4 Eylül İngiltere basın özeti
Abone olGuardian'a göre serbest bırakılan Vice News çalışanı İngiliz gazeteciler sınır dışı edilecek: Times ise "Türiye Suriyeli Kürtleri soğuk karşılıyor" diyor.
İngiliz Guardian gazetesi dün serbest bırakılan ABD merkezli
haber sitesi Vice News çalışanı gazeteciler Jake Hanrahan ve Philip
Pendlebury'nin sınır dışı edileceklerini yazıyor.
Gazetenin iç sayfalarındaki haber Guardian'ın İstanbul'daki muhabiri Constanze Letsch ile Jasper Jackson ve Kevin Rawlinson'ın imzasını taşıyor.
Haberin başlığı, "Türkiye, Vice'ın İngiliz gazetecilerini sınır dışı etmeyi planlıyor".
Vice News muhabiri Jake Hanrahan ve kameramanı Philip Pendlebury, "silahlı örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" ile suçlanmışlardı. Geçen hafta Üerşembe günü gözaltına alınan gazeteciler, Pazatesi günü tutuklanmalarının ardından dün serbest bırakılmışlardı.
Guardian, İngiliz gazetecilerin "bir terör örgütü için
çalışmakla" suçlandıklarını belirtiyor ve onların Iraklı
tercümanları Muhammed İsmail Resul'un ise tutukluluk halinin
sürdüğünü hatırlatıyor.
Gazetecilerin avukatı Ahmet Ay ise Guardian'a yaptığı açıklamada, İngiliz gazetecilerin Türkiye'den ayrılabileceklerini söylemiş. Ahmet Ay, gazetecilere yönelik suçlamaların düşürülmediğini de eklemiş.
Ay'a göre, sorgusu süren Muhammed İsmail Resul'un da "kısa süre içinde" serbest bırakılması bekleniyor.
Guardian'ın internet sitesinde ise haberin daha uzun bir versiyonu var.
Vice News Sözcüsü Türk yetkililere, Resul'un haksız tutukluluk halina son verilmesi ve onun serbest bırakılması çağrısında bulunuyor.
Guardian, İngiliz gazetecilerin, İngiltere Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan sert açıklamadan bir gün sonra bırakıldıklarını aktarmış okurlarına.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı tutuklamalardan "kaygı" duyduğunu vurgulamış ve Türkiye'ye insan haklarına yönelik "yükümlülüklerini" hatırlatmıştı.
Açıklamada şu satırlar yer alıyordu:
"İfade özgürlüğüne saygı ve medyanın kısıtlama olmadan faaliyet gösterme hakkı her demokratik toplumda esastır. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesi'ne taraf bir devlettir. Türk yetkililerden bu anlaşmalarda kutsal kabul edilen yükümlülüklerini yerine getirmesini bekleriz."
'Ellerimin arasından kayıp gittiler'
Guardian manşetine ise cansız bedeni vuran Bodrum kıyılarına ve dünya kamuoyunda infial yaratan 3 yaşındaki Suriyeli çocuk Aylan'ın babası Abdullah Kurdi'nin sözlerini çekmiş:
"Tekne alabora oldu. Ellerimin arasından kayıp gittiler."
Abdullah Kurdi'nin çocukları Aylan ve Ghalib, Bodrum'dan Yunanistan'ın İstanköy Adası'na geçmeye çalışan teknelerinin batması sonucu hayatını kaybeden 12 Suriyeli arasındaydı.
Dün gazetecilere konuşan acılı anının şu sözlerle anlatmış:
"Dalgalar o kadar yüksekti ki, tekne alabora oldu. Eşimi ve çocuklarımı kollarıma aldım ve o an onların öldüğünü farkettim."
Guardian'ın birinci sayfasında hayatını kaybeden Suriyeli çocuklar Aylan ve Ghalib'in geçmişte birlikte çekilmiş bir fotoğrafı var.
Gazete yaşanan trajedinin, mülteci sorununa Avrupa çapında önlem alınmasına yönelik çağrıları artırdığını, İngiltere Başbakanı David Cameron'ın da baskılara boyun eğerek ülkesinin daha fazla mülteciyi topraklarına almasını kabul ettiğini belirtiyor.
İngiltere daha fazla mülteci alacak
Daily Telegraph'ın ilk sayfasında da Aylan ve Ghalib'in aynı fotoğrafı var.
Gazetenin manşeti ise "İngiltere daha fazla mülteci alacak".
Daily Telegraph, Başbakan David Cameron'ın bu yöndeki açıklamayı önümüzdeki günlerde yapacağını aktarıyor. Cameron'ın "bir baba olarak" Suriyeli çocuk Aylan'ın cansız bedeninin fotoğrafını görünce "yüreğinin sızladığının" altını çizerek.
Gazete, İngiliz hükümetinin "ahlaki" bir tavırla binlerce Suriyeli mülteciyi topraklarına kabul edeceğini belirtiyor. Hükümetin henüz herhangi bir sayı vermediğini de eklemiş Daily Telegraph.
