30 Mart 2012 Basın Özeti
Abone olİngiltere'de hükümet yetkililerinin açıklamalarıyla büyüyen yakıt krizi paniği; İsrail'in İran'a saldırı planı çerçevesinde Azerbaycan'la hava üslerini kullanabillme anlaşması yaptığı iddiası; Brics ülkeleri gerçekten bir arada mı?
İngiliz gazetelerinin manşetlerinde, ülkede yakıt tankeri
sürücülerinin grev tehdidi üzerine, hükümet yetkililerinin otomobil
sahiplerine depolarını doldurmayı tavsiye etmesiyle başlayan yakıt
krizi var.
Times gazetesinin mesajı, yakıt krizinin hükümet tarafından yaratıldığı... Daily Telegraph "Yakıt rezaletinde panik büyürken bakanlar suçlanıyor," diyor. Guardian ise, petrol pompaları boşalırken hükümet içinde herkes birbirini suçluyor" diyor.
Independent gazetesi, benzin istasyonları önünde oluşan kuyruk ve paniği kontrol altına almak için polisin harekete geçtiğini öne çıkarıyor.
Kriz, bir bakanlık yetkilisinin sürücülere garajlarında bir reçel kavanozu kadar da olsa petrol depolamalarını tavsiye etmesi üzerine başlamıştı.
İngiltere'de yakıt paniği devam ediyor
Enerji Bakanı Ed Davey ise dün, "İnsanlar mantıklı olanı
yapmalı, depolarının yarısını doldurmak yerine, tamamını
doldurmalı" demişti.
Daily Telegraph gazetesi, benzin istasyonları önünde uzun kuyruklar oluşması ile büyüyen krizin, yakıt tankeri sürücülerinin en azından 11 gün içinde greve gitme gibi bir ihtimalleri bulunmaması ve grev yapılacağının yedi gün öncesinden bildirilecek olmasına rağmen başladığını belirtiyor.
Yakıt krizini, hafta içinde hükümet cephesinde ortaya çıkan başka sorunlarla birlikte ele alan Times yazarı Roland Watson, son iki hafta içinde iktidardaki Muhafazakâr Parti'nin üst yönetiminin yönünü kaybetmiş olduğu görüşünde.
Times yazarı, kesinti bütçesinin açıklanmasının ve iktidar partisine bağış karşılığında Başbakan David Cameron ve Maliye Bakanı George Osborne'la görüşme hakkı elde edildiği iddiaları üzerine patlak veren skandalın ardından hükümetin kendi kendisine çıkardığı yakıt krizinin, güven sarsıcı olduğunu belirtiyor.
"Yakıt krizi bütçeyi ve bağış skandalını unutturuyor"
Yazara göre, bu krizler Başbakan Cameron'ın ağır kesinti paketini hayatta tutabilmesini sağlayan politik kıvraklığına da gölge düşürüyor.
Ancak Daily Telegraph’ın duyurduğu İşçi Partisi açıklamasına göre, Başbakan Cameron, yakıt krizi sayesinde bütçenin ve bağış skandalının yarattığı havayı dağıtabilmeyi umuyor.
Guardian yazarı Joe Moran ise, sürücülerin hükümetten gelen yersiz bir açıklama ile istasyonlarda uzun kuyruklar oluşturmalarının arkasında, 2000 yılı Eylül ayında yakıt tankeri sürücülerinin grevi üzerine başlayan krizin hafızalardaki yerinin taze olmasının yer aldığını söylüyor.
"İsrail Azerbaycan üslerini kullanacak"
Daily Telegraph ve Independent gazeteleri, İsrail ordusunun İran'a saldırı planı çerçevesinde Azerbaycan ile hava üslerini kullanabilme anlaşması yapmış olabileceği haberini veriyor.
Independent'ın Kudüs muhabiri Donald Macintyre, Amerikalı yetkililerin, Azerbaycan ile anlaşma haberini, İsrail'in İran'a saldırısını durdurmak istedikleri için sızdırmış olabileceklerini yazıyor.
Foreign Policy dergisinde yer alan ancak henüz doğrulanmayan bir habere göre, İsrail'in İran'a sınırı bulunan Azerbaycan ile 1,6 milyar dolarlık askeri anlaşma imzaladığını yazmıştı.
Macintyre, İsrail'in insansız hava araçları ve uçaksavar füze sistemi satma karşılığında Azerbaycan'da hava üsleri elde ettiğini belirtiyor ve ismi açıklanmayan Amerikalı yetkilinin sözünü hatırlatıyor: "İsrailliler bir hava üssü satın aldılar, üssün adı Azerbaycan".
