34 hamile çocuk davasında 18 doktorun yargılanmasına başlandı
Abone olİSTANBUL Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 2018 yılında çoğunluğu Suriyeli uyruklu 15 yaş altı 34 çocuğun hamile olduğu halde sağlık görevlilerince adli makamlara bildirilmediği iddialarına ilişkin 18 doktorun yargılanmasına başlandı. Kadın Doğum Uzmanı Ö.A., "Bizler çoluk çocuk sahibi insanlarız. Çocuk istismarı konusunda hassasız" diyerek gerekli bildirimleri adli makamlara yaptığını söyledi. Mahkeme, duruşmayı kasım ayına erteledi.
İSTANBUL Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya
15 tutuksuz sanık doktor ile avukatları katılırken Aile, Çalışma ve
Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da duruşmada hazır bulundu.
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Acil Tıp Uzmanı olan E.U. adına kayıtlı olan ve yargılamaya konu tek bir hastanın mevcut olduğunu belirterek, "Bu hasta, hastaneye boğaz enfeksiyonu şikayeti ile başvurmuştur. Bu kişinin gebeliği ile ilgili herhangi bir teşhisim ve tespitim olmadı. Bize gelmeden önce gebeliği ile ilgili kadın doğum polikliniğinde tedavisi ve takibi yapılmıştı. Bu nedenle üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ederim" dedi.
"Görevimi gereği gibi yaptım"
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Kadın Doğum Polikliniğinde doktor olduğunu söyleyen E.V.K., "Gebeliğini bildirmediğim iddia edilen 2 hasta vardır. Bu hastalara ilişkin bildirim yaptığımız epikriz raporlarından anlaşılacaktır. Biz hastane polisine ya da sosyal hizmetler birimine haber vermemize rağmen tutanak tutulmuş ve hakkımda savcılık makamlarınca ifadem dahi alınmadan haksız yere dava açılmıştır. Kusurum bulunmamaktadır. Görevimi gereği gibi yaptım. Bu hastaların kayıtlarına ilişkin delilleri yazılı savunma dilekçem ekinde sundum. Bu nedenle üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.
"Hastane polisine ya da sosyal hizmetler birimine
bildirimlerimizi yaptık"
Kadın Doğum Doktoru G.A. da, "Yaklaşık 1 milyon Suriye vatandaşı hasta bizim görev yaptığımız yerde ikamet ediyor olması ve bir yıl içinde 13 bin 611 hastayı yalnız benim muayene etmem göz önünde bulundurulduğunda yoğun bir şekilde çalıştığımız mahkemenizce anlaşılacaktır. Biz bildirimlerimizi telefon ile eksiksiz olacak şekilde hastane polisine ya da sosyal hizmetler birimine yaptık. Başvuran hastalar Türkçe bilmedikleri için iletişim problemi yaşadık. Hastaların gerçek yaşları, cinsiyetleri ve isimleri dahi belli değildir. Görevimi gereği gibi yaptım. Beraatimi talep ederim" diye konuştu.
"Suçlamayı kabul etmiyorum"
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniğinde Doktor olan İ.A. da bir hastanın çocuk acil servis hastası olarak geldiğini ve asistan doktorlar tarafından muayene edildiğini belirterek, "Gebeliğinden şüphe duyulduğu için kadın doğum hastalıkları birimine sevk edilmiş. Bu bölüm tarafından gebelik tespit edilince hastane polisine hem de onlar hem de bizim tarafımızdan telefon ile bilgi verilmiştir. Hastanede yoğun şekilde çalıştığımız için telefon ile bilgi veriyoruz. Görevimi gereği gibi yaptım. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ederim" şeklinde konuştu.
