30 milyon yıllık gergedan fosili
Abone olHitit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tolga Çırak, Çorum-Çankırı havzası sınırları içeri...
Hitit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölüm
Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tolga Çırak, Çorum-Çankırı havzası
sınırları içerisinde ele geçen kılıç dişli kaplan, aslan, sırtlan,
fil, zürafa, at gibi fosillerin bölgenin milyonlarca yıl önce
Afrika’nın savanlarına benzer bir coğrafi yapıya sahip olduğunu
gösterdiğini söyledi.
Çorum’da günümüzden yaklaşık 30 milyon yıl öncesine ait en büyük
kara memelisi olarak bilinen dev gergedan fosili bulundu. Bir
çobanın ihbarı ile ortaya çıkan ve MTA uzmanlarının yaptıkları alan
çalışmasında fosilin günümüzden 23 ila 33 milyon yıl önce yaşamış
bir dev gergedana ait olduğunu tespit etti.
Çankırı-Çorum havzasında bulunan 6 metre omuz yüksekliğinde,
kuyruğuyla birlikte 10 metre uzunluğunda ve yaklaşık 20 ton
ağırlığında olan fosil bilim dünyasında büyük bir heyecan
uyandırdı. “Baluchitherium” olarak adlandırılan boynuzsuz gergedan
fosilinin en önemli özelliği iskeletinin hemen hemen tamamına
yakınının bulunarak ortaya çıkarılması. Birleştirme çalışmaları
devam eden fosil önümüzdeki günlerde Maden Tetkik Arama (MTA)
Müzesi’nde sergilenecek.
Çorum’un Sungurlu ilçesinde bulunan dev gergedan fosiliyle ilgili
bir açıklama yapan Antropoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa
Tolga Çırak, Çorum-Çankırı havasında günümüzden yaklaşık 33,7 ila
23,8 milyon yıl önce Oligosen dönemde yaşamış ve yaklaşık altı
metre omuz yüksekliği ve 20 tona varan ağırlığı ile dünyanın en
büyük kara memelisi olan soyu tükenmiş gergedan (baluchitherium)
fosilinin bulunmasının bilim dünyasında heyecana neden olduğunu
söyledi.
İlk kez Pakistan’ın Belucistan Eyaleti’nde bulunması nedeniyle
“Baluchitherium” diye isimlendirilen bu boynuzsuz gergedan türü şu
ana kadar Çin, Moğolistan, Kafkasya, Rusya, Kazakistan, Doğu
Balkanlar ve Türkiye’de ele geçirildiğini dile getiren Yar. Doç.
Dr. Mustafa Tolga Çırak, “Ülkemizde MTA tarafından yürütülen
kazılarda Kırıkkale, Kırşehir ve Çorum-Çankırı havzasından
baluchitherium’a ait fosiller pale-ontologlar (fosil canlı
bilimiyle uğraşan bilim insanları) tarafından ele geçirilmiş
olmasına rağmen Çorum’da ele geçirilen bu fosil MTA yetkililerinin
belirttiği gibi bulunan fosiller içerisinde en büyüğü olma
özelliğinin yanı sıra tama yakın olması nedeniyle de çok önemlidir.
Fosilin tamamen ortaya çıkartılmasından sonra bilim insanları bu
devasa gergedan ile ilgili şüphesiz daha çok bilgiye ulaşacak ve
birleştirilecek parçalarıyla birlikte MTA müzesinde
sergilenecektir” dedi.
FOSİL GÖÇ YOLLARININ TESPİTİ AÇISINDAN ÖNEMLİ
Soyu tükenen en büyük kara memelisi olan baluchitherium fosilinin
Anadolu’da Çorum ve çevre illerde bulunmasının bu canlının göç
yollarının tespiti açısından önemli olduğunu vurgulayan Yar. Doç.
Dr. Çırak, “Asya-Anadolu ile Avrupa arasında kara köprüsünün
oluştuğu göçlerde Çorum ili önemli bir kavşak noktasında yer
almaktadır. Çorum-Çankırı havzası sınırları içerisinde ele geçen
kılıç dişli kaplan, aslan, sırtlan, fil, zürafa, at gibi fosiller
bu bölgenin milyonlarca yıl önce Afrika’nın savanlarına benzer bir
coğrafi yapıya sahip olduğunu göstermektedir. İleriki yıllarda
yapılacak paleontolojik kazılar sonucunda bölgemizin geçmişi
hakkında çok daha fazla bilgiye sahip olacağımız kesindir. Doğa
tarihimiz açısından eşsiz konumda olan bölgemizin zenginliklerini
sergilemek için, Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin
Alkan’ın destekleriyle Hitit Üniversitesi Merkez Laboratuvarı
bünyesinde doğa tarihi müzesi kurulmak üzere yer tashih edilmiş
olup, gerek Antropoloji bölümü öğrencilerimizin gerekse bölge
halkının istifadesine sunulmak üzere yakın dönem içinde
sonuçlandırılması amaçlanmaktadır” diye konuştu.
(İHA)