3 Haziran 2011 Basın Özeti
Abone olEconomist'ten Türk seçmenlere çağrı: CHP'ye oy verin, Suriyeli işadamları rejimin safında, çatışmaların sürdüğü Yemen'in başkenti Sanaa'da su sıkıntısı ve iPad 2 almak için böbreğini satan Çinli genç
Türkiye'deki genel seçimlere geniş yer veren Economist dergisi
seçimleri bir başyazı ve uzun bir makalede ele alıyor.
Economist, seçmenleri demokrasiyi geliştirmek için Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy vermeye davet ediyor.
Dergi, AKP'nin ekonomi, dış politika ve ordunun siyasetin dışına itilmesi gibi alanlarda başarılı bir performans sergilediğini söylüyor.
Economist bu sayede Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada ekonomik ve siyasi bir güç haline geldiğini belirtiyor.
Dergi, bu portrenin AKP'nin 2002'de devraldığı enkazdan çok
farklı olduğuna dikkat çekiyor.
'Erdoğan'a destek kaygı verici'
Economist, bu durum karşısında Türk seçmenlerin yine Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'a yönelmesinin şaşırtıcı olmadığını söylemekle
birlikte, bunun kaygı verici olduğunu da vurguluyor ve şöyle devam
ediyor;
"Erdoğan kamuoyu yoklamalarında çok istediği üçte iki meclis
çoğunluğuna yakın gözüküyor. Çünkü bu tek başına anayasa yapmasına
izin verecek. Bu Türkiye için kötü olur. Bu yargının nedeni,
Türkiye'yi bir teokrasiye dönüştürmeye çalıştığı gibi asılsız bir
temele dayanmıyor. Ordu, çok sayıda İsrailli ve Amerikalının
fısıldadıklarının tersine, AKP'nin genel anlamda hoşgörülü
Türkiye'yi, bir sonraki hoşgörüsüz İran'a çevirmek istediğine dair
çok az kanıt var"
'Kaygı din devleti değil, demokrasi'
AKP'nin kısıtlanmayan yönetimiyle ilgili asıl kaygının din değil, demokrasiyle ilgili olduğunu söyleyen dergi, Erdoğan'ın ordu ve yargıya karşı mücadelelerini kazandıktan sonra, çok az sınırlandırmayla karşılaştığını söylüyor.
Dergi şöyle devam ediyor;
"Bu durum Erdoğan'ın doğasından gelen eleştiriye karşı
hoşgörüsüz tutumunu şımartmasına izin verdi ve otokratik
içgüdülerini besledi. Yolsuzluk artıyor gibi görünüyor. Basın
özgürlüğü saldırı altında. Türkiye'de Çin'dekinden daha fazla
sayıda gazeteci hapiste. Erdoğan'ın kaygı verecek kadar çok
sayıdaki karşıtı ve düşmanı, ki bunlara çok sayıda emekli subay da
dahil, soruşturma altında. Bazı vakalarda da abartılı komplo
suçlamalarıyla"
Economist, tüm bunlara ek olarak, Erdoğan'ın seçim kampanyasında da
giderek milliyetçi bir söylem takındığını ve "Türkiye'nin en büyük
ve hoşnutsuz azınlığı" diye tanımladığı Kürtlere ciddi öneriler
yapmadığını söylüyor.
'Erdoğan Fransız sistemini istiyor'
Dergi ayrıca, Erdoğan'ın seçimde üçte iki meclis çoğunluğu
kazanırsa Fransa'dakine benzer bir başkanlık sistemi kuracağına ve
kendisinin başkan olacağına dair ipuçları verdiğini belirtiyor.
Economist'e göre zaten fazlasıyla merkeziyetçi bir yapıya sahip
olan Türkiye'de bu bir hata olur.
Bu noktada CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na işaret eden dergi,
Kılıçdaroğlu'nun partide Deniz Baykal döneminden kalan isimleri
tasfiye ettiğini ve partinin ordunun siyasete müdahalesine
sempatiyle bakan tavrını değiştirdiğini söylüyor.
'CHP'ye oy verin'
Ayrıca, CHP'nin daha önce zayıf olduğu Güneydoğu illerindeki
seçim mitinglerinde, AKP'den daha büyük kalabalıklar topladığını
belirtiyor. Yazı şu tavsiyeyle sona eriyor;
"AKP'nin bir sonraki hükümeti kuracağı kesin. Ama biz Türklere
CHP'ye oy vermelerini tavsiye ediyoruz. Kılıçdaroğlu'nun partisinin
iyi bir performans göstermesi, anayasayı daha da kötüleştirecek,
tek taraflı değişiklik riskini azaltır ve muhalefete gelecekteki
seçimleri kazanma adına daha adil bir şans verir. Bu Türkiye'de
demokrasiyi garantilemenin açık ara en iyi yöntemi"
'Suriyeli işadamları rejimin safında'
Financial Times, bölge uzmanlarının, Suriyeli işadamlarının rejim muhalifi gösteriler karşısında pasif bir tutum takındığı, bunun da Beşar Esad rejiminin devrilmesini zorlaştırdığı yönündeki görüşlerini taşıyor sayfalarına.
