3 aylık bebeğini boğmaya kalktı
Abone olSamsun’da hastanede 3 aylık bebeğini boğmaya kalktığı iddiasıyla tutuklanan 26 yaşındaki kadının, 2 kızını da boğarak öldürdüğü ortaya çıktı...
Samsun’da hastanede 3 aylık bebeğini boğmaya kalktığı iddiasıyla
tutuklanan 26 yaşındaki kadının, 2 kızını da boğarak öldürdüğü
ortaya çıktı.
Tutuklanan genç kadının yargılanmasına bugün başlanırken, olay anı
hastanenin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedilen
anne, suçlamamaları kabul etmeyip, çocuğunun hastalığına teşhis
konulması için ağzını kapattığını iddia etti.
Samsun’un Vezirköprü ilçesinde ikamet eden Fatma H. (26) adlı
kadının, geçirdiği nöbetten dolayı solunum sıkıntısı çektiği ileri
sürülen 3 aylık kızı Özge H.’yi tedavi altına alındığı Samsun
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde
boğmaya kalktığı iddia edildi. Annenin ağzını ve burnunu tuttuğu,
bebeğin ağlaması üzerine sağlık personeline nöbet geçirdiğini
söylemesi sonucu hastanenin güvenlik kamerası izlenilince korkunç
gerçek ortaya çıktı. Anne Fatma H.’nin bebeğinin eliyle ağzını ve
burnunu kapatarak boğamaya kalktığı iddia edilen görüntü güvenlik
kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.Gözaltına alınan Fatma
H., 9 ay önce çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak
Samsun Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Soruşturma kapsamında Fatma H.
hakkında ‘öz çocuğunu öldürmeye teşebbüs’ suçundan 9 ila 15 yıl
arasında hapis cezası istemiyle Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde
dava açıldı. Bebeğini boğarak öldürürken yakalanan F.H. ile ilgili
savcı tarafından yürütülen soruşturmada, daha önce bilinmeyen, kan
donduran korkunç cinayetler de gün yüzüne çıktı. Annenin korkunç
cinayet serisi iddianamede yer alan bilgililere göre şöyle
gelişti.
Anne Fatma H. eşi Arslan H. ile Antalya’nın Serik ilçesinde
tanıştılar ve 2007 yılında birlikte kaçarak Samsun’a gelip
evlendiler. Fatma H., 2008 yılında Selma H.’yi, 2009 yılında da
Özlem H.’yi dünyaya getirdi. 2,5 yaşında olmasına rağmen felçli
olup yürüyemeyen Selma H., Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ)
Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Tedavisinin
ardından evine götürülen Selma H., televizyon izlerken annesi
tarafından elle ağzı ve burnu kapatılarak 5 dakika havasız
bırakıldı. Kızının yatağa düşmesi üzerine Fatma H., cami inşaatında
çalışan eşi Arslan H.’yı çağırarak kızın ölmüş olduğunu söyledi.
Baba Arslan H. kızının yüzüne su döktü. Arslan H., kızının kendine
gelmesi üzerine tekrar inşaata gitti. Anne F.H., bu kez yine 5
dakika boyunca kızının eliyle ağzını ve burnunu tutup havasız
bıraktı. Küçük kızın sırt üstü yere düşmesi üzerine yeniden eşini
çağırdı. Eve gelen baba, kızının üzerine su döküp ayılmaması
üzerine Vezirköprü Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Hastane ölen kız
ailesi tarafından köyde toprağa verildi. Anne F.H., diğer kızı
Özlem H.’nin de ateşi, morarması ve öksürüğü olduğu için OMÜ Tıp
Fakültesi Hastanesi’ne kaldırdı. İkinci kızını da tedavisinin
ardından götürdüğü evindeki beşiğinin içinde ağzını ve burnunu
eliyle yarım saat kadar tutarak havasız bırakıp öldürdü. Daha sonra
kendi yatağına gidip uyuyan Fatma H., kayınpederinin sesiyle
uyandı. Kızı Özlem H.’nin üzerini açtığında öldüğünü gören anne
bağırıp olayı haber verdi. Özlem H., doktor kontrolü olmaksızın
köyde toprağa verildi.
