Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Türkiye ve dünya, IŞİD'in elinde 101 gün kaldıktan sonra MİT
operasyonu ile kurtulan 46 kişiyi konuşuyor. Herkes şaşkın bir
şekilde rehinelerin kurtarıldığı o kansız operasyonun detaylarını
merak ediyor.
Ben bildiğim kadarını anlatayım.
Musul'daki baskın sonrası rehin alınan 46 personelimiz ile ilgili
bugüne kadar silahlı bir kurtarma operasyonu asla düşünülmedi.
Çünkü baskında gözaltına alınan personelimizi bir süre sonra
IŞİD'in içinde yer alan Çeçen bir grup teslim aldı.
Daha doğrusu koruma altına aldı. Bu Çeçen grubun koruma altına
almasının iki önemli nedeni vardı.
1- Rusya ile yürütülen kanlı savaş sırasında
kendilerine her koşulda sahip çıkan Türkiye'ye yönelik bir
sempatileri vardı.
2- Bahsini ettiğim bu Çeçen grubun içindeki bazı
militanların aile fertlerinden bazıları Türkiye'deydi. Türkiye
rehine olayı yaşandığı saatten itibaren teknik ve fiziki takip
sonucu olan biten herşeyi takibe almıştı. Hatta rehinelerin bir
binadan diğerine geçişlerini bile takip edebilecek kadar yakındı.
İlk temasta ise Çeçen grubun varlığı ortaya çıkınca meselenin
siyasi pazarlıkla çözülmesine karar verildi.
Yukarıda da dedim ya hani.
Dünya ve Türkiye bu operasyonuu konuşuyor ama bir farkla...
Dünya Türkiye'nin kurtarma operasyonunu ayakta alkışlarken, bizden
birileri neredeyse karalar bağlayacak. Akan göz yaşlarının
rehinelerin dönüşlerinde canlısına değil de, ölüsüne akmasını
isteyenlerin yorumları ortalığa bir pislik gibi yayılıyor.
Düne kadar yazdığımız her satır sonrası, "46 rehinemizden
bahsedin, gündemi değiştirmeyin" diyen hödükler,
iktidara saldıracak bir bahaneleri daha ellerinden gidince iyice
çirkefleştiler.
Hani kalecinin bacak arası gol yedikten sonraki hali neyse,
bizimkilerin hali de aynen o!
"Çabuk açıklayın, IŞİD'e ne verdiniz de rehineleri serbest
aldınız?" hezeyanı içinde adeta öfke nöbetleri
geçiriyorlar. Vermeye alışkın oldukları için, herkesi vericilerden
sanmaları normal.
"Hükümet kanadı bir fidye pazarlığı olmadı" diyor,
inanmıyorlar, IŞİD, "Biz bir bedel almadan teslim
ettik" diyor, ona da inanmıyorlar. ABD, İngiltere,
Almanya, Fransa başta olmak üzere tüm dünya medyası, "Bir
pazarlık söz konusu olmadı" diye yazıyor, yine
inanmıyorlar.
Her biri oturduğu yerden dış politika uzmanı gibi ahkam kesiyor.
Rehineleri burunları kanamadan getiren AK Parti iktidarı olunca
kabullenmeleri mümkün değil. "AK Parti kurtarmadı, IŞİD
serbest bıraktı" diyerek kendini tatmin edenler bile
var.
Eğilip kulağına, "Bak benden duymuş olma kardeş. Bu
rehineleri AK Parti değil, Polat Alemdar kurtardı" desen
inanacak kadar beyin taşımıyorlar yeminle...
Hele havaalanındaki o mutluluk var ya...
O görüntüyü izledikten sonra yaptıkları yorumları görseniz. Resmen
bir cinnet hali. "Bu rehineler tek kurşun atmadan IŞİD'e
teslim oldu. Ne kahramanlık sergilediler ki Başbakan onları
alınlarından öpüyor" diye soruyorlar.
Ah be gerizekalım!
Ülkenin doğusunda askerlik yapmamak için kaçan, batıda askerlik
yapmak için torpil arayan sen mi söylüyorsun bunu?
Senin bataklık dediğin Ortadoğu'nun en kanlı ülkesi Irak'ta göreve
gitti o insanlar. Rehin alındıklarında başlarının kesileceğini bile
bile orada görev yapmaya devam ettiler. Bu bile başlı başına bir
kahramanlık değil mi?
Çok kolaysa git sen görev yap bakalım o kritik bölgelerde!
"Höt" deseler altına kaçıracağını sen de
biliyorsun. Klavye başında atıp tutmak kolay değil mi seni çelimsiz
Rambo!
Aynı grubun içindeki bir başka kesim ise, "Ülkenin
bayrağını indirtenlere kahraman muamelesi yapılamaz"
diyor.
Halbuki ilkokul çocuklarına bile sorsan cevabını verir.
Türkiye'deki yabancı konsoloslukları koruma görevi nasıl Türkiye'ye
aitse, Irak'taki konsoloslukların koruma görevi de Irak'a aitti.
Irak askerlerini bırakın bizim konsolosluğumuzu, ülkelerini koruma
görevinden bile vazgeçerek tüydüler.
Gel de bunu bizim klavye başındaki bıdık müsteşarlara anlat!
Hadi onlar klavye kahramanları...
Cemaatin fitne fesat yaymaktan ve ülkesini dış güçlere kötülemekten
başka işe yaramayan gazetesi Todays Zaman'ın başındaki Bülent
Keneş'e ne demeli?
Mealen diyor ki, "Allah bir kulunu sevindirmek istiyorsa
önce ineğini kaybeder, sonra buldurur. Hükümet de 46 personelini
IŞİD'e kendisi teslim etti. Sonra teslim alarak milleti sevindirdi.
Bu olay üzerinden kendine de kahramanlık payesi biçti"
Sakın ha beddua ve hakaret etmeyin!
Ömrünün sonuna kadar böyle bir beyin ve böyle pis bir yürekle
yaşaması zaten ona en büyük hakaret ve en büyük beddua!
Böyle bir kişi bir ilçenin yerel gazetesinin başında olsa yemin
ediyorum kıçına tekmeyi vura vura kapının önüne atarlar.
"Madem acar gazetecisin. Madem konunun böyle olduğundan bu
kadar eminsin. O zaman twitter'den değil, belgeleriyle gazeteden
yayınla" derler en azından...
Ama onun yöneticileri bunları söylemez, söyleyemez. Kendi ülkesine
ihanet edenler, maşa olarak kullandıkları elemanlarına bunları pek
tabi ki diyemez.
Onların üzüntü ve kederi kendilerine yeter!
Eğer amaçları acılar ve ölümler üzerine mutluluk inşaa etmekse daha
çok bekleyecekler.
Ben bunların yerinde olsam, AK Parti hükümetine hergün bin kez
teşekkür ederdim vallahi. Başka ülkenin iktidarına olsa, bunları
rehinelere karşı takas olarak teslim ederdi. IŞİD kabul etmese
bile, hediye paketi olarak gönderirdi.
Beni asıl üzen ne biliyor musunuz?
"Savaş hali dışında hükümetle ve cumhurbaşkanıyla
görüşmem" diyen Kemal Kılıçdaroğlu epey bir süre daha
bekleyecek ya!
İşte ben buna kahroluyorum!