Independent muhabiri, "İsrailli yetkililer konu ile ilgili açıklama yapmayı reddederken, Foreign Policy Azerbaycan'ın İran ile karşı karşıya gelmeyi göze alıp almadığına dair bir değerlendirme yapmıyor." diyor.
Bilgiyi ABD'liler sızdırdı
Haberde, Azerbaycan'ın kendi kullandığı dört hava üssünün yanı sıra, İsrail'in kullanımına verilebilecek, Sovyetler Birliği döneminden kalan dört kullanmadığı hava üssü bulunduğu da belirtiliyor.
Yazar, Foreign Policy'e konuşan kimliği açıklanmayan bir ABD'li yetkilinin, İsrail'in Azerbaycan ile anlaşarak İran'a saldırısının askeri zeminini hazırlamasından rahatsızlık duyduklarını söylediğini de aktarıyor.
Independent haberinde, gizli bir savaş oyunu egzersizi bağlamında yapılan İsrail'in olası İran saldırısıyla ilgili simülasyonunda, olayların ABD'yi de savaşın içine çekeceği sonucunun çıktığı haberinin New York Times tarafından duyurulduğu da belirtiliyor.
Yazıda göndermede bulunulan bir başka gazete de İsrail'deki Haaretz. Independent, Haaretz'in İsrail'in İran'a bu yıl içinde saldırmayacağı değerlendirmesi yaptığını aktarıyor.
Brics ülkeleri IMF'de daha fazla söz hakkı istiyor
Financial Times gazetesi Brics ülkeleri olarak adlandırılan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın Uluslararası Para Fonu yönetiminde daha fazla söz hakkı istediklerini duyuruyor.
Haberde, Hindistan'da biraraya gelen Brics ülkeleri liderlerinin, IMF'deki oy hakları artırılmazsa, Euro bölgesi devletlerinin borç krizine karşı gereken mali yardımı yapmayacakları uyarısında bulundukları belirtilmiş.
Başyazılarından birini de konuya ayıran gazete, Brics ülkeleri fikrinin dikkatleri üzerine çekerek büyük başarı sağladığını ancak Hindistan'daki zirvenin, bu ülkeleri birleştirenlerin yanında, bölen birçok noktanın olduğunu ortaya koyduğunu belirtiyor.
Zirvede, kalkınmakta olan dünyanın daha fazla nüfuz sahibi olması gerektiği ve İran'la diplomatik diyalogun önemi gibi üzerinde anlaşması kolay olan noktalarda birlik sağlandığı belirtilmiş.
"Brics'i kendi anlaşmazlıkları zayıflatıyor"
Öte yandan, Çin ile Hindistan arasında sınır anlaşmazlıkları var ve Rusya Çin'e karşı denge oluşturabilmek için askeri harcamalarına ağırlık veriyor. Financial Times'a göre bu ülkelerin farklı ekonomik modellerle yönetilmesi ve siyasi yapılarındaki farklılıklar da aralarındaki sorunları derinleştiriyor.
Gazete, Brics ülkelerinin, Dünya Bankası başkanlığı için ABD'nin adayına karşı bir aday çıkaramayarak önemli bir fırsatı kaçırdıklarını ancak bu durumun, ortaklaşma için önlerinde daha uzun bir yol olduğunu gösterdiğini de belirtiyor.
Aynı konuyu işleyen Guardian yazarı Simon Tisdall ise Brics ülkelerinin rakip bir uluslararası düzen arayışı içinde olduklarını belirtiyor.
Yazar, Hindistan'daki zirvenin Batı'da az yankı uyandırdığını ancak Brics ülkelerinin dünya nüfusunun yarısını ve ekonomik üretiminin beşte birini temsil etiğini belirtiyor.
Yazıda, Çin, Hindistan ve Rusya'nın Asya'da bölgesel hâkimiyet için rekabet içinde oldukları, Rusya, Brezilya ve Hindistan'ın çok kutuplu bir dünya arayışındayken, Çin'in ise iki kutuplu bir dünya peşinde olduğu değerlendirmesi de yapılıyor.
"Rusya yüzünü Çin'e değil Avrupa'ya dönmeli"
Konuyu Times gazetesindeki yazısında değerlendiren Robert Boyes ise Brics ülkelerinin ortak bir kulüp oluşturamayacağını savunuyor.
"Rusya-Çin ekseni dünya için kötü" diyen yazar Moskova'nın yönünü tekrar Avrupa'ya çevirmesinin sağlanması gerektiğini belirtiyor.
Yazara göre, Vladimir Putin'in cumhurbaşkanlığı seçim zaferi, kendisine ülkesinin yönünü çevirme imkânı veriyor.