29 Mart 2011 Basın Özeti
Abone olİngiltere gazetelerinde bu sabah: Libya operasyonu ne kadar meşru?, Londra Konferansı'nda temas grubu ve Kaddafi'ye sürgün gündemde, Libya, ikinci bir Irak mı?, Kraliyet düğünü ve protestolar, Çin'de radikal görüşlü öğrenciler takipte.
İngiltere gazetelerinin manşetlerinde bu sabah, Libya'ya ilişkin haber ve yorumlar öne çıkıyor. Times gazetesi, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nin, Albay Kaddafi'ye sürgün kapısını hızla aralamaya hazırlandıklarını yazıyor.
Uluslararası koalisyona dahil ülkeler bugün Londra'da bir araya gelerek Kaddafi'nin olmadığı bir Libya'nın geleceğini tartışacak.
Times, İngiltere ve Amerika'nın resmi görüşünün, Kaddafi'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılandığını görmek olduğunu, ama ikisinin de, Libya'nın çıkarları için, diktatörün hızla ülkeyi terketmesini sağlayacak bir anlaşmaya da hazır olduklarını vurguluyor.
Gazete bu türden bir adıma Avrupa'da İtalya gibi bazı ülkelerin destek verdiğini ve Afrika Birliği'nin, böyle bir süreci kolaylaştırabileceğini belirtiyor.
Libya operasyonu ne kadar meşru?
Londra'da bugün düzenlenecek konferansa 40'ı aşkın ülkeden temsilciler katılıyor.
Guardian, İngiltere Başbakanı David Cameron ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin, zirve öncesi ortak bir açıklama yayınlayarak Kaddafi'yi istifa etmeye çağırdıklarını aktarıyor.
İki lider, açıklamada Libya'daki direnişçilerin kurduğu geçici konseye de desteklerini dile getirmeyi ihmal etmedi.
Bununla beraber Guardian, Libya'ya yönelik askeri müdahalenin, hukuken ne kadar geçerli olduğu yolundaki kaygılara da yer veriyor. UCL'in uluslararası hukuk profesörlerinden Philip Sands'e göre, koalisyon güçleri son saldırıların hukuki zemininin, ne kadar meşru olduğunu göstermek gibi "ciddi bir sorunla" karşı karşıya.
İngiltere'nin Bosna Hersek yüksek temsilcisi Lord Ashdown da "bu operasyona destek rejim değişikliğine destek verilmesi gibi görünüyor ki bu hukuken, BM güvenlik konseyi kararlarının ötesindedir." diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 'sivilleri ve sivillerin yaşadığı bölgeleri korumak amacıyla' Libya'da uçuşa yasak bölge oluşturulmasını ve işgal dışında 'gerekli tüm seçeneklere başvurulmasını' öngören karar tasarısını onaylamıştı.
Hukuk uzmanlarına göre uluslararası koalisyon bu karardan çok ileri gitmiş olabilir.
Libyalı muhaliflerle temas grubu
Independent gazetesi ise İngiliz yetkililerden oluşan bir heyetin Libya'daki isyancı güçlerle, ilk kez yüz yüze temas kurduğunu yazıyor.
Heyetin ay başında Geçici Ulusal Konsey'in oluşturulduğu Bingazi'de bir kaç gün geçirdiği belirtiliyor.
Gazeteye göre bugün Londra konferansı sırasında, uluslararası toplum adına isyancılarla müzakereleri yürütecek "daha küçük bir temas grubunun oluşturulması" üzerinde bir anlaşmaya varılması umuluyor.
Bugün insani yardımlara ilişkin de bir açıklama bekleniyor.
Libyalı muhaliflere Katar desteği
Financial Times'ın manşeti ise Katar'ın Libya'daki isyancılara verdiği destek. Katar, Libya'da isyancıların kurduğu geçici ulusal konseyi, ulusun temsilcisi olarak tanıyan ilk Arap ülkesi oldu.
Doha zaten isyancıların ekonomik anlamda can simidi; yakıt krizi yaşanmasını önlemek amacıyla petrol sağlıyor. Gazete, bu açıklamanın, muhalif güçlerin petrol satışlarından kar sağlamalarının da önünü açtığını belirtiyor.
İsyancılar, son iki gün içinde NATO hava saldırılarının da yardımıyla, Kaddafi güçlerini sürmeyi ve Libya petrol sanayinin esas bölgelerinde kontrolü sağlamayı başardı - buna ülkenin en büyük petrol yataklarının bulunduğu Sirte havzası dahil.
Libyalı bir muhalif lider, Katar'ın kendileri adına uluslararası piyasalarda petrol satmayı kabul ettiğini söyledi, ancak Katarlı yetkililer böyle bir anlaşmaya ilişkin yorumda bulunmadı.
