3 gün konuşmasa Türkiye’de huzur olacak
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Sorun yaratan bir siyasi iktidar var. 3 gün konuşmasa Türkiye’de huzur olacak, her gün konuş, her gün...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Sorun yaratan bir siyasi
iktidar var. 3 gün konuşmasa Türkiye’de huzur olacak, her gün
konuş, her gün kavga” dedi.
TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kemal
Kılıçdaroğlu, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülü alan
Nuri Bilge Ceylan kutlayarak, “O bir sinema bilgesidir” ifadelerini
kullandı. Kılıçdaroğlu, Yatağan Termik Santral’deki işçilerin
sorunlarına da değindi. Taşeron işçilik döneminin bitmesi
gerektiğini söyleyen ve 2 milyon taşeron işçi sayısı olduğunu ifade
eden Kılıçdaroğlu, taşeron işçilere seslenerek, şimdi yeni bir
tasarı hazırlandığını, bütün çalışanların taşeron işçi olacağını
belirtti. Sendikalara da seslenen Kılıçdaroğlu, “Eğer işçinin
yanındaysanız doğal olarak sizin adresiniz CHP’dir. Taşeronluğu
yaygınlaştıran, 301 işçinin hayatını kaybetmesine neden olan bu
düzeni savunacak mısınız, savunmayacak mısınız? Biz bu düzeni
değiştireceğiz. Soma’daki işçiler haklarını arıyorlar, ilk
istedikleri, daha önce kendilerinin seçtikleri sendika
yöneticilerinin istifa etmesini istediler. Orada eylem yapan işçi
kardeşlerimi yürekten kutluyorum. Herkesin işi olmalı ama herkes
örgütlenebilmeli. Kim sizin örgütlenmenizin önüne yasal engel
getiriyorsa sizinle beraber mücadeleye hazırız. Biz sizin
haklarınızı savunuyoruz, sizin için mücadele ediyoruz. Hala gidip
de sizin emeğinizi sömüren bir siyasal partiye destek verirseniz
başınıza daha çok şey gelir. Taşeron işçilere sesleniyorum; kimse
kusura bakmasın, sizin yeriniz, sizin ocağınız CHP’dir. Biz sizin
haklarınızı savunuyoruz ne arıyorsunuz sağda solda. Geleceksiniz,
eliniz mahkum, ya sömürülmeye katlanacaksınız, ya da artık ‘yeter’
diyeceksiniz, diyecekseniz gelin beraber ortak ses çıkartalım” diye
konuştu.
“TÜRKİYE ÇOK RİSKLİ BİR SÜRECİN İÇİNE GİRDİ”
“Türkiye çok riskli bir sürecin içine girdi. Bir gerginlik
yaşanıyor toplumda. Kullanılan dil gerginliği besliyor” diyen
Kılıçdaroğlu, bu gerginlikten belli siyaset kurumlarının beslenmeye
çalıştıklarının altını çizdi. Başbakan Erdoğan’ı çok konuşmakla
eleştiren Kılıçdaroğlu, “Siyasetçinin bir görevi vardır, halka
hesap vermek zorundadır, siyaseti zenginleşmek için yapmaz. Eğer
siz bütün bunları bir tarafa bırakıp kendi iktidarınızı korumak
için toplumu bölerseniz sorun yaratırsınız. Bugün geldiğimiz nokta
budur. Sorun yaratan bir siyasi iktidar var. 3 gün konuşmasa
Türkiye’de huzur olacak. Her gün konuş, her gün kavga. Türkiye’yi
bundan çekip çıkartmamız gerekiyor. Biz üstümüze düşeni fazlasıyla
yapıyoruz, hatta bazı hataları toplumda kutuplaşma olmasın diye
görmüyoruz, toplumda kutuplaşma olmasın diye Soma olayları
konusunda çok dikkatli bir tavır izledik, toplumda kutuplaşma
olmasın diye Gezi olayları konusunda çok dikkatli bir tutum
izledik. 76 milyon yurttaşımıza sesleniyorum, biz yanlış mı
yapıyoruz?” açıklamasında bulundu.
“YÜZÜ MASKELİ, ELİNDE SİLAH OLAY ÇIKARTANLARA KARŞIYIZ”
Yüzü maskeli ellerinde silahlarla eylem yapanlara karşı olduklarını
söyleyen Kılıçdaroğlu, “Yüzü maskeli, elinde silah olayları
çıkartanlar kim bunları ortaya çıkartsınlar. Biz yüzü maskeli,
elinde silah olay çıkartanlara karşıyız. O kişiler acaba kim? Gezi
olaylarında TOMA’ya molotofkokteyli atan polisleri gördük, şimdi
toplumda bu kutuplaşmayı yaratanlar kimler, hükümetin biran önce
bunu ortaya çıkartması lazım. Ben 68 kuşağından geliyorum,
ülkemizin hep özgürlüğünü ve bağımsızlığını savunduk, herkesin
mutlu olmasını savunduk, işçilerin örgütlenmesini savunduk,
üretenlere saygı duyduk, 68 kuşağından geliyoruz dolayısıyla pek
çok acıyı yaşadık. Çocuktum hatırlamıyorum ama 1960 ihtilali
sonrası 3 siyasetçiyi darağacına gönderdik. O dönem birileri belki
alkışladı ama bugün siyasetçilerin idam edilmesinin ne kadar yanlış
olduğunu hepimiz biliyoruz. 1971’de askeri darbe oldu, 3 gencimizi
darağacına gönderdik. Doğru değildi ve toplum bunu üstünden atmış
değil. Siyaseten idamların doğru olmadığını tecrübe ile yaşayan bir
ülkeyiz. 1980 öncesi gencecik çocuklarımız birbirlerini
öldürüyorlardı. 1980 askeri darbesi oldu, yine ders çıkartmadık,
gençlerimiz birbirlerini öldürdü, pek çok gencimiz idam
sehpalarında hayatını kaybetti. Biz bütün bunlardan ders çıkartma
zorundayız. Ders almamış bir toplum konumundayız biz, çünkü tarihi
yeteri kadar bilmiyoruz. Siyasetçiler tarihi yeterince
irdelemiyorlar. Ders alınsaydı tekerrür eder miydi? Birileri geldi
bizi geçti, demokrasileri güçlendi, biz toplumu ayrıştırıyoruz ve
bölüyoruz, bu bizim kabul edebileceğimiz bir olay değil. Bugün
Cumhuriyet tarihinin en büyük kırılmasıyla karşı karşıyayız. Kendi
içinde bir toplu yaratmamız gerekiyor, ayrıştıran, bölen, halkı
kullanan siyasetçiler. Halkı kendisine köle konumuna getiren
siyasetçiler. Halkın bütün bunlardan ders çıkartması lazım”
şeklinde konuştu.
