3 Ocak 2012 Basın Özeti
Abone olFilistinliler İsrail'e diplomatik atak hedefliyor; Merkez Bankası'nın çabaları TL'nin düşüşünü durdurmaya yetmedi; Cumhuriyetçilerin Başkan Obama karşısına çıkaracak aday arayışı; Kaddafi'nin kızı Ayşe babasının ölümüyle ilgili dava açıyor.
Hamas lideri İsmail Haniye'nin Türkiye'ye yaptığı ziyaret sırasında verdiği mesajlar Independent gazetesinin sayfalarına yansımış.
Yazının başlığında Gazze Başbakanı Mavi Marmara'ya binerek gerilimi artırıyor, deniyor.
Hamas liderinin, ilk durağı Türkiye olan iki haftalık Müslüman ülkeler gezisi, 2007 yılından bu yana Gazze'de iktidarı elinde bulunduran örgütün yaptığı ilk resmi gezisi olma özelliğini taşıyor.
Haniye İsrail'e diplomatik atak hedefliyor
Independent, Haniye'nin İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (IHH) üyelerine yaptığı konuşmada, "Sizin şehitleriniz bizim şehitlerimiz, sizin kanınız bizim kanımız, sizin yaralarınız bizim yaralarımız" dediğini de aktarıyor ve özetle şöyle devam ediyor:
Haniye ile bir gün önce görüşen ve Hamas ile El Fetih arasındaki uzlaşma çabalarından memnuniyetini dile getiren Başbakan Erdoğan, Hamas'ı dâhil etmeyen bir İsrail-Filistin barış planının olamayacağını söyledi. İsrail ise terör örgütü olarak gördüğü Hamas ile görüşmeyi reddediyor. Haniye'nin ziyareti de Filistin İsrail müzakerecilerinin bir yıl sonra ilk kez Amman'da görüşmeye hazırlandıkları döneme denk geliyor.
Independent gazetesinin Kudüs'teki yazarı Catrina Stewart, yazısında İsrail gazetesi Haaretz'e göndermede bulunarak, Filistinlilerin İsrail'e karşı diplomatik bir saldırıya hazırlandıklarını ve amaçlarının da Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni İsrail'in savaş suçu işleyip işlemediğini araştırmasını sağlamak olduğunu da ifade ediyor.
Merkez Bankası TL'nin düşüşünü durduramadı
Haniye’nin Türkiye ziyaretindeki mesajları ardından, Financial Times'da yer alan Türkiye Merkez Bankası'nın Türk lirasındaki düşüşü durdurma çabalarını değerlendiren haber ile devam edelim.
Gazetenin İstanbul ve Londra'daki muhabirlerinin kaleminden çıkan haberde, Merkez Bankası'nın piyasaya yüklü miktarda dolar sürmesine rağmen, liranın dolar karşısında düşmesinin engellenemediği belirtilmiş.
Yurtdışında tarihi derecede düşük faiz oranları ve ülkeye sıcak para girişi tehdidiyle karşı karşıya olan Merkez Bankası, son bir yıldır faiz hadlerinin düzenlenmesi, bankalara sattığı bir hafta vadeli borcun sınırlanmasını da içeren, alışılmışın dışında önlemler uyguluyordu Financial Times'a göre.
Ancak bütün bu önlemler, 2011 yılı içinde liranın dolar karşısında yüzde 22 değer kaybetmesini engelleyemedi ve bugün Türkiye, yüzde 10'un üzerinde bir enflasyon ile karşı karşıya.
Merkez bankasının piyasaya sürdüğü dolar miktarına ilişkin resmi rakamların açıklanmasının 15 günü bulabileceğini belirten gazetenin tahmini ise, bankanın piyasa geçen Cuma günü 3 milyar, dün ise 600 ya da 700 milyon dolar sürdüğü yönünde.
ABD başkanlık yarışında ilk adımlar
İngiltere gazetelerinde geniş yer bulan konuların başında ise Amerika Birleşik Devletleri'nde Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayını belirlemek için başlattığı önseçim süreci geliyor.
Independent, adaylardan eski Massachusetts valisi Mitt Romney'nin, yarışa önde başlamasına rağmen, henüz hiçbir şeyin net olmadığını yazıyor. Guardian ise Romney'nin Iowa önseçimini kazanıp, en güçlü aday pozisyonunu perçinleyeceğine emin olduğunu belirtmiş.
Haberde Demokratların da Başkan Barack Obama'nın muhtemel rakibi olarak, Romney'i gördükleri, ancak Ron Paul ve Rick Santorum'un da Obama'nın karşısına çıkacak Cumhuriyetçi aday seçilme ihtimallerinin bulunduğu ifade ediliyor.
ABD dışında da favori: Romney
Romney'nin yarışın nihai galibi olacağı beklentisi Times gazetesine de hâkim. Ancak gazetenin başyazısında, önseçimlerin ilk adresi Iowa eyaletinin, yarışın nasıl devam edeceğine işaret edecek iyi bir örneklem olmadığı da belirtiliyor. Dört yıl önce Senatör John McCain Iowa'da dördüncü gelmiş fakat başkan adaylığı yarışının galibi olmuştu.
Times'ın Cumhuriyetçilerin seçimine dünyanın nasıl baktığına ilişkin gözlemi ise şöyle:
"Amerika dışındaki herkes için, Başkan Obama'ya karşı güçlü bir rekabet sergileyecek deneyime, faydacılığa ve ekonomik farkındalığa sahip tek aday Romney. Ancak bunlar, tam da Romney'i Cumhuriyetçilere sevdirmeyen özellikler. Cumhuriyetçiler, Romney "ideolojik olarak bizden biri değil" diye düşünüyor. Vali olduğu dönemde, kadınların kürtaja karar verme hakkını savunup, devlete bağlı bir sağlık sisteminin işletilmesini sağlamış ve sağcılar için önde gelen konularda dogmatik davranmamış."
Independent gazetesi ise Kasım ayında yapılacak Amerikan başkanlık seçimi ile ilgili haberinde ağırlığı Demokratlar kampına vermiş.
Obama'nın seçim karargâhı
Gazetenin Başkan Obama'nın Chicago'daki kampanya genel merkezine girme izni alan yazarı David Usborne, başkanın 200 kişilik ekibinin düşmanı etkisiz hale getirme peşinde olduğunu belirtiyor.
Ancak ekip, tek tek Cumhuriyetçi adaylara karşı strateji üretmek yerine daha geniş çaplı bir kampanya için çalışma yürütüyor.
Demokrat Parti'nin en büyük avantajlarından biri, adaylarının kim olacağını belirlemek için vakit kaybetmek zorunda olmaması. Partinin kampanya yöneticileri, Independent'a, bağışlanan paranın yüzde 40'ının 2008 yılında partiye mali destek vermeyenlerden geldiğini de söylemiş.
Kaddafi'nin kızı adalet arıyor
Libya'nın öldürülen eski lideri Muammer Kaddafi'nin kızı Ayşe Kaddafi'nin tuttuğu önde gelen bir İngiliz-İsrailli avukat aracılığıyla babasının öldürülmesiyle ilgili soruşturma başlatma çabası Times gazetesine haber olmuş.
Sirte yakınlarında yakalanan Kaddafi son anlarında isyancıların elinde kan içinde yüzüyle kameralar önünde sokaklarda sergilenmiş, yine kameralar önünde cinsel tacize uğramıştı, diye yazan Times, canlı yakalanan devrik lider ve oğlu Mutassım'ın bir süre sonra öldüklerinin açıklandığını belirtiyor.
Kaddafi'nin kızı Ayşe de, Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Luis Moreno Ocampo'nun, muhtemel bir savaş suçu diye nitelediği bu olayı neden araştırmadığının yanıtını arıyor.
Kaddafi ailesinin İngiltere'de avukatlık yaptıktan sonra İsrail'de yaşamaya başlayan avukatı Nick Kaufman, Times'a verdiği demecinde Ocampo'nun Kaddafi'nin suçlarını araştırmada son derece süratli davrandığı halde, NATO'nun ve isyancıların suç işleyip işlemediklerini incelemediğini belirtiyor.