3 kurşun yedi 2 yıl yürüyemeyecek
Abone olMavi Marmara yolcusu Muhyettin Yıldırım, evine, hafızasından uzun yıllar silinmeyecek görüntülerin izleriyle döndü.
İsrail'in, Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara
Gemisi'ne yaptığı 9 Türk'ün ölümüyle sonuçlanan saldırıda yaralanan
Adanalı Muhyettin Yıldırım (40), iki ayak topuğu ve baldırındaki
kurşun yaralarıyla ailesine kavuştu.
Doktorların ancak 2 yıl sonra yürüyebileceğini söylediği
Yıldırım'a küçük kızı Mavi Marmara gemisinin resmini çizerek moral
veriyor.
İsrail'den, Ankara'ya getirilerek Atatürk Eğitim ve Araştırma
Hastanesinde tedavi gören, ardından memleketi Adana'ya getirilen
Muhyettin Yıldırım zor günler geçiriyor.
Eşi ve dört çocuğunun yanı sıra evine akın eden eş ve dostlarını
desteğiyle yaşadığı travmayı atlatmaya çalışan Muhyettin Yıldırım,
AA muhabirine, ''Yaşadığımız tüm acılara, ölümle burun buruna
gelmiş olmama rağmen gittiğim için pişman değilim'' dedi.
İsrail askerlerinin sabaha karşı namaz kıldıkları bir sırada
saldırdığını belirten Muhyettin Yıldırım, ellerinde hiçbir silah
olmadığını, bu yüzden ellerine geçirdikleri sopalarla kendilerini
korumaya çalıştıklarını anlattı.
Muhyettin Yıldırım, İsrail askerlerinin kendilerine mukavemette
bulunanları acımasızca öldürdüğünü ifade ederek, ''Ellerinde yeşil
renkli fosfora benzer yapışkan bir malzeme vardı. Hedef seçtikleri
kişilerin üzerine bunu atıyor, bu sayede kurşunları hedefe tam
isabet ettiriyorlardı'' dedi.
Kendisinin de her iki ayağının topuğu ile baldırından kurşun yarası
aldığını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:
''İsrail askerleri beni bulduklarında artık karşı koyacak gücüm
yoktu. Üç kurşun yarasına rağmen beni ayağa kaldırıp yürütmeye
çalıştılar. Daha sonra yerinden çıkardıkları bir kapının üzerine
beni yatırarak üst güverteye taşıdılar. Ama bu taşıma nakil değil
adeta işkence gibiydi. Güvertede ise sedyeye yatırdıklarında
sedyenin kuşağını bacağımdaki yaranın tam üzerine bağladılar.
'CÜZDANIMIZDAKİ PARALARA KADAR ÇALDILAR''
Bir başka yaralının karnından aldığı kurşunla bağırsakları dışarı
çıkmasına rağmen onu arkadan kelepçeleyip yüz üstü yatırarak
üzerinde zıpladılar. Sonra 6 yaralıyı birden helikopterdeki
ranzalara yatırdılar. İsrail askerleri, yaralarımıza aldırmadan,
bizi işkenceden farksız bir şekilde hastaneye taşıdı. Giysilerimize
makas atıp çırılçıplak soymak istediler. Cüzdanımızdaki paralara
kadar çaldılar. Tükürüğümüzü almak istediler, direndik,
vermedik.''
Muhyettin Yıldırım, topuklarındaki kurşunların çıkarıldığını
belirterek, ''Ancak, baldırımdaki kurşun farklı türdendi.
Baldırımda derin bir çukur oluşturan bu kurşun nedeniyle sağ
baldırımdan sol baldırıma doku transferi yapıldı. Buradaki dokunun
kendini yenilemesi için en az 2 yıl beklemem gerekiyormuş. Yani üç
kurşun beni 2 yıl yatağa bağlayacak. Ancak, kurşun yaraları değil,
manevi çöküntü bana acı veriyor'' dedi.
Bu arada, 4 çocuk babası Muhyettin Yıldırım'ın, Necatibey
Anaokulu'na giden küçük kızı Ebrar ise adının anlamında olduğu gibi
''iyilik eden'' Mavi Marmara Gemisi'ni resimleyerek, babasına moral
vermeye çalışıyor.
TALEP PATLAMASI
Öte yandan, Adana İnsani Yardım Derneği (ADYAR) Başkanı Veysel
Tepeli ise İsrail'in saldırısının, ''mazluma yardım'' duygularını
kamçıladığını belirterek, ''Derneğimizin de bizim de cep
telefonlarımız kilitlendi. Yardım konvoylarına katılım için yoğun
talep alıyoruz'' dedi.