"Biz bildirimlerimizi yaptık"
Doğum Polikliniğinde doktor olan U.H. savunmasında şunları söyledi:
"Biz her türlü dirence rağmen yaşı küçük olan hastaların bildirimlerini yaptık. Sosyal Hizmetler ve polisi telefonla arayarak bilgi verdik. Hatta Suriye vatandaşı hastaların çok sayıda dosyası bulunduğundan işlem yapılmadığı bize bildirilmesine ve sözlü olarak bildirim yapmamıza gerek olmadığı söylenmesine karşın biz ısrarla bildirimlerimizi yaptık. Hatta epikriz raporlarında bildirim yapıldığı ancak işlem yapılmadığına dair not düştük.Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyoru"
"Bizler de çoluk çocuk sahibi insanlarız"
Kadın Doğum Uzmanı Ö.A. da, "Bizler çoluk çocuk sahibi insanlarız. Çocuk istismarı konusunda hassasız" diyerek gerekli bildirimleri adli makamlara yaptığını söyledi.
"Hastaların yaşının küçüklüğünü tespit ettiğimizde gerekli bildirimleri yapıyorduk"
Kadın Doğum Uzmanı N.K. da, "Yargılamaya konu iki Suriye vatandaşı hasta bulunmaktadır. Bir tanesi 15 yaşının üzerinde gebe kaldığı hesaplanmıştır. Bu iki hasta da tarafımca muayene edilmeyen asistan doktorların adıma kayıt açtırıp muayene ettikleri hastalardır. Hastanenin yoğunluğu nedeni ile acil, poliklinik, yatan hasta ve doğumhane gibi çok sayıda birime baktığımızdan bizim adımıza hasta bakılmaktaydı. Hastaların yaşının küçüklüğünü tespit ettiğimiz takdirde gerekli bildirimleri yapıyorduk" dedi.
"Hastanın bildiriminin yapıldığı sistemde görülecektir"
Çocuk Hastalıkları Uzmanı Y.C. de bir hastanın karın ağrısı şikayeti ile başvurduğunu, kadın hastalıkları ve doğum polikliniğine sevk edildiğini belirterek, "Ben vajinal muayene yapmadığım için hastanın gebe olup olmadığını ya da bakire olup olmadığını bilmiyorum. Daha sonra bu hastanın bildirimin yapıldığı sistemde görülecektir. Beraatimi isterim" diye konuştu.
Söz alan diğer doktorlar da görevi gereği hastaların yaş küçüklüğünü tespit ettiklerinde gerekli bildirimleri yaptıklarını belirterek, beraatlerini istedi.
Duruşma kasım ayına ertelendi
Suçtan zarar görme ihtimaline binaen Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılmasına karar veren mahkeme, 2017 yılından görev yapan hastane polislerinin ve sosyal hizmetler biriminde görev yapan yetkililerin kimlik bilgilerinin ve adreslerinin istenmesine karar verdi.
Başka suçtan tutuklu sanık H.E.A.'nın bir sonraki duruşmada SEGBİS aracılığıyla savunmasının alınmasını kararlaştıran mahkeme, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesine müzekkere yazılarak 2017 yılı ve öncesinde acil servislerde görevli asistanların o günkü nöbetçi nöbetçi uzman adına hasta muayene edip etmediklerinin sorulmasına hükmetti.
Duruşma Kasım ayına ertelendi.
İddianame
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, yaşı küçük çocukların gebelik durumunun emniyete bildirilmemesi sebebiyle sağlık personelleri hakkında suç duyurusu üzerine soruşturma başlatıldığı belirtiliyor.
İddianamede 15 yaş altı gebelik tespiti yapan ve bildirim yapmadıkları iddia edilen doktorlar E.V.K., C.İ, N.A, Ü.H, N.K.A, Ö.A, I.Ş.Y, Ö.A, M.E.Ö. ve G.A'nın birden fazla vakayı bildirmedikleri gerekçesiyle 'zincirleme olarak kamu görevlisinin suçu bildirmemesi' suçundan 6 aydan 3 yıl 6'şar aya kadar hapis istemiyle cezalandırılmaları isteniyor.
Birer vakayı bildirmedikleri anlaşılan doktorlar E.U, H.E.A, İ.A.K, İ.B, M.T.K, O.Y, Ş.Y.A, Y.C. için ise 'kamu görevlisinin suçu bildirmemesi' suçundan 6 aydan 2'şer yıla kadar hapisleri talep ediliyor.