40 Benzemez Yüz
Abone olDarbe günlüklerini ortaya çıkaran Alper Görmüş'den siyasetçi portreleri
"Zevkli bir işmiş portre yazmak bunu anladım" diyen Alper
Görmüş, yazdığı portrelerin "objektif olma" ihtimali olmadığının
altını özellikle çiziyor. Okuyacağınız portreler Alper Görmüş'ün
gözüyle çizilmiş portreler:
Aktüel dergisinde her hafta birini tanıttığı 40 portreyi bir araya
toplayarak kitaplaştıran Alper Görmüş'ün eseri adıyla
kitaplaştırıldı. Kitabın kapağında eserin ve yazarın adının yazılış
esprisi için gerçekten çok hoş: Alper 40
Benzemez Yüz Görmüş. Bir kitap sırf kapağı
hoş diye okunmaz şüphesiz. İçeriğinin de kapak esprisi kadar
okuyana tat vermesi şart:
Alper Görmüş'ü çoğu insan "Ergenekon çetesini" ortaya çıkartan Org.
Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlükleri ortaya çıkarttığı
Nokta macerasından dolayı tanıyor bugün. Ama onun gazetecilik
macerası 1978 yılında Aydınlık dergisi ile başlamıştı. 12 Eylül'den
sonra işsiz kaldığı için kitapçılık. muhasebecilik ve halı
tezgahtarlığı gibi işlerde çalışarak ayakta kalabilen Görmüş 1986
yılında Nokta ile gazeteciliğe dönmüştü. 1999 yılından bu yana
Bilgi Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Akademik
kariyeri nedir derseniz İşletme mezunu... Genel yayın yönetmeni
olduğu Nokta kapatıldıktan sonra gazeteciliği Aktüel ve bugünlerde
Taraf gazetelerinde sürdürüyor.
İşte böyleine renkli bir kişiliğin gözünde biçimlenen portreler,
onunla aynı görüşü savunanlar kadar ona muhalif olanlara da farklı
tatlar verecek tespit ve espriler içeriyor.
Mesela kitabın siyasetçi portrelerini bir kaç cümle ile özetlemeye
çalıştığımız metinlerin size önemli ipuçları vereceğine
inanıyoruz:
ABDULLAH GÜL
Alper Görmüş'e göre Abdullah Gül, cumhuriyetçilerin cumhuriyetçi
çıkmasından korktuğu cumhurbaşkanı. Ekşi Sözlük'ün tanımı ile ilk
zenci cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül'un korumasıyla aynı kravatı
takması bile mütvazılığının göstergesi. Gül'ün yüzünden hiç eksik
olmayan gülümsemesiyle "Tanrı devlet adamı" rolüne ne kadar uzak
bir portre çizdiğini belirten Görmüş "o hem demokratik bir fren
görevi yapacak hem de "öcü siyaseti"nin elindeki en büyük kozu
elinden almış olacaktır" ifadesini kullanıyor...
RECEP TAYYİP ERDOĞAN
Alper Görmüş, Erdemliler Koalisyonu'nun lideri olarak tanımladığı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Belediye Başkanlığı günlerinden
itibaren tavrını göz önüne alarak, sosyolojik olarak neyi
simgelediğini sorguluyor ve "Erdoğan'ın sihri şurada: Hem mazlum
hem kibirli" diyor...
DEVLET BAHÇELİ
Alper Görmüş'e göre Devlet Bahçeli, egosu şişik olmayan milliyetçi
lider ve böylesi bu çağda nimet. Görmüş, sosyalist sol basının
hemen hemen hiç değişmeyen kimi varsayımlarla düşünme alışkanlığı
nedeniyle Bahçeli'yi yeterince değerlendiremediğini savunuyor ve
onların Bahçeli gibi "Ülkücülerin belinde silah yerine elinde
bilgisayar olmasını arzulayan" bir lider yerine İlhan Selçuk gibi
ulusalcı solcu bir lideri arzu etmesini manidar buluyor...
