4. maddeye itiraz
Abone olTÜBİDER Genel Başkanı Fuat Engin'e göre bankaların uygulamaları çözüm yerine sorun üretti.
Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği (TÜBİDER) Başkanı Fuat
Engin kredi kartı mağdurları için hazırlanan yasanın sorunu
gidermediğini savundu. Engin yazılı bir açıklama yaptı.
Banka kartları ve kredi kartları kanunun geçici 4. maddesi
uygulamaları tüketicilere neler getirdi.
5464 sayılı kanunun geçici 4. maddesi kapsamında kredi kartı
borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin tanınan 60 günlük
süre sona erdi. Ve geçici madde uygulamalarında istenilen amaca
ulaşıldı mı.
Başbakan Yardımcısı Şener,
Kredi kartı sayısında yüzde 28, borç tutarında ise yüzde 39
oranında yeniden yapılandırma başvurusu gerçekleştiğini ifade
ederek, 182 bin 890 kişinin, toplam 475 milyon 885 bin YTL
tutarındaki borcunu yeniden yapılandırmak için başvurduğunu
söyledi.
Oysa yasanın tasarı aşamasında olduğu aşamada bankalar birliği ile
birlikte aynı yetkililer, toplam kart borçlusu sayısını 180.000
olarak açıklamamışlar mıydı.
182.890 kişi % 39 luk, tutar için başvurmuş ise, % 61 oranındaki
başvuru yapılmayan tutarın, muhatabının kaç kişi olduğu da aynı
yetkililerce açıklanmalıdır.
Merkez bankasınca 05/nisan/2006 tarihinde açıklanan yasaklı kart
mağduru sayısı 707.250 dir.
TÜBİDER in yasalaşma sürecinde kredi kartı mağduru sayılarına
ilişkin açıklamalarının gerçek olduğu ortaya çıkmıştır.
Yeniden yapılandırma sürecindeki başvuruların düşük sayıda
olmasının nedenlerine bakmakta yarar olduğunu düşünüyoruz.
Tüketiciler bu süreçte özellikle banka avukatları tarafında saygı
sınırlarını da aşan hak etmedikleri bir çok olumsuz davranışlarla
karşılaştılar.
*Yasaya uygun olmayan, 6-12-24 ay taksit şeklinde yasaya aykırı
ödeme planlarını içeren bir takım belgeler baskı ile tüketicilere
imzalatılmak istendi.
*TÜBİDER den hukuki destek alan tüketicilerin başvuruları elden
alınmayarak ek noter masrafları yaptırıldı.
*Bankaların şubeleri kanalıyla dağıttıkları, içeriğinde
hesaplamalar bulunmayan başvuru bildirim formlarını tüketicilere
imzalatarak ve ödeme planlarında yaptıkları karmaşık ve fahiş
hesaplamalarla tüketicileri mağdur etmeye çalıştıkları sıkça
görüldü.
*Bankalar iadeli taahhütlü olarak yapılan başvuruları almadıklarını
yada zarfların içinin boş olduğu iddiasıyla tüketicilerin haklarını
kullanmalarına engel olduklarına sıklıkla karşılaşıldı.
*Bankalar, tüketicilerin talep ettikleri ekstrelerini ve hesap
dökümlerini vermeyerek, yasanın öngördüğü gerçek borcun
hesaplanmasına engel oldular.
*Banka avukatları, yaptıkları hesaplamalarda, vekalet ücretleri ile
masrafları çok yüksek hesaplayarak haksız kazanç sağlamaya
çalıştırlar.
*Hesaplanacak faize konu olacak tutarlar, genellikle icra
takiplerindeki toplam tutarlar üzerinden hesaplanmalar yapılarak,
tüketiciler mağdur edildiler.
Yapılan bu uygulamalar bir çok tüketiciyi son anda haklarını
kullanmaktan vazgeçirmiştir.
Görünen odur ki borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin
getirilen hak yeterince amacına ulaşamamış ve tüketiciler gerek
başvurular sırasında gerekse ödeme planları kapsamında bir kez daha
bankalar tarafından mağdur edilmişlerdir.
Banka avukatlarının fahiş hesaplamalarla ve saygı sınırını aşan
yaklaşımları sonucu ortaya çıkan bu durumun sorumlusu
bankalardır.
Ayrıca mart-nisan/2006 döneminde, bankalar adeta çılgına dönmüş bir
durumda, daha önceki tarihlerde temerrüde düşmelerine karşın kanuni
işleme koymadıkları kredi kartı borçlularına yüzlerce –binlerce kat
ihtarnamesi yada icra takibi göndermeye başlamışlardır.
Tüm bu ifade ettiğimiz somut açılımlar bankaların gerçek
niyetlerini de ortaya koymaktadır.