31 yıl önce tank sesleri ile uyanmıştık
Abone olTürkiye, 12 Eylül saat 03.00'de tank sesleriyle karanlık bir döneme uyandı...
12 Eylül 1980... Bu tarihten sonra birçok şey
eskisi gibi olmayacaktı, olmadı da...
TÜRKİYE 12 EYLÜL' E NASIL SÜRÜKLENDİ |
Türkiye'nin 12 Eylül askeri darbesine
sürüklenmesi ise art arda gelen kanlı olaylarla başladı. FOTOĞRAFLARLA 12 EYLÜL... TIKLAYIN Prof. Dr. Mahir Kaynak'tan Dünya'da çığır açan 11 Eylül saldırıları ve Türkiye tarihinde unutulmaz acılarla dolu 12 Eylül askeri darbesine ilişkin ilginç analiz... TIKLAYIN.... |
İhtilalin ardından başlayan tutuklamalar ve işkenceler ile şekillenen Türkiye tarihi, 31 yıl sonra bugün halen o dönemin izlerinden arınmaya çalışıyor.
Özellikle 70'li yıllarda başlayan sağ ve sol görüşlü gruplar arası gerginlik durdurulamaz bir boyuta geçmiş, hükümetler ve devlet gerginliği yatıştırmada yetersiz kalmıştı. 1980'e yaklaşıldığında yurdun hemen hemen her köşesinden ölüm haberleri geliyordu. Ülke adeta bölünmüş, kamplaşma doruk noktaya ulaşmıştı.
VE 12 EYLÜL 1980...
Böyle gergin bir ortamda Türk Silahlı Kuvvetleri 12 Eylül 1980
günü emir komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askeri müdahale
ile yönetime el koydu. Dönemin Genelkurmay Başkanı daha sonra
yargılanması gündeme gelen ve birçok tartışmaya neden olan Kenan
Evren'di. Evren, Milli Güvenlik Konseyi Başkanlığı'nın yanı sıra
Devlet Başkanlığı görevini de üstlendi.
BİR NUMARALI BİLDİRİ
12 Eylül 1980 Cuma günü saat 03.59'da Türkiye radyoları (TRT) İstiklal Marşı'nın çalınmasıyla birlikte yayına geçti. Daha sonra anons yapılmadan Harbiye Marşı çalındı. Marşın bitiminde Genelkurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzasıyla yayınlanan Milli Güvenlik Konseyi'nin bir numaralı bildirisi okunmaya başlandı. Bu bildiriyi 5 bildiri daha izledi.
LİDERLERİN CEZAEVİ GÜNLERİ BAŞLADI
Darbenin gece 03.00'te ilanından sonra aynı gün sabah saat 05.30'da Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan'a Genelkurmay Başkanı Evren tarafından birer tebliğ gönderildi. Tüm tebliğlerde, "TSK yönetime el koymuştur. Hükümetiniz feshedilmiş, parlamento üyeliğiniz düşmüştür. Talimatı getiren subayın ikazlarına uyunuz" ifadesi kullanıldı, liderlere gidecekleri adresler de belirtiliyordu.
Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel için Hamzaköy Gelibolu adresi belirtilirken, Necmettin Erbakan'a ise Uzunada İzmir adres olarak gösterildi. Ecevit ve Demirel eşleriyle birlikte aynı uçakla Hamzakoy'a götürüldü. Yaklaşık bir ay boyunca, 11 Ekim 1980'e kadar burada kaldılar. Necmettin Erbakan ise aynı gün uçakla Uzunada'ya götürüldü.
Alparslan Türkeş evinde bulunamadığı için Milli Güvenlik Konseyi, 13 Eylül'de bir bildiri ile teslim olmaması halinde suçlu duruma düşeceğini belirtti. Bunun üzerine Türkeş 14 Eylül'de Ankara Merkez Komutanlığı'na teslim oldu ve Uzunada'ya gönderildi.
DARBE ANAYASASI
Ve 1982 Anayasası...
7 Kasım 1982 yılında yapılan halkoylamasıyla yüzde 92.7 evet oyuna karşılık, yüzde 8.6 hayır oyuyla kabul edildi. Oy kullanırken iki renk arasından birini seçmek gerekiyordu. "Mavi" renk hayır, "beyaz" renk ise evet demekti.
Kenan Evren halkoylaması öncesi yaptığı konuşmalarla halkı mavi oy vermemesi konusunda telkin ediyor ve çeşitli gazetelere mavi renkle ilgili sansür uygulanıyordu.
Darbe ardından geçen 3 yıl içerisinde önemli kanunların tamamına yakını değiştirildi ve askeri yönetimin belirlediği Danışma Meclisi tarafından hazırlanan Anayasa, 1982 yılında yapılan ve aleyhte konuşmanın ve propaganda yapmanın yasak olduğu "güdümlü" referandumda, yüzde 92'lik "evet" oyu ile büyük farkla kabul edildi.
Halk oylamasında "hayır" oyu kullananları sandık başında baskı altında tutmak için rengi dışardan görünen oy pusulaları kullandırıldığı iddia edildi ama bu, Anayasa'nın çok büyük çoğunlukla kabul edilmesini açıklayan tek neden değildi.
Aynı halkoylamasında, Kenan Evren otomatik olarak Cumhurbaşkanı seçildi. Kabul edilen Anayasa'da, askeri yönetim üyelerinin ömür boyu yargılanmasını engelleyen geçici 15. madde, daha sonraki seçimlerle iktidara gelen hiçbir hükümet tarafından kaldırılmadı ve 12 Eylül liderlerinin dokunulmazlığı sürdü.
1983 genel seçimleri ve yeni bir lider, yeni bir dönem...
6 Kasım 1983'te Türk halkı askeri yönetime son verecek ve kendisi yönetecek olan yeni hükümeti belirleyecek olan genel seçimlerde sandık başına gitti.
Bu seçime kapatılan eski siyasi partilerin hiçbiri katılamadı.
Seçimleri o zamana kadar adı pek de duyulmamış olan Turgut Özal'ın partisi Anavatan kazandı, Halkçı Parti ikinci ve Milliyetçi Demokrasi Partisi de sürpriz bir şekilde üçüncü oldu.
Seçimlerden sonra milletvekillerinin parti değiştirmeleri sonucunda Doğru Yol Partisi ve Sosyal Demokrasi Partisi de meclise girdi. Daha sonra alınan başarısız seçim sonuçları nedeniyle Milliyetçi Demokrasi Partisi kendisini feshetti, Halkçı Parti ise Sosyal Demokrasi Partisi ile birleşerek Sosyaldemokrat Halkçı Parti'yi kurdu.
Bu seçimler Türkiye'deki siyaset sahnesine yeni bir ismi koyacaktı: Turgut Özal...