İçimizde, “Ben buraya daha önce gelmiştim.” hissini duymuş olanlar vardır. Bazen ilk defa gördüğümüz bir yüzü daha önceden tanıyormuşuz gibi oluruz. Durum o zamanlar 4 yaşında olan Shanti Deva içinde aynı olmuş. 1930 yılında Hindistan'ın Delphi şehrinde yaşayan 4 yaşındaki Shanti Deva, anne ve babasına daha önce Hindistan'ın Mathura şehrinde yaşadığını söyledi ve işler karıştı. 4 yaşındayken daha önceki hayatını bütün detaylarıyla anlatarak ebeveynini hayretler içinde bırakmış büyükleri onu bu hayalden vazgeçirmeye ne kadar çabalasalar da başaramamışlar ve küçük kız oradan yüz mil ilerideki Muttra köyündeki hayatından bahsetmeye devam etmiş. Bunun üzerine daha önceki yaşamında 3 çocuk annesi olduğunu ve adının da Ludgi olduğunu söyleyip durunca küçük Shanti’nin ailesi bu olayı araştırmaya karar verdi. Kızın ailesi Muttra diye bir köye gitti ve orada daha önce Ludgi adında bir kadının yaşadığını öğrendi. Bunun üzerine ailesi küçük Shantiyi bu köye götürmeye karar verdi. 4 yaşındaki küçük kız köye gidince bir anda o köyün lehçesinde konuşmaya başladı ve çocuklarını ve kocasını hatırladığını söyledi. Eski yaşamı ile ilgili tam 24 kanıt sunarak eski yaşamını hatırladığını da bu şekilde ailesine kanıtlamış oldu. Hatta anlattıklarına inanmayan anne ve babası nedeniyle Shanti’nin cesareti kırılmış ve 6 yaşındayken Mathura’daki evine ulaşmak amacıyla evden kaçmıştır. Okulda ise evli olduğunu ve bir çocuk doğurduktan on gün sonra öldüğünü açıklaması üzerine onun öğretmeni ve okul müdürü tarafından mülakata tabi tutulmuştur. Yapılan bu mülakatta Devi, konuşmalarında Mathura lehçesi ile konuşmuş, kendi adının Lugdi Devi olduğunu, kocasının tüccar olduğunu ve kocasının adının ise "Kedar Nath" olduğunu söylemiştir. Lugdi’nin eşi Kanjimal de Devi’nin anlattıklarını doğruladı. Hatta Shanti, "eski" kocasına bahçeye gömdüğü paranın yerini gösterdi. Olay büyüyünce Hindistan Bağımsızlık Hareketi lideri Gandi, durumunu araştırmak için 15 kişilik bir komite kurdu. Dünya basınında da ilgi gören Shanti Devi’nin 2 yaşamına ait anıları bir kitapta toplandı. “Daha Önce Yaşamıştım”, 16 dile çevrildi ve satış rekorları kırdı. Shanti Devi, hiç evlenmedi. 1950’lerin sonlarına doğru ve daha sonra 1986 yılında bir kez daha hikayesini Ian Stevenson ve KS Rawat ile röportaj yaparak anlattı. Lugdi Devi’nin ölümüne yakın tarihlerde ise bu röportajlar yayınlandı. KS Rawat Shanti Devi ile ilgili araştırmalarını 1987 yılında da sürdürdü. Son röportajını ise ölümünden dört gün önce 27 Aralık 1987 tarihinde yapmıştır. Fazla merak zarar kabul edebiliriz ama Alison Teal için değil. Adrenalin bağımlısı 30 yaşındaki Alison Teal, Paris'te bulunan dünyanın en büyük yeraltı mezarlığı olan Catacombs'un yasaklı bölgelerinde sörf yaptı. İçeriden çekilen görüntüler ise inanılmaz. Dünyanın en büyük yeraltı mezarlığındaki görüntüler merak uyandırdı. Amerikalı sörfçü, pembe sörf tahtasını kaptığı gibi yerin 150 metre altındaki 6 milyon iskeletle birlikte sörf yaptı. Babasının Cadılar Bayramı'nda anlattığı yeraltı mezarlıkları hikayeleriyle büyüyen Alison, bu deneyiminde mağaraların dar, oksijeninse kısıtlı olmasından dolayı zorlandığını dile getirdi. University of College London'da yaklaşık 200 yıldır ilginç bir gelenek devam ettiriliyor. Faydacılık (Utilitarianism) akımının 1832'de ölen kurucusu İngiliz filozof Jeremy Bentham'ın mumyalanmış cesedi kurucularından olduğu üniversitede sergileniyor. Bentham'ın mumyası üniversitenin kuruluş yıl dönümleri ve önemli kararların alınacağı yönetim kurulu toplantılarına da getirilerek "present but not voting" (burada ama oy kullanmıyor) diye sunuluyor. Bentham, Kapitalizm'in felsefi saç ayaklarından biri olan Faydacılık felsefesinin kurucusu olan Bentham, hayvan haklarının ilk savunucularınından biri olarak da kabul ediliyor. Liberalizm gelişiminde de önemli katkıları olan Bentham, Anglo-Amerikan hukuk felsefesinin de önemli teorisyenlerinden biri. Ölümünden sonra mumyalanmayı ve kuruluşunda etkin olduğu üniversitenin bir salonunda cam bir kutuda sergilenmesini vasiyet etti. Bentham'ın bu vasiyeti üniversite yönetimi tarafından hayata geçirildi ve Bentham'ın mumyalanmış cesedi 182 yıldır sergileniyor. 2008 yılında yönetmen Jose Alvarez Arjantin'de bir film çekerken bu tüyler ürpertici cüceyi şanseseri görüntülemeyi başarır. Bu kouyla ilgili El Tribuno gazetesine şunu söyler: “Tam arkadaşlarla balık tutmaya gittiğimiz günden bahsederken biranda bir ses duyduk. Sanki biri taş atıyordu.Tam o anda çimlerin oynadığını gördük, önce onu köpek sandık. Sonradan bu tüyler ürpertici cüceyi görünce gerçekten de hepimiz çok korktuk”Bu cücenin nerden geldiği anlaşılamamış ama daha sonra orada yaşayan yerliler bu cüceden korkmayı bırakıp onunla şakalaşmaya bile başlamışlar. Yanda gördüğünüz fotoğraf 1919 yılında çekilmiş ve Victor Goddard tarafından 1975 yılında bir gazetede yayınlanmış. Bu fotoğraftaki kişiler 1. Dünya savaşı sırasında görevli olan hava takımı. Buraya kadar garip birşey yok. Ancak fotoğraftaki 1 kişinin bu fotoğraf çekildiği zaman orada bulunmasının imkanı yok. Nedeni ise bu kişinin fotoğraf çekilmeden 2 gün önce uçağın pervanesine takılıp ölmüş olması. Evet arka tarafta soldan 4. kişi Freddy Jacskson'dan başkası değil. Bu fotoğraftaki diğer kişiler bu resmi görünce Freddy'i kolaylıkla tanımışlar ve gözlerine inanamamışlar. Anlaşılan Freddy bu grup fotoğrafında bulunmak istemişti. Ölmüş bile olsa!