28 Şubat'ta atıldığı üniversiteye dekan oldu
Abone ol28 Şubat sürecinde eşinin başörtülü olduğu gerekçesiyle üniversiteden atılan bir akademisyen, atıldığı üniversitede şimdi dekan olarak görev yapıyor.
1996 yılında Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ne (OMÜ) bağlı
olan Amasya’daki Eğitim Fakültesinde araştırma görevlisi olarak
çalışmaya başlayan Prof. Dr. Yavuz Bayram, 28 Şubat sürecinde
eşinin başının kapalı olduğu gerekçesiyle üniversiteden atıldı.
Fakültede başarılı çalışma hayatı olan ve akademik kariyer
planlayan Bayram, üniversiteden hukuksuz bir şekilde atıldığı
gerekçesiyle mahkemeye başvurdu. Ancak mahkemeden umduğunu
bulamadı. Ailesiyle birlikte zor zamanlar geçiren Bayram, bir dönem
belediyede mevsimlik işçi kadrosuyla çalıştı. Daha sonra Amasya’da
bir lisede edebiyat öğretmeni olarak görev yapmaya başladı. Bir
süre sonra Hitit Üniversitesine açılan kadrolara başvuran Bayram,
burada doçentliğe yükselerek bölüm başkanı oldu. Bu arada mahkeme
süreci lehine sonuçlanan Bayram, OMÜ’ye başvurarak atıldığı
üniversiteye geri dönüş yaptı. Şu an Prof. Dr. Yavuz Bayram
edebiyat alanında birçok başarılı eseriyle birlikte OMÜ Eğitim
Fakültesi Dekanlık görevini yürütüyor. Prof. Dr. Yavuz Bayram, bin
yıl sürecek zannedilen bir vicdansızlığın soğuğunda Türkiye'nin
üşüdüğünü belirterek "Genç kızlar üniversite kapılarından
çevriliyor, memurlar fişlenip devlet dairelerinden kovuluyor,
siyasetçileri ve bürokratları hizaya getirecek tutuklama
yapılıyordu. Hukukun egemenliği unutulmuş; egemenlerin hukuku
işliyordu. Kargı gücüyle işleyen bir yargı algısı oluşmuştu.
‘Allah, bir daha yaşatmasın!’ denecek günlerdi” dedi.
“KENDİNİZE YER BULSANIZ İYİ OLUR”
1996 yılında asistan olarak üniversiteye başladığını hatırlatan
Bayram, sözlerini şöyle sürdürdü: “2001 yılında doktorayı bitirdim.
O zaman üniversitede akademisyene aşırı ihtiyaç vardı. Biz 33a
statüsünde görev yapıyorduk. Kanunda 33a, ‘hizmetine ihtiyaç olduğu
sürece görevine devam eder’ yazıyor. Fakültede bölümde tek
araştırma görevlisi bendim. İşimi en iyi şekilde yapmaya
çalışıyordum. Bizde kanuna güvendik. 33a’lıların atıldığını
öğrenince dekanın yanına çıktım. Dekan da bize ‘kendinize yer
bulsanız iyi olur’ dedi. Sonra üniversiten atıldık. Yine dekanın
yanına çıktım. Neden atıldığımı sorunca ‘Yavuzcum bazen yaşların
arasında kurular da yanar’ dedi. Ben de dekana her türlü yasal
zeminde hakkımı arayacağımı söyledim. 2005 yılında da üniversiteden
ilişiğimiz kesildi. 10 yıl çalıştığımız okuldan atıldığımızın 2.
günü bizden kimlik istediler. Bizim okula alınmamamız konusunda
güvenlik görevlilerine talimat vermişler. Burada mesele benim
eşimin başörtülü olmasıydı. Araştırma görevlisiyken bir toplantıda
benim öğretim görevlisi olarak atanmam gündeme geldi. Fakat
oradakiler benim eşim başörtülü olduğu için beni atamadı. Eşim de
bu süreçte sıkıntılar yaşadı. Kazandığı üçüncü üniversitesine
başörtülü olduğu için gidemedi. 28 Şubat'ta en büyük sıkıntıyı
başörtüsü yüzünden zulüm gören, okullarına gidemeyen bayanlar
yaşamıştır.”
"MAHKEME LEHİME SONUÇLANDI"
Mahkemeye dava dilekçesi verdiklerini söyleyen Bayram, “Biz olumlu
bir haber beklerken mahkeme durdurma talebinin reddine karar verdi.
Olacak şey değil. Sonra bölge idare mahkemesine gittik o da bizi
haklı bulmadı. Sonra Danıştay’a başvurdum. Dava dilekçemi kendim
hazırladım. Sonra mahkeme beni haklı bularak kararı bozdu ve
mahkemeyi kazandım. