2B Yasası yeniden geliyor
Abone olOrman Vasfını yitirmiş arazilerin satışını öngören 2B yasası, gündeme ilk geldiğinde ortalık karışmıştı. Epeydir rafa kaldırılan bu yasa, yeniden gündeme geliyor..
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Orman
vasfını yitirmiş arazilerin satışını öngören 2B Yasası'nı yakın bir
gelecek tekrar gündeme alarak, ''hem vatandaşın mesken sorununun
çözümünü hem de orman vasfını kaybetmiş arazilerde sağlanacak
kaynakla Hazine'nin payını almasını'' düşündüklerini söyledi.
Şahin, Ömer Bolat başkanlığındaki Müstakil Sanayici ve İşadamları
Derneği (MÜSİAD) heyetini kabul etti. Şahin, kabulde gazetecilerin
2B Yasası ile ilgili sorusunu yanıtlarken, bu konunun bir anayasa
değişikliği ile Meclis gündemine geldiğini ve bu konuda bir anayasa
değişikliğinin yapıldığını, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer
tarafından anayasa değişikliği ile ilgili kanun teklifinin bir kez
daha görüşülmek üzere geri gönderildiğini hatırlattı. Bu konuda
''bir kafa ve kavram karışıklığı'' olduğunu kaydeden Şahin, şöyle
devam etti: ''Hükümet olarak biz bunu çok iyi niyetle gündeme
getirdiğimizde, kamuoyunu aydınlatma bakımından üzerimize düşeni
tam yapamadık. Çünkü buralar orman değil, orman vasfını kaybetmiş,
üstünde toplu yapılaşmalar bulunan yerlerdir. O bakımdan şu anda
gelmiş olduğumuz noktada, kamuoyunun konuyu ilk gündeme geldiğinden
biraz daha farklı değerlendirdiğini tespit ettik. Özellikle sivil
toplum örgütlerinin konuyla ilgili açıklamaları bizim için önemli.
Gerçekten böyle bir anayasa değişikliği ile hem vatandaşın mesken
sorununu çözmüş oluyorsunuz hem de aslında kamunun olan bu
arazilerin bedelini almak suretiyle Hazine ciddi bir kaynak elde
etmiş oluyor. Türkiye'nin bu tür kaynaklara ihtiyacı var. Ekonomik
çarkı ve borçlarımızı, borç alarak döndürebiliyoruz, Böylesine bir
potansiyeli değerlendirmemek herhalde akıllıca bir iş olmaz.''
Yakın bir gelecekte bu konuyu tekrar gündeme alarak,
yasalaştırmayı, ve bu sorunun hem vatandaşın mesken sorununun, hem
de orman vasfını kaybetmiş olan bu arazilerde Hazine'nin payını
almasını düşündüklerini anlatan Şahin, konunun, dünkü Bakanlar
Kurulu'nda görüşülen konulardan biri olduğunu da vurguladı. Şahin,
2 yılı aşkın bir süredir Türkiye'nin siyasi istikrarı yakaladığını
belirtirken, istikrarın bir güven ortamı meydana getirdiğini
söyledi. Türkiye'nin birikmiş sorunları bulunduğunu ve bunları bir
çırpıda halletmenin mümkün olmadığını kaydeden Şahin, makro ölçekte
Türkiye ekonomisinde önemli iyileşmelerin olduğunu, ancak henüz
çarşı pazara yansımadığı tespitinin doğru olduğunu kaydederek,
''Makro ölçekteki bu iyileşmelerin en alt noktalara, çarşı pazara
intikali biraz zaman alacak'' dedi. Hükümet olarak ortaya
koydukları hedefleri önemli ölçüde yakaladıklarını belirten Şahin.
Türkiye'nin en önemli sorunun işsizlik olduğunu ve bu sorunun
devletin kuruluşları istihdam alanı seçilerek, bu sorunun
çözülemeyeceğini söyledi. Şahin, şöyle devam etti: ''Türkiye'nin,
özel sektörün öncülüğünde kalkınacağına inanıyorum. Pazar
ekonomisinin koşullarını yerine getirmek, sanayici ve işadamımızın
önünü açmak, onların dünya ile rekabet edebilmesini sağlamak
zorundayız. Bu konuda adımlar attık, ama atmamız gereken daha başka
adımlar da var. Bunları da kısa zamanda atmanın kararlılığı
içindeyiz. Türkiye, dünyada da dikkati çeken bir ülke haline geldi.
Özellikle 17 Aralık'tan sonra Türkiye yatırım yapılabilecek bir
ülke olarak görülmeye başlandı. Bu konuda hala tereddütler varsa ki
vardır, bu tereddütleri de ortadan kaldırmak görevimizdir.'' MÜSİAD
BAŞKANI Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı
Ömer Bolat ise ülke ekonomisinde büyümenin sürdürülebilir ve yüksek
oranda gerçekleşmesi, ihracattaki yüksek oranda artış, enflasyonun
tek haneli rakamlara indirilmesi ve faizlerdeki nispi düşüşlerin
genel anlamda olumlu perspektif ortaya koyduğunu belirtirken, kamu
borç stoku ve cari açığın oluşturduğu hassasiyetin ise devam
ettiğini söyledi ve şöyle konuştu: ''Biz reel sektör olarak,
işsizliği azaltma noktasında lokomotif sektörler olarak inşaat,
tekstil, hizmetler ve tarım gibi sektörlerde somut önerilerle
geldik. Bu sektörlerin önü açıldığında 2005 yılında büyüme daha
dengeli olacak, yüksek oranlı artışta devam ettirilebilecek, emek
yoğun sektörler olması nedeniyle işsizliğin azaltılmasında etkili
olacak, yerli girdi oranının yüksek olduğu sektörler olduğu için de
ithalat üzerinde caydırıcı etki olacak ve böylece dış ticaret açığı
ve cari açıktaki riskleri azaltabilecek. Özellikle ekonomideki
gidişatta olumlu göstergeler, henüz küçük esnaf denilen çarşı
pazara yansımadı. Bunun için özellikle bankaların kredi kartlarının
taksitlendirilmesi uygulamasına sınır getirilmesi, kredi kartı
vermede gelir baremine göre uygulamanın yapılması, günlük reponun
kaldırılarak, aylık repoya dönülmesi gerekli.'' Borçlanma konusunda
Hazine'nin manevra imkanını yükseltecek ve özellikle bono bileşik
faizlerinin düşmesini sağlayacak enstrümanlar çıkarılması gereğine
işaret eden Bolat, ''2B uygulaması konusunda, iş dünyası giderek
bir fikir birliği içinde oldu. Sosyal konularda da, asayiş
konusunda, kapkaç ve gasp çeteleri ile mücadeleye önem verilmesi
gerektiğini düşünüyoruz'' dedi.