Washington ise muhalefet için petrol satışının, Libya'ya uygulanan ambargolara tabi tutulmasına gerek olmadığını açıkladı.
İkinci bir Irak mı?
Independent gazetesi, her 10 seçmenden yedisinin Libya'nın ikinci bir Irak olmasından endişe ettiğini yazıyor.
ComRes şirketinin gazete için düzenlediği ankete göre İngiltere'de halk, silahlı kuvvetlerin uzun ve Irak tarzı bir askeri operasyona kapılmasından korkuyor.
Düğün şenliği ve özgürlükler
29 Nisan'da veliaht prens William ile Kate Middleton'ın düğünü için geri sayım çoktan başladı bile.
Ancak Independent gazetesi "Kraliyetin şenlik ateşinde özgürlükler." manşeti altında, bu düğünün kimi hak ve özgürlükleri kısıtlamak ve muhalif görüşleri çökertmek için bahane edilebileceği endişesini aktarıyor.
İngiltere'de geçen haftasonu, hükümetin dev kesinti paketi nedeniyle 250 bini aşkın kişi sokaklara dökülmüş, 200 kişi gözaltına alınmış, bunun üzerine eylemcilerin Kraliyet düğününü hedef alabilecekleri gibi haberler basında yer almıştı. Gazete manşetin hemen altında son dönemde hükümetin aldığı kimi endişe veren kararları sıralıyor:
- Kesintilere karşı çıkan ve tahrikçi olduğu düşünülen kişilerin düğün sırasında Westminster bölgesine girişi engellenebilir.
- İçişleri Bakanı Theresa May, polise protestoları kontrol altına alabilmesi için yeni yetkiler tanımayı değerlendiriyor.
- Protestocular, kapalı tuttukları takdirde, yüzlerini açmaya zorlanabilir.
- Polisin yolda durdurup arama yetkisini kullandığı durumları artırması beklenebilir.
- Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, karışıklığa müsamaha göstermeyeceklerini söyledi ve
- Eski polis şefi, özel timlerin ve şafak baskınlarının düzenlenmesi çağrısı yaptı.
Kraliyet düğününe ilgi yok
Öte yandan muhafazakar çevreye yakın duran gazetelerden Daily Telegraph, ilk sayfadan verdiği haberinde Kraliyet Düğününe halkın yeterince ilgi göstermediğini aktarıyor.
Buna göre her 3 belediyeden biri, Kraliyet düğünü için tek bir sokak partisi talebi dahi almamış.
Çin’de radikal görüşlü öğrenciler takipte
Guardian, Çin'in en prestijli eğitim kurumlarından olan Pekin Üniversitesi'nin radikal düşünceleri ve bağımsız hayat tarzını benimseyen öğrencileri takibe alma planlarını ilan ettiğini aktarıyor.
Habere göre planlar, öğrencilerin tepkisini çekiyor ama üniversite yetkilileri, amaçlarının akademik sorunları olan öğrencilere yardım etmek olduğunda ısrarlı.
Plan kapsamında dokuz kategori belirlenmiş, bunlar arasında internet bağımlılığı, psikolojik hassasiyet, hastalık ve yoksulluk, radikal düşüncelere sahip olma, bağımsız ya da egzantrik hayat tarzlarına ilgi duyma bulunuyor.
Pekin Üniversitesi, Oxford ve Cambridge ile benzer bir düzeyde ancak bu iki kurumdan farklı olarak reform yanlısı bir yönü de var: Okul, 1989'da Tiananmen meydanındaki demokrasi yanlısı olaylarda kilit rol oynamıştı.
Kaşınan birini gören de kaşınıyor
Daily Telegraph gazetesinin haberine göre bilim adamları, kaşınan birini seyretmenin bulaşıcı olabileceğini söylüyor.
Araştırmacılar, "kaşıntı aktarımı" dedikleri bu durumun esneyen birini görünce esnemeye benzediğini söylüyor.
Yapılan deney kapsamında 25 deneğe, sol kolunu kaşıyan ya da sadece oturan insanların görüntülerinin bulunduğu, beş dakikalık video klipler seyrettirildi.
Ardından vücutlarında kaşıntı olursa sürmeleri için kremler dağıtıldı.
Deneklerin video kayıtta kaşınan birini gördüklerinde, hiçbir şey yapmadan oturan bir insanı gördüklerinde olduğundan iki katı daha fazla kaşındıkları belirlendi.
Kaşınma isteği, hem sağlıklı hem de deri iltihabı olan deneklerde gözlendi.
Hatta bilim adamlarının söylediğine bakılırsa, kaşıntı kremi sürdüklerinde dahi, vücudunun başka yerlerini kaşıyan denekler oldu.