DENİZ BAYKAL
"Köşe yazarı olsa tapılacaktı, lider olarak taşlanıyor" diyor Alper
Görmüş, Deniz Baykal için. Baykal'ın da bir mazlum portresi
çizdiğini belirten Görmüş onun aynı zamanda kurnazlık üzerinden
rant elde etme konusunda kendisini usta sandığını ama yanıldığını
belirtiyor. Görmüş, Baykal'la ilgili makalesinde neden 10 saniye
için ona hayranlık duyduğu vakayı da anlatıyor..
CEMİL ÇİÇEK
"Toplumsuz demokrasi idealinin ideal başbakanı". Bu tabir Cemil
Çicek için. 27 Nisan 2007 muhtırasından bir gün sonra, sabah
saatlerinde, hükümet adına yapılan "muhtıracılara rest"
niteliğindeki açıklamanın ilk satırları okunduğunda, ilk kez ve
belki son kez Türkiye'nin liberalleri ve demkratları tarafından da
alkışlandığı hatırlatılan Cemil Çiçek için "devletim"in yaklaşımı
hilafına söz alan, hareket eden herkese haddini bildiren
siyasetçilerin önde gideni. "Cezaevlerindeki ölüm oruçlarını
bitirmek için ölüm orucuna yatan avukat Behiç Aşçı'nın ailesiyle
görüşen Bülent Arınç'a da haddini o bildirmişti diyerek onun
otoriterlik hazzına göndermeler" yapan Görmüş, Çiçek için "onun
gibi siyasetçiler beni çok korkutuyor" diyor son söz olarak.
ONUR ÖYMEN
"Onur Öymen'in kişisel sitesine girdim, orada, daha CHP
milletvekili olmamışken, NATO daimi temsilcisiymken verdiği
beyanatlardan itibaren bütün beyanatlarını okudum. Anladım ki, bir
zamanlar o da sırtında deli gömleği olmadan konuşan bir insanmış"
dediği Onur Öymen'in deli gömleğini ne zaman giydiğini sorgulayan
Alper Görmüş,'e göre, "Öymen'in devlet eksenli siyaset refleksi ona
bazen öyle şeyler söyletiyor ki, bu sözlerin bırakın bir sosyal
demokratın ağzından çıktığına inanmak , siyasetçinin ağzından
çıktığına inanmak bile kolay olmaz...
ABDULLATİF ŞENER
Abdullatif Şener için ise "Hiç kuşkusuz bu yargı olmasaydı,
standart bir politikacı olmadığını gösteren kimi tavırlarıyla bende
yarattığı sempati duygusu daha yoğun olacaktı" diyen Alper Görmüş'e
o her zaman kendisinden geçer not alabilecek bir baba. Ancak
bilgeliğini teslim etmesine rahak kala sergilerdiği "ego" gösteri
Görmüş'ü Şener'den son derece soğutmuş..
Alper Görmüş'ün 40 simaya yer verdiği kitabında anlattığı
bazı simalar için kullandığı başlıklar da oldukça
manidar:
İlhan Selçuk: Yüceliğin kötülüğü
Ertuğrul Özkök: Gazetesi gibi: Sadece gündelik hayatta
sivil...
Cem Karaca: Sürüden korkan dönek...
Alev Alatlı: Dünyanın kaybolan büyüsünü ararken kaybolan
yazar
Bülent Ersoy: Rolü her türlü ikiyüzlülüğü göz önüne
çıkartmak
Müjde Ar: Asıl sözü sükûttu, şimdi sözünü kaybetti
Sezen Aksu: "Bir"leştirmeden birleştiren
Şener Şen: Yerlilik ve modernliğin ideal bileşimi
Emre Kongar: "Sosyo"nun zapt-u raptının lojis(tiğ)i
Durmuş Yılmaz: İlk "zenci" Merkez Bankası Başkanı
Nuri Bilge Ceylan: Hayatın sıkıcılığıyla dürüstçe yüzleşen
sinemacı
Bekir Coşkun: Delili kendi varsayımı olan yazar
Bülent Arınç: Muhafazakârlık üstü az milliyetçilik...
Erkan Oğur: Yalınlığın manifestosu
Kenan Pars: Bir sihri vardı kötülüğü hiç bir zaman
inandırıcı olmadı.
(Haber7)