Bilindiği üzere 'Bir Hülya Avşar Sohbeti' programının geçen haftaki konuğu oyuncu Mehmet Aslantuğ'du. Sohbet esnasında Avşar’ın kadınlarla ilgili yorumları büyük eleştiri toplarken, Aslantuğ'un, "Üretime girmesi lazım kadının. Muasır medeniyet seviyesi başka türlü olmuyor var ya Ata'nın işaret ettiği" sözleri ise bir o kadar takdir topladı. Her ne kadar son günlerde katıldığı programlardaki konuşmalarıyla gündeme gelse de Aslantuğ hayatımıza gireli epey zaman oldu. 1985 yılında ilk rol aldığı film olan Akrep Burcu'nun üzerinden tam tamına 33 yıl geçti. Fakat çoğu kişi onu rahmetli Osman Yağmurdereli ile başrolleri paylaştığı İz Peşinde dizisiyle tanıdı. Aynı yıl Hülya Avşar ile başrolü paylaştığı "Bir Kadının Anatomisi" filmi ise o dönem büyük yankı uyandırdı. Ve Türkiye'nin birbirine çok yakışan çiftlerinden birini ekranlarda seyrettiğimiz Sıcak Saatler... İki insan hem bu kadar iyi rol arkadaşı hem de bu kadar mükemmel hayat arkadaşı olabiliyormuş. Mehmet Aslantuğ daha sonra Bir İstanbul Masalı'nda canlandırdığı Selim Arhan karakteri ile ona olan hayranlığımızı ikiye katladı. Esma ve Selim'in şu sahnesinin yüreğimizde bıraktığı iz hiç silinir mi? Peki, Mehmet Aslantuğ aslında kim? Hemen başlayalım o halde: Anne tarafından Ubıh, baba tarafından Abhaz olan Çerkes kökenli Mehmet Aslantuğ, Samsunlu çiftçi bir ailenin en küçük oğlu. Çocukluğu ve gençliğinin hatrı sayılır kısmı Terme'de geçmiş, beş kardeşin en küçüğü. Mehmet Aslantuğ henüz 4 yaşındayken, 48 yaşındaki babası kalp krizi geçirmiş ve hayatını kaybetmiş. Mehmet Aslantuğ o acılı günleri hayal meyal hatırlasa da yıllar sonra oğlu Can doğduğunda, eşi Arzum Onan’a şöyle demiş: “Benim babadan aldığım somut bilgiler yok. Sezgisel davranacağım. O yüzden babalık nasıl bir şey, ben bulacağım...” Mehmet Aslantuğ daha öğrencilik yıllarında tiyatroyla haşır neşir olmuş zaten ve kanına giren oyunculuk sevdası onu bırakmamış. Bu yüzden de yönünü değiştirip İstanbul'da profesyonel oyunculuğa adımını atmış. 1992 yılında kendi yapım şirketini kurması ise aslında hayatının mihenk taşlarından birisi. Bir kere özel kanallar için seri dramalar, diziler çekmeye başladı ve hepsi de başarılı oldu. Kendi şirketini kurduktan sonra Arzum Onan'a bir iş teklifinde bulunmak için telefon açmış Mehmet Aslantuğ. Ertesi gün buluşmuşlar... Mehmet Aslantuğ, Arzum Onan'ı görür görmez hayatını birlikte geçirmek istediği insan olduğuna karar vermiş ve iki gün sonra da ona evlenme teklifi etmiş. Birlikte geçen üç yılın sonunda da Türkiye'nin en güzel çiftlerinden biri olacaklarından habersiz bir şekilde evlenmişler. Mehmet Aslantuğ bir röportajında Arzum Onan'a olan aşkını şu sözlerle dile getirmiş: "Bazı sabahlar uyandığımda yanıma bakıyorum ve Arzum'u görüyorum... O kadar güzel ki, yatağa çizilmiş gibi duruyor..." Bu ailenin boncuğu da tabii ki oğulları Can. Mehmet Aslantuğ'un bugüne kadar kariyerini taçlandırdığı 40'tan fazla ödül var. Hatta üç yıl üst üste Altın Portakal alan nadir isimlerden. Aldığı ödüllerin bir kısmını şuraya bırakalım: -1990-1994-1997-2004 yıllarında Altın Kelebek Ödülü -1992-1993-1994 yıllarında Altın Portakal -1994 yılında Altın Koza -1995 yılında Çağdaş Sinema Oyuncuları -1998 yılında Altın Objektif İşinden ve ailesinden başka en büyük aşkı da deniz. Uzun yıllardır profesyonel bir yelkenci o! Gazeteci Hakan Gence'ye verdiği röportajında ise deniz tutkusuna dair şöyle güzel sözler etmiş: "Bizim çocukluğumuz, kayıklara direklerin artık dikilmediği yıllara denk düşmüştü. Pancar motorların işgaline doğmuş, kamyonların istilasını görmüştük. Demiryolunun kilometrelerce suya paralel gittiği bir hatta büyümüş çocukluğumuza; ne denizin; ne de tren istasyonlarının türküsünü öğrettiler. Biz kavradık bir gün, aniden; Sait Faik’le, Nazım Hikmet’le, Cevat Şakir’le birlikte, önce onları anlayarak! O zaman tanıdık rüzgârı da, şarkısını da... Severek başlamak yetiyordu ve fırtınaların da lâfı olmazdı. Koca bir hayatı adamaya hazırdık, adadık!" Mehmet Aslantuğ annesi ve Eşi Arzum Onan ile...