İngiltere'nin bugüne kadar resmen ülkede yaşamasına izin verdiği Suriyeli mülteci sayısı 216'ydı.
'Aylan'ın fotoğrafı, İngiltere'nin politikasını değiştirdi'
Times'ın ilk sayfasında ise acılı Suriyeli baba Abdullah Kurdi'nin ağlarken çekilmiş bir fotoğrafı var.
Gazetenin manşeti ise "Cameron binlerce mülteciye daha kapı açıyor".
Times da, Aylan Kurdi'nin Bodrum sahilinde çekilen fotoğrafının kamuoyunda büyük bir öfkeye neden olduğunu ve İngiltere'de Başbakanlığın bu öfke karşısında politika değişikliğine gittiğini belirtiyor.
Gazete çağrıları ile bu değişikliğe katkıda bulunan kişiler arasında Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, iktidardaki Muhafazakar Parti'nin İskoçya'daki lideri Ruth Davidson, Uluslararası Kalkınma Bakanı Justine Greening ve Eğitim Bakanı Nicky Morgan'ı saymış.
'Türkiye Kürtleri soğuk karşılıyor'
Times'ın iç sayfalarındaki bir haberin başlğı ise "Türkiye Kürtleri soğuk karşılıyor".
Gazetenin Orta Doğu muhabiri Tom Coghlan'ın imzasını taşıyan haberde, IŞİD'in ilerleyişi karşısında Kobani'den kaçan Kürtlere Türkiye'de şüpheyle yaklaşıldığı ve Kürtlerin bürokratik bazı engellerle karşılaştıkları belirtiliyor.
Times geçen yıl Eylül ayında Kobani'de çatışmalar yoğunlaştığında, 200 bin Kürdün Türkiye'ye geçtiğini hatırlatıyor, Ankara'nın onlar dışında 1 milyondan fazla Suriyeliyi ağırlamakta zorlandığına dikkat çekiyor.
Haberde vurgulanan bir diğer nokta da, Suriye'nin ancak 2011'de vatandaşlık verdiği Kürtlerin çoğunun Suriye'ye pasaportsuz gelmesi ve bunun bürokratik işlemleri zorlaştırması.
Times'ın haberinden bazı satırlar şöyle:
"Birleşmiş Milletler Türk hükümetini, Suriye'den kaçanlar için inşa ettiği kamplar ve onların sorunlarına acil çözüm bulma çabaları nedeniyle övdü. Ancak birçok Kürt bu duruma şüpheyle yaklaşıyor.
"Bir yardım kuruluşu çalışanı, Kobani'nin karşısında ve sınırın diğer tarafında bulunan Suruç'taki kampın 35 bin kişi için inşa edildiğini ancak kampta ağırlananların sayısının 7 binden fazla olmadığını söyledi. Diğer Kürtler ise Türkiye'deki Kürtler arasında barındı."
Times, Suriye'den gelenlere resmen mülteci statüsü verilmediğini, onların "misafir" statüsünde ağırlandığını aktarıyor.
Türkiye, BM'nin Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1951 Cenevre Sözleşmesi'ni imzalamıştı. Ancak sözleşmeye eklettiği özel bir hükümle sadece Avrupa'dan mülteci kabul ediyor.
Bu duruma dikkat çeken Times, başlarına gelenlerin uluslararası toplumun vicdadının sızlattığı Kurdi ailesi gibi Suriyelilerin de bu durumda üçüncü bir ülkeye gitmeye çalıştıklarını, Kurdilerin Kanada'da yaşamayı hedeflediklerini hatırlatıyor.
Times'taki haber şu satırlarla noktalanıyor:
"BM nezdinde resmen mülteci statüsüne kaydolma süreci Türkiye'nin başkenti Ankara'dan yürütülüyor. Ancak bürokratik tııanıklık nedeniyle başvurularda uzun gecikmeler oluyor, süreç bazen yıllar alıyor.
"Türk hükümeti mülteci statüsünde kaydolmayanlara çıkış vizesi vermeyecek. Bu da Kurdi ailesi gibi çok sayıda Suriyeli için içinde çıkılmaz bir duruma yol açıyor.
"Adının açıklanmasını istemeyen Suriyeli Kürt bir lider, Türkiye ile Kürt PKK arasında ülkenin güneydoğusunda yeniden başlayan çatışmanın, halkından çok sayıda kişinin durumunu daha da kötüleştirdiğini söyledi.
"Bir diğer endişe de, Türkiye'nin ABD liderliğindeki koalisyonla Temmuz ayında üzerinde anlaştğı planlar uyarınca 60 mil uzunluğunda bir 'güvenli bölge' oluşturduğunda, insanları Suriye'ye geri göndermesi. Kürt lider bur durumu da hatırlatarak, 'Çok sayıda Suriyeli yasadışı yollardan Avrupa'ya seyahat etmeyi tercih ediyor." diye konuştu."