“SENİ TOKATLAYAN ADAMIN HALA ARKASINDAYSAN ORAYA BEN ÜÇ NOKTA
KOYUYORUM”
İşçilere seslenen Kılıçdaroğlu, “İşçi kardeşlerimize sözüm var, bu
sendika ağalığını yıkacağız ve sonunda onlardan da hesap soracağız”
ifadelerini kullandıktan sonra Başbakan Erdoğan’ın Soma ziyaretinde
yaşananlara değindi. Kılıçdaroğlu şunları dedi:
“Güneş bile yedi renkli, neden bütün renkleri yok ediyoruz, neden
umut vaat etmiyoruz, neden hep kavga ediyoruz, bütün bunları
değerlendirmek zorundayız. 301 işçi hayatını kaybetti, bir kadın
biz giderken bize de sitemini yaptı. Sessiz sakin dinledik. Bu
ülkenin Başbakanlık koltuğunda oturan sat da gidiyor, gitti, gayet
güzel, 301 kişi hayatını kaybetmiş, yaş ortalaması 10 olan 432
çocuk yetim kalmış. Bu gidiyor sanki miting meydanıymış gibi
kürsüyü koyuyor başlıyor konuşmaya, 301 ölümü doğal bir ölüm olarak
kabul ediyor. 1870’in İngiltere’sinden örnek veriyor. Sen nasıl bu
örneği verirsin, bu örneği verdiği andan itibaren Soma ayağa
kalkıyor. Efelenerek vatandaşın üstüne yürüyor, ‘yuh çekersen
tokadı yersin’ diyor. Hakaret ediyor. 4 bin polis ile gidiyor
Soma’ya, bir markete sığınmak zorunda kalıyor. Marketteki bir
vatandaşı da tokatlıyor. İlk kez bizim tarihimizde bir ülkenin
Başbakan’ı kendi vatandaşını tokatlıyor. Bu ülkenin insanlarının,
76 milyon yurttaşın vicdanına sisleniyorum, seni tokatlayan adamın
hala arkasındaysan oraya ben üç nokta koyuyorum, kimse kusura
bakmasın.”
Okmeydanı’nda yaşanan olaylara değinen ve olaylarla ilgili olmayan
bir vatandaşın cemevinde hayatını kaybetmesine değinen
Kılıçdaroğlu, İstanbul Kızılay Şube Başkanı İlhami Yıldırım’ın
attığı iddia edilen twiti okuyarak eleştiride bulundu.
Kılıçdaroğlu, “Senin defolup gitmen lazım, sen kim oluyorsun” diye
konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın Okmeydanı’nda gelen olaylarla ilgili
‘polislerin sabrına şaşırıyorum’ yönünde bir ifade kullandığını
söyleyen Kılıçdaroğlu, “Siz aklınızı yitirmişseniz ülkeyi felakete
götürürsünüz. Erdoğan bütün bunları koltuğunu korumak için bilinçli
yapıyor. O ısrarla ‘bölünün, ayrışın, kavga edin’ diyor. O
koltuğunu korumayı ayrışmaya borçludur, bunu yapmak istiyor”
şeklinde konuştu.
DİKTATÖR TARTIŞMASI
Başbakan Erdoğan’ın Almanya ziyaretine yönelik olarak konuşan ve
Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’nin itibarını zedelediğini ifade eden
Kılıçdaroğlu, TOBB Genel Kurulu’nda yaşananlara değindi. İşveren
dünyasının yaptığı toplantılarda protokol kurallarına uyulmadığını,
Başbakan Erdoğan’ın konuşup çekip gittiğini söyledi. “Protokolü
uygulamayacaksanız bu toplantıları neden yapıyorsunuz?” sorusunu
soran Kılıçdaroğlu, “Sevgili Erdoğan ben meydanlarda cesaretle
geziyorum, sen benim konuşmama tahammül edemiyorsun, kalkıp
kaçıyorsun. Sanıyor meydanlar kendisinin tapulu malı. Diktatörlerin
temel özelliği çok korkak olmalarıdır. Benim konuşmamı dinlemeye
tahammül edemiyor. Çünkü hemen müdahale edecek, müdahale ettiğinde
cevabını alacak, o nedenle kaçmayı tercih etti ve gitti”
ifadelerini kullandı.
(İHA)