40 yıllık ilişkimiz zedelenir
Abone olAydın ''bu durumun da 40 yılı aşkın bir süredir devam eden ilişkileri zedeleyeceğini'' bildirdi.
Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyelik
yolunda, aralık ayında Türkiye'ye müzakere tarihi verilmemesinin
hayal kırıklığına neden olacağını belirterek, ''bu durumun da 40
yılı aşkın bir süredir devam eden ilişkileri zedeleyeceğini''
bildirdi. Dışişleri Bakanlığı ile İngiltere'de yerleşik düşünce
kuruluşu olan Wilton Park tarafından düzenlenen ''Türkiye'nin
Avrupa Birliği'ne Katılımı'' konulu konferans, Dedeman Oteli'nde
başladı. Konferansın açılışında konuşan Bakan Aydın, AB'nin bugüne
kadarki en büyük genişlemesini mayıs ayında gerçekleştireceğini
hatırlatarak, ''Umarım, mayıs ayındaki genişleme son nokta
olmasın'' dedi. Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde kritik bir
noktaya gelindiğini ifade eden Aydın, Türkiye'nin hedefinin
müzakerelerin başlaması için tüm Kopenhag Kriterleri'ni yerine
getirmek olduğunu söyledi. Aydın, Türkiye'nin, yapılacaklar
listesini yarım sayfaya düşürdüğünü vurgulayarak, AK Parti
hükümetinin 1 yıllık sürede gerçekleştirdiği reformları anlattı.
Türkiye'de din özgürlüğünün bulunduğunu, dini azınlık gruplarına
verilen imkanların artırıldığını anlatan Aydın, anadilde yayın
yolunun açıldığını ve yakın bir gelecekte yayınların başlayacağını
kaydetti. Aydın, insan hakları ve demokratikleşme alanındaki
değişikliklerin ekonomide de gerçekleştirildiğini, Türk
ekonomisinin artık eskiye göre daha güçlü olduğunu dile getirerek,
ekonomide güven duygusunun yeniden oluşturulduğunu söyledi. ''Tüm
bunlara rağmen Türkiye'nin üyelik kriterlerin tamamını yerine
getirdiğini söylemenin zor olduğunu'' belirten Aydın, bugünkü
hedefin AB'ye üye olmak değil, tüm alanda iddialı reformları
Avrupa'nın gösterdiği standartlarda gerçekleştirmek olduğunu ifade
etti. Bakan Aydın, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasının İslam
toplumu üzerinde de olumlu etki yaratacağına dikkati çekerek, bu
sayede medeniyetler arası çatışmanın yok edilebileceğine işaret
etti. AB ile yakınlaşmanın Türk-Yunan ilişkilerini de olumlu
etkilediğini anlatan Mehmet Aydın, ''Kıbrıs'taki uzlaşma ve kalıcı
bir barış, eskisinden daha fazla değer ifade etmektedir'' dedi.
''Türkiye'ye özel statü verilmesi'' tartışmalarına da değinen Bakan
Aydın, şunları kaydetti: ''Biz zaten son 40 yıldır AB ile özel
ilişkiler içindeyiz. Birliğe üye olmadan Gümrük Birliği'ne giren
tek ülkeyiz. Bize özel statü verilmesi, özel bir durum
içermemektedir. Bundan sonra tek bir şey olabilir, o da tam
üyeliktir. Tüm politik kriterleri yerine getirmesine rağmen
Türkiye'ye aralık ayında müzakere tarihi verilmemesi, ertelenmesi
hayal kırıklığına neden olacaktır ve işler eskisi gibi devam
etmeyecektir. AB'nin böyle bir kararını Türk kamuoyuna anlatmada da
güçlük çekeriz. Türkiye'ye aralık ayında müzakere tarihi
verilmemesi, 40 yılı aşkın bir süredir devam eden ilişkileri
zedeler. Görüşmelerin başlaması ise yeni bir yol haritası
oluşturacaktır. Biz bir gecede üye olmayı beklemiyoruz. Kabul
edilebilir bir zaman diliminde üyelik görüşmelerini tamamlamaya
çalışacağız. Biz bu aşamanın yıllarca süreceğinin farkındayız.
Şüphesiz, Türkiye'nin performansı, görüşmelerin ne kadar uzun
süreceğinin göstergesi olacaktır.'' Devlet Bakanı Mehmet Aydın,
Türkiye'nin hedefine ulaşmak için daha fazla efor sarf etmesi
gerektiğini de vurgulayarak, ''Son zamanda yaşanan gelişmeleri
gözden geçirdiğimizde, 21. yüzyılda Türkiye'nin de aralarında
bulunduğu daha güçlü ve daha entegre bir AB'ye inanmak istiyorum''
diye konuştu. İngiltere Dışişleri Bakan Yardımcısı Barones
Elizabeth Symons'ı temsilen toplantıya katılan İngiliz Lordlar
Kamarası'nda Dişişleri Sözcülüğü yapan Baroness Crawley de,
İstanbul ve Madrid'deki bombalı saldırıların Avrupa'nın sahip
olduğu değerlere yapıldığını söyledi. Yakınlarını kaybetmiş
insanların acısını hafifletmek için kelimelerin yetersiz kaldığını
dile getiren Crawley, Avrupa'nın bu saldırılara sessiz
kalmayacağını ve teröristlere en ağır cezaların verileceğini
bildirdi. Crawley, bu yılın AB-Türkiye ilişkileri açısından önemine
de değinerek, Türkiye ile üyelik müzarekerelerine başlamada AB
Komisyonu'nun hazırlayacağı raporun anahtar konumda olduğunu
vurguladı. Türkiye'nin sivilleşme ve insan hakları konusunda çok
önemli reformlar yaptığını hatırlatan Crawley, özellikle işkencenin
önlenmesi ve insan hakları ihlalleri konusunda yapılan yasal
düzenlemelerin, kağıt üzerinde kalmaması ve iyi uygulanması
gerektiğini kaydetti. Crawley, Türkiye'nin birliğe katılması
konusunda dört yol ağzına gelindiği, Türkiye'nin tam üyeliğinin
Avrupa'nın güvenliğine de katkısının olacağını ifade ederek,
birliğin etrafına duvar örerek güvenliğini sağlayamayacağını
söyledi. Kıbrıs görüşmelerine de değinen Crawley, sözlerini şöyle
tamamladı: ''Kıbrıs sorunu Türkiye'nin AB üyeliği için bir kriter
değil, ancak burada pozitif bir bağdan söz edilebilir. AB'ye girme
yolunda, Kıbrıs sorununun çözümü Türkiye'nin yararınadır. AK Parti
hükümetinin Kıbrıs sorununa ilişkin göstermiş olduğu yaklaşım,
şimdiden AB yolundaki Türkiye'nin yararına olmuştur. Eğer Kıbrıs
birleşik olarak AB'ye katılırsa, Kıbrıslı Türkler'in yarattığı
rüzgarı Türkler de takip edecektir.'' Açılış konuşmalarının
ardından basın mensuplarına kapalı olarak devam eden konferans, 26
Mart Cuma günü sona erecek.