorum.
Kamp yerinde tedirgin bir bekleyiş var. Görüşmemiz sırasında bir çoğu demir perdenin açıldığını da bizden duyuyor.
Heyecan ve umudu bir arada yaşıyorlar... Kamp çevresinde çok sayıda Macar polisi nöbet tutuyor...
Zaman zaman bizim fotoğraf çekmemize de müdahale ediyorlar ama davranışları o tipik Komünist polis tavrında değil. Daha anlayışlı ve yumuşak.
Bu ilk adımın ardından 19 Ağustos günü yine sınırdaki Şopron kasabasında beklenmedik ikinci bir gelişme oldu.
Avrupa pikniği
Avrupa Parlamentosunun Avusturyalı üyesi Otto von Habsburg ile Macaristan'ın reformcu komünist eski devlet başkanı İmre Poşgay'ın himayesinde bir Avrupa pikniği organize edildi.
Pikniğe Avusturya, Macaristan ve Federal Almanya'dan binlerce kişinin yanısıra üst düzey politikacılar da katıldılar.
Bu arada Macaristan topraklarında tatil yapan Doğu Almanya vatandaşlarının da bir süre önce demir perdede açılan o sembolik delikten geçerek pikniğe katılmalarına izin verildi.
Piknik alanında bazı Macar girişimcilerin getirdiği, demir perdenin ve totaliter rejimin yıkılmasını simgeleyen ilginç hediyelik eşyalar satılıyordu.
Dönemin anlam ve önemini simgeleyen bu ilginç hediylelerden bir tane de ben aldım. Takriben 4 cm çapında ve 4 cm boyunda alt ve üst kapağı lehimli minik bir konserve kutusu.
Üzerinde Macarca, Almanca ve İngilizce olarak, büyük kırmızı puntolarla, "Komünizmin son nefesi " sloganı yazılmış.
O zamanki ederiyle 50 Avusturya Şilini verip aldığım bu minik kutuyu, ne olur ne olmaz, Komünizmin son nefesi bir daha dışarı çıkmasın diye kapağını açmadan hala kitaplığımın bir köşesinde özenle saklıyorum.
Avusturya Macaristan sınırında, dikenli teller kesilip Avrupa pikniği düzenlenirken. O dönemin Varşova paktına üye ülkelerinden Çekoslovakya'nın başkenti Prag'ta da olaylar çığırından çıkmıştı.
Başkent Prag'a aynı şekilde tatil bahanesiyle gelen binlerce Doğu Almanya vatandaşı, Federal Almanya, Avusturya veya ABD büyükelçiliklerine sığınmaya çalışırken Prag polisi rejimi korumak için sert müdahale ediyordu.
Ancak Avusturya - Macaristan sınırındaki demir perdede açılan ilk delik ve sınırda organize edilen Avrupa pikniği ile ok yaydan çıkmıştı bir kez.
Tabi tüm bu sürecin kansız bir şekilde devam edebilmesinin bir baş aktörü vardı. Dönemin Sovyetler Birliğinde yönetime gelen Michael Gorbaçov ve işe başlar başlamaz ilan ettiği Glasnost ve Perestroyka. Yani, saydamlık ve yeniden yapılanma süreci.
Gorbaçov, sadık müttefikleri Macaristan ve Çekoslovakya'da olup bitenlere sessiz kalarak bu sürecin kansız bir şekilde sonuçlanmasına en büyük desteği verirken 70 yıllık doğu Avrupa'nın Batı ile birleşmesini sağlayan lider olarak da tarihe geçti.
Avusturya-Macaristan sırınıdaki demir perdede açılan bu ilk delikten yayılan özgürlük rüzgarı, kısa sürede tüm Doğu Avrupa'da dramatik değişimlere ve reformlara da vesile oldu.
Macaristan ve Avusturya'nın 27 Haziran 1989'da birlikte attıkları bu cesur adımla, aynı zamanda iki Almanya'yı 50 yıl boyunca birbirinden ayıran Berlin duvarından ilk tuğlayı da çekmiş oldular.
Aynı yıl 9 Kasım günü Berlin duvarının yıkılması ve ardından 22 Aralık günü Romanya'da Çavuşeşku rejimine karşı başlayan iç savaş, 70 yıllık demir perdeye de son noktayı koydu.
____________________________________________________________________________________________________________________________