Çoğu uzmanın, ülkenin sanayi merkezleri olan Halep ve Şam'daki
işadamlarının muhalif harekete katılmaması halinde, rejimin sert
müdahaleyle yaşamını sürdürübileceğine inanmaya devam edeceğini
söylediği belirtiliyor.
Beşar Esad'ın son yıllarda yaptığı reformlarla özellikle, tekstil,
gıda ve otomobil satışı sektörlerindeki işadamlarının devletten
kredi ve ayrıcalıklar aldığı ve işadamlarının bunlardan vazgeçmek
istemediği kaydediliyor.
Uzmanlar ayrıca reformların bir dengesizlik yarattığını, kırsal
kesimler sözkonusu reformlardan faydalanamazken, reformların
rejimle doğrudan ya da dolaylı bağlantılı kentli nüfusun çıkarına
olduğu kaydediliyor.
Ayrıca işadamlarının Esad rejiminin 1970'lerden bu yana sağladığı
istikrara değer verdiği söyleniyor. Haberde görüşlerine yer verilen
bir uzman da, 'Suriyeli işadamları rejimin devrilmesi halinde
senaryonun Mısır ve Tunus'takinden çok, Libya ve Irak'taki gibi
gelişeceğini düşünüyor." diyor.
Muhalif gösteriler ve çatışmalarla çalkalanan bir diğer Arap ülkesi
Yemen'deki gelişmeler de bugün geniş yer buluyor İngiliz
basınında.
Yemen'in başkentinde su sıkıntısı
Times, muhaliflerle hükümet güçleri arasındaki
çarpışmalar devam ederken, başkent Sanaa'da başta su ve benzin
olmak üzere, temel tüketim maddelerinin azaldığını yazıyor.
Gazete ayrıca, muhalif protestocuların Cumhurbaşkanı Ali Abdullah
Salih'i başkentte muhaliflerin yoğun olduğu yerlerin suyunu
kesmekle suçladığını belirtiyor.
Financial Times ise Salih'in muhaliflerin safına geçen Haşit
aşiretine bağlı savaşçılara karşı Amerika Birleşik Devletleri'nde
eğitilen özel kuvvetleri devreye soktuğunu bildiriyor.
Gazete, Washington'ın ülkedeki El Kaide unsurlarıyla savaşılması
için sözkonusu özel güçlere milyonlarca dolar harcağını
belirtiyor.
Bu güçlerin iç isyanın bastırılmasında kullanılmasının da
Washington'u endişelendirdiği ve başkan Barack Obama'nın ülkeye
temsilcisi John Brennan'ı gönderdiği kaydediliyor.
Bazı önde gelen politikacılar, eski dünya liderleri, işadamları
ve yazarlar tarafından dün yayımlanan bir raporda, uyuşturucuyla
küresel savaşın kaybedildiği belirtilmişti.
'Liderler yine dinlemiyor'
Uyuşturucu Politikası Küresel Komisyonu adlı grubun raporunda
bazı uyuşturucuların yasallaştırılması ve kullanıcıların sabıka
kaydı olan suçlular haline getirilmesine son verilmesi çağrısında
bulunulmuştu.
Independent bu raporu başyazılarından birinde ele
alıyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;
'Genelde eski önemli siyasi liderlerden oluşan küresel
komisyonlar, uluslararası liderlere duymak istediklerini söyler.
Ama bu komisyon, liderlerin duymak istediğini değil, gerçeği
söylüyor. Komisyon, doğruyu söylediği ve hayranlık duyulacak kadar
açıklıkta bir alternatif strateji önerdiği için övgüyü hak ediyor.
Ancak trajik olan şu ki, dünya liderleri hala dinlemeye niyetli
görünmüyorlar'
iPad 2 için böbrek
Daily Telegraph, Çin'de 17 yaşındaki bir gencin
iPad 2 almak için yaklaşık 3 bin 300 dolara böbreğini sattığını
yazıyor.
Habere göre, internette gördüğü bir ilana cevap vererek böbreğini
satan gencin olan biteni sonunda annesine anlatmasıyla olay ortaya
çıkıyor.
Annenin de polise başvurduğu belirtiliyor.