4 bin yıllık insan beyni bozulmamış!
Abone olAnadolu'da ilk kez bu kadar uzun yıllık bir buluntuya rastlanıyor. Üstelik bulunan beyin olduğu gibi kalmış. Hiç bozulmamış!
Kütahya Seyitömer Höyüğü'nde bulunan ve yaklaşık 4 bin
yıllık oldukları belirlenen insan beyinlerinin bor madeni sayesinde
günümüze kadar bozulmadan kaldığı saptandı.
Höyüğün kazı grubu başkanlığını yürüten Dumlupınar Üniversitesi
(DPÜ) Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nejat Bilgen, höyükte
buldukları yaklaşık 4 bin yıllık 6 insan iskeletindeki beyinlerin
normal yaşam koşullarında küçülmeye başladığını gözlemlediklerini
ve çeşitli kimyasal maddeler kullanarak muhafaza etmeye
çalıştıklarını söyledi.
Daha önce beyin kalıntılarını yerinde inceleyen Acıbadem
Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi
Prof. Dr. Aydın Sav ile Haliç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve
Genetik Bölümü öğretim üyesi Dr. Meriç Adil Altınöz'ün, bunlardan
bir miktar parçayı İstanbul'a götürdüğünü anlatan Prof. Dr. Bilgen,
''Yapılan incelemede beyin kalıntılarında DNA ve sıvı örnekleri
tespit edildi'' dedi.
''BOR MADENİ SAYESİNDE KORUNDUĞU
BELİRLENDİ''-
Haliç Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Meriç Adil Altınöz de Prof.
Dr. Bilgen'in korunmuş beyinler olduğunu bildirmesinin ardından bu
yönde çalışmalara başladıklarını söyledi.
Cesetler üzerinde ilk olarak DNA izlerine rastladıklarını bildiren
Dr. Altınöz, çok enteresan bulgulara da rastladıklarını
belirtti.
Bu enteresan bulguların başında bir dokunun nasıl korunabileceği
konusunda çevre koşullarının saptanması olduğunu anlatan Dr.
Altınöz, şöyle konuştu:
''Bugüne kadar hep korunmuş bedenler ve cesetlerle ilgilenilmiş.
Çünkü hep ölümsüzlüğün sırrını aramışlar. Mumyalama da insanların
ilgisini çekmiş. Bugüne kadar dünya üzerinde bulunan bulgulara, ya
çok yüksek rakımlardaki büyük dağların tepesinde veya dokuların
suyunun alınması neticesinde çöllerde rastlanmış. İlk defa toprağın
içinde bu derecede çürümeden kalmış ve beyin gibi yumuşak ve kolay
yok olabilecek dokuya rastlandı. Ülkemizin bor madeninde büyük
rezerve sahip olduğunu biliyoruz. Bu konuda da Kütahya borlu toprak
açısından belki de en zengin il. Nitekim cesette de ciddi miktarda
bora rastladık ve bu bor cesetleri korumada etkin olarak ön plana
çıktı.
Bunun dışında daha önce çürümemiş cesetlerde ve beyinlerde
ulaşılmadık seviyelerde yağ sisteminin korunduğunu, hala sinir
sistemine ve beyne özgü bir yağ sisteminin bulunduğunu gördük. Bu
ülkem adına çok sevindirici bir bulgu.''
-''DNA İZLERİNDEN CESEDİN ERKEK OLDUĞU
BELİRLENDİ''-
Dr. Altınöz, beynin toprağın altında neden korunduğunu bulmanın,
normal dokuların ve beynin korunmasına yönelik çalışmalarda adeta
çığır açacağını söyledi.
Yağ asitleri, bor, alüminyum ve magnezyum açısından buradaki
toprağın zengin olduğunu, cesette ve beyin dokusunda da bunlara
rastladıklarını anlatan Dr. Altınöz, şöyle devam etti:
''Dokulardaki yağların sabunlaşarak korunması da bor madeninden
kaynaklanıyor. Yapılan yağ analizi de bunları gösterdi. İncelediğim
cesette DNA izleri bulundu ve erkek olduğu saptandı. Türkiye'de ilk
defa 3 bin 800 yıllık bir cesette DNA varlığı da tayin edilmiş
oldu. Borun toprak altında zengin olarak bulunması ve bunu bir
cesedi koruyup çürümesini engellemesi dünyada ilk olarak görünen
bir bulgudur.''
-''ÇAĞDAŞ İNSANIN BEYNİYLE ÖRTÜŞÜYOR''-
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dalı öğretim
üyesi Prof. Dr. Aydın Sav da beyin parçalarında çıplak gözle çıkan
sonucun, hem kemik örneklerinde hem de beyin örneklerinde bulunan
bulguların, bugünkü çağdaş insanın bulgularıyla tamamen örtüştüğünü
söyledi.