Anne Fatma H.’nin son olayında 2 ayrı cinayet olayıyla ilgisinin
bulunması üzerine hakkında ayrı ayrı "öz çocuğunu öldürmek"
suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava
açılacağı öğrenildi. Hastanede üçüncü bebeğini boğarak öldürmek
isteyen annenin bebeğinin ağzını iki eliyle kapatarak boğmak isteme
anının güvenlik kamerası görüntüsü yürekleri dağladı. Fatma H.’nin
Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün yargılanmasına başlandı.
Poliste verdiği ifadede ilk 2 çocuğunun öldürülmesi olayı ve son
olayı itiraf eden Fatma H., tutuklandığında sorgu mahkemesindeki
bayan hakime verdiği ifadede ise ikinci çocuğunu öldürdüğünü itiraf
ettiği belirtildi. Ancak, bugünkü duruşmada ifade değiştiren Fatma
H. hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, "Bir anne canından parça
olan evladını öldüremez. Suçlamaları kabul etmiyorum. Diğer 2
çocuğum kendi hastalıklarından öldüler. Özge de diğer çocuklarım
gibi sağlık sorunu vardı. Samsun’da ve Ankara’da doktorları gitti.
Dudakları morarıyordu. Doktorlar teşhis koyamadılar. Samsun Ondokuz
Mayıs Üniversitesi’nde bir ay hastanede yattı. Doktorlar her hangi
bir nöbet anında kendilerine haber vermemizi istediler. Ben de
Özge’nin ağzını ve burnunu elimle tutup nöbet geçirmesini sağlayıp,
böylelikle sağlık personeline haber veririm onlarda hastalığa
teşhis koyarlar diye düşündüm. Öldürmek katsız olmadan çocuğumun
nöbet geçirmesi için ağzını ve burunu tuttum. Ağlamaya başlayınca
da personeli çağırma ziline bastım. Eğer ben bu zile basmasaydım
kamera kayıtlarını incelemeyip benim de çocuğumun burnunu ve ağzını
kapattığım ortaya çıkmayacaktı. Kötü bir niyetim yoktu. 2 çocuğumu
kaybettim. Özge’yi de kaybetmek istemedim. Bu yüzden hastalığına
teşhis konulması için bu eylemde bulundum. Benim vicdanın rahat.
çünkü diğer çocuklarım da kendileri vefat ettiler" dedi.
Hakimin polisteki ifadede 2 çocuğunu boğarak öldürdüğünü ve son
çocuğunu da boğmaya kalktığını itiraf ettiğini ve ayrıca sorgu
mahkemesinde de bayan hakime ilk çocuğunu kendisinin öldürmediğini
ikinci çocuğunu ise hasta olduğu için acı çekmesin diye boğarak
öldürdüğünü itiraf ettiğini hatırlatması üzerine Fatma H., "Polis
beni gece 02.00’da gözaltına aldı. Bana işkence yaptı. Korkumdan
suçlamaları kabul ettim. Hakime verdiği ifadede de olayın korkusu
ve şoku içindeydim. Kamera kayıtlarına baksınlar ölen 2 çocuğumu
benim öldürmediğimi anlarlar" diye konuştu.
Duruşmada ifade veren Arslan H. ise, "Eşim cani biri olamaz. Diğer
çocuklarımın doğal öldüğüne inanıyorum. Öz çocuklarına zarar veren
bir anne olduğuna inanmıyorum. Eğer eşim hastane personeline
çocuğumun rahatsızlandığını söylemeseydi hastane personeli kamera
kayıtlarına bakım bilmeyecekti. Eşimden şikayetçi değilim" şeklinde
konuştu.
Mahkeme heyeti Fatma H.’nin Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek
işlediği iddia edilen kendi çocuğunu öldürmeye teşebbüsle ilgili
olayı fiili algılama olgusunun olup olmadığı ve adli dengesinin
yerinde olup olmadığının tespitine ve tutukluluk halinin devamına
karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Devlet koruması
altında bulunarak yuvaya yerleştirilen mağdur Özge H.’nin olay
tarihinde ağzı burnu kapatılmak suretiyle bir tramvaya maruz kalıp
kalmadığı ve boğulma tehlikesi geçirip geçirmediğinin kendisinde
kalıcı bir hasar bırakıp bırakmadığının tespit edilmesi için rapor
alınmasına karar verdi.
(İHA)