3 metrelik ve 3 koltuklu araç

Geçtiğimiz hafta kapılarını 100’üncü kez otomobilseverlere açan Cenevre fuarını ziyaretimden sonra da kendi kendime ‘Beni en çok hangi otomobil veya fikir etkiledi?’ sorusunu sordum. Açıkçası, tasarım firmalarının yaptıkları konsept modeller görülmeye değerdi. Ama fikir olarak ‘üç kişilik küçük otomobiller’ daha doğrusu Renault’un ZOE isimli konsept modelini çok beğendim.

Avrupa’da önümüzdeki yıllarda üç koltuklu, üç metrelik otomobillerin büyük önem kazanacağı söyleniyor. Renault’da bu alanda bir numara olmak için açıkçası elini çabuk tutmuş. Şu anda konsept bir model olan ZOE’nin gelecekte piyasaya çıkacağından kimsenin kuşkusu yok. Cenevre’de bir çok firma bu yıl üç kişilik otomobillerini vitrine çıkarmış. Renault’un dışında benim aklıma ilk gelenler Volvo ve Rinspeed firmalarının konsept modelleriydi. Ama, özellikle ZOE’den bahsetmemin sebebi, üç kişilik otomobil fikrine yeni bir boyut getirmeleriydi. Günümüzde tüketicilerin beklentileri, ekonomik, kompakt ve dinamik modeller üzerine yoğunlaşıyor. Renault Tasarım Direktörü Patrick Le Quement’de bundan yola çıkarak ZOE’yi yarattığını söylüyor.

Quement, ZOE’nin şehir yaşamı için tasarlanmış bir otomobil olduğunu söyleyerek çıkış noktasını ise şöyle anlatıyor: ‘Şehirlerde bir otomobilin ortalama sadece 1.4 kişi taşıdığını biliyoruz, ancak 2 koltuğa indirgenmiş bir iç mekan da bir kısıtlama olarak algılanıyor. Bu nedenle ZOE kompakt bir mimari yapıda 3 gerçek koltuk ile sürücü koltuğunun arkasında bir bagaj sunuyor.’

Evet, bu yoruma gerçekten katılıyorum. Küçük sınıfta yer alan otomobillerin birçoğu 4 koltuğa sahip olsa bile, arka koltukların oldukça dar olması ve bagaj hacminin kısıtlı olması aracı kullanışsız hale getiriyor. Eskiden küçük segmentte yer alan bir araca sahip olduğumdan bu tip otomobillerin sıkıntılarını yakından biliyorum. Ama fiyatı, yakıt sarfiyatı ve rahat park edilebilme özelliği nedeniyle tercih ediliyorlar. Ben açıkçası kızım doğduktan sonra her ne kadar küçük otomobilleri sevsem de bu aracımdan vazgeçip çareyi büyük bir otomobil almakta buldum.

Fakat, fuarda ZOE’yi görünce Renault’un bu sıkıntıdan yola çıkarak yeni bir fikir geliştirdiğini gördüm. ZOE, Quement’inde söylediği gibi üç koltuklu. Ama bu üç koltuğun her biri aynı konfor ve rahatlıkta. Sonuçta bu otomobilde kimse ‘Benim boyum uzun, kiloluyum önde oturayım’ demez. Aracın diğer önemli özelliği ise dördüncü koltuğun yerini bagajın alması. Böyle olunca, küçük sınıftaki bir otomobil, tüm sıkıntılarından arınıyor ve size oldukça kullanışlı bir bagaj da sunuyor. Eğer bu otomobil piyasada olsaydı, benim büyük bir otomobil almama gerek kalmazdı. ZOE’nin bu özellikleri dışında dar alanlarda biniş ve inişlerle yüklemeyi kolaylaştıran konfigürasyonlar içeren özgün kapıları da bir başka yeniliğe imza atıyor. Yolcu kapısı motorlu olarak tasarlanan aracın, sürgülü olarak açılan kapı, yolcunun ön koltuğa veya arka koltuğa binme isteğine bağlı olarak dar ya da geniş açılı hareketiyle çok esnek bir erişim olanağı sağlıyor.

Üstsüz Lamborghini

Fuarda Ferrari ve Lamborghini gibi lüks spor otomobil markaları her zaman ilgi çeker. Bu yıl da Ferrari üstü açık modeli F430 ile ilgi odağıydı. Ancak, markanın ezeli rakibi Lamborghini’de boş durmadığını fuarda gösterdi. Ferrari’nin üstsüz modeline karşın Lamborghini de Concept S modeli ile Gallardo’nun üstsüz versiyonunun yolda olduğunun sinyalini verdi. Henüz üstsüz Gallardo’nın tanıtılacağı tarih belli değil, ama fuarda sergilenen iki kişilik Concept S oldukça yoğun ilgi gördü. İki kişilik tasarlanan konseptin bana göre en önemli özelliği yolcuyla sürücünün birbirinden ayrı oturması.

Kapılar artık farklı açılıyor

Fuara, üç koltuklu modellerin dışında bana göre ünlü tasarımcıların farklı açılan tasarımlara sahip modelleri damgasını vurdu. İtalyan tasarım devi Bertone’nin Cadillac için tasarladığı ‘Villa’ isimli konsepti, en çok ilgi gören modellerden biri oldu. Amerika’nın en güçlü markalarından biri olan Cadillac’ın Bertone imzalı bu konsepti bir Minivan ve MPV sınıfının bir karışımı. Villa ile Cadillac MPV sınıfına ilk adımını atmış olsa da bu sıra dışı model markanın kimliğini tam olarak ortaya koymuyor. Önümüzdeki dönemde Cadillac’ın daha gerçekçi bir modelle MPV sektöründe yer alması bekleniyor.

Villa’nın sahip olduğu farklı tasarımı ve teknolojisinin dışında yeni bir kapı fikri ise oldukça enteresan. Üstü camla kaplı geniş kapıları ortadan hem öne hem arkaya doğru açılarak, aracın hem ön tarafına hem de arkasına rahat bir şekilde binilmesini sağlıyor. Adeta bilimkurgu filminden çıkmış bir otomobili andıran Villa’nın içi de dışı gibi farklılığını ortaya koyuyor.

Pembe deri kaplı koltuklara sahip aracın içi oldukça geniş ve her koltuk aynı rahatlığı size sağlıyor. Aracın ön konsolunda yer alan dev gösterge paneli ile tüm multimedia sistemlerini kullanmanız mümkün. Aracın arkasında ise konfordan kaçınılmamış. Bir makam aracında görmeye alışık olduğumuz tüm konfor Villa’nın içinde sağlanmış.

KUŞKAFESİ GİBİ OTOMOBİL

Pininfarina’nın Maserati içinde tasarladığı ‘Birdcage’ (kuşkafesi) isimli tasarımı da Villa gibi farklı bir kapı daha doğrusu açılma sistemine sahip. İlk etapta oldukça çekici bir spor otomobil görünümüne sahip modelin farkı, kapısının açılmasıyla anlaşılıyor. Birdcage isimli araca girmek için, üst bölümünün öne doğru açılmasını beklemek durumundasınız. Aracın ön kaput ve buna bağlı olan üst tavanı bir düğmeye basarak öne doğru açılıyor. Bu nedenle Pininfarina ekibi modele ‘kuşkafesi’ ismini koymuş. Pininfarina’nın Kreatif Direktörü Ken Okuyama ise modeli, ‘Biz insanların bu aracı bakıp ‘vaov’ demesini istiyoruz’ diye açıklıyor. Beyaz renge sahip dış yüzeyi ve koyu renkli camlara sahip aracın içinde ise mavi koltuklar yer alıyor. Aracın karbon fiber bölümleri ise yine mavi.

Ünlü tasarımcıların bu farklı modelleri bir gerçeği daha ortaya koyuyor. Düne kadar konsept modellerde teknoloji ön plandayken artık farklı fikirler daha fazla ilgi çekmeye başladı. Fuarda firmalar bir çok farklı konsepti otomobilseverlerin beğenisine sunuyor, ancak en çok ilgi görenler Renault, Pininfarina ve Bertone gibi farklı fikirleri yaratanlara oldu veya ben öyle algıladım.