32 Gün'den rektöre kınama
Abone olUludağ Üniversitesi öğrencileri 32. Gün ekibini ödül vermek üzere Bursa'ya davet etti. Bursa'ya gelen 32. Gün ekibi Uludağ Üniversitesi'nde tam bir bilmeceyle karşılaştı.
Her şey geçtiğimiz Nisan ayında oldu. Uludağ Üniversitesi
öğrencileri 32. Gün ve ekibini okullarına davet ederek ödül vermek
istediklerini belirtti. 32 Gün ekibi de öğrencilerin nazik
davetini kıramayarak yola koyuldu. Ancak Bursa'ya gelince işler
değişti ve ödül olayı tam bir bilmeceye dönüştü. Hikayenin gerisini
usta gazeteci Rıdvan Akar'ın tepki mektubundan okuyalım:
- Geçtiğimiz ay Uludağ Üniversitesi’nden gelen bir mail ile
öğrenciler arasında yapılan bir ankette 32. Gün’ün “En İyi Haber
Programı” seçildiği duyuruldu. Bu organizasyondan sorumlu öğrenci
Selçuk Yeşilyurt tarafından yapılan duyuruda, 9 Mayıs günü
Üniversite’de yapılacak ödül törenine davet edildik. Törende
gösterilmek üzere bizden istenen jenerik ve teaser gibi görselleri
üniversiteye ilettik.
Öğrencilerin bu teveccühüne karşılık Bursa’da ödül törenine
katılmak için hazırlık yaptığımız sırada aynı öğrenci tarafından
aranarak, “En İyi Haber Programı” ve “Özel Ödül” kategorilerinde
ödül verilmesinden vazgeçildiği ve özür dilendiği ifade edildi.
Öğrencilerin “Özel Ödül” verdiği program ise Deniz Feneri’ydi.
Ortada garip bir durum vardı. Zira ödüle layık gören öğrenciler,
iptali yapan ise Üniversite yönetimiydi.
Öğrenciyle yaptığımız görüşmede en yakın adayla aramızda 400
civarında fark olduğu ifade edildi. 32. Gün 20 yıllık geçmişinde
‘ödüle doymuş’ bir haber programı. Bu yıl sadece Gazetecilik meslek
örgütlerinden 4 ödüle layık görüldü. Yani sorun bir ödülün alınıp
alınmaması değildi. Ancak 32. Gün’e bir açıklama yapılması
gerekiyordu.
Bu gelişmeden sonra Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa
Yurtkuran ile telefonla görüşerek bu açıklama yapması gerektiğini
söyledik. Sn. Rektör bir öğrenci tarafından “işletilmiş”
olabileceğimizi, üniversitede yapılan bu anketten haberdar
olmadığını, anketi yapan öğrencilerin yönetimden izin bile almamış
olabileceğini belirtti. Sn. Rektöre göre biz yeterince “araştırma”
yapmamıştık. Bu konuyla ilgili Yardımcı Rektör Prof. Dr. Selçuk
Kırlı’dan bir açıklama yapılacağını belirterek telefonu kapadı.
Rektör Yardımcısı Kırlı tarafından gönderilen faks mesajında ise
öğrencilerin özgür iradesi ile yaptığı seçimin, bir “değerlendirme
jürisi” tarafından değerlendirildiğini, anket formlarında “En İyi
Haber Programı”, “En İyi Film Gösterimi” ve “Özel Ödül”
bölümlerinde yazım hatası olduğu, bu nedenle de bu kategorilerde
ödül verilmediği belirtiliyor. Yollanılan faks mesajına göre
öğrencilerin seçimi ile ilgili son kararı 4 öğretim üyesinden
oluşan bir jüri veriyor. Yani öğrencilerin neyi seçtiği değil, 4
öğretim üyesinin nasıl karar verdiğine göre kimin ödül alacağı,
kimin alamayacağı belirlenmiş oluyor.
Uludağ Üniversitesi’nde böylesi bir jürinin başkanlığını Rektör
Yardımcısının yapmasına karşın, böylesi bir anket ve ödülden
haberdar olmadığını söyleyen Sn. Rektör acaba ne kadar inandırıcı
olabilir? Böylesi bir tasarrufta bulunma hakkında, öğrencilerin de
bu jüride bulunması gibi bir uygulama Üniversite yönetiminin
keyfiyeti olmakla birlikte, 32. Gün’e verilmeyen bu ödül ile ilgili
açıklama bizi tatmin etmemiş, Üniversite yönetimi hakkında soru
işaretleri bırakmıştır.
Bu koşullar altında Uludağ Üniversitesi’nden ödül alacak olan bütün
meslektaşlarımızı Üniversite yönetiminin bu keyfi ve dört kişiyle
sınırlı tasarrufunu protesto etmeye ve ödüllerini almamaya
çağırıyor, 20 yıllık onurlu geçmişiyle 32. Gün’e yapılan bu tavrı
kesinlikle içimize sindiremidiğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.
Rıdvan Akar
32. Gün Genel Yayın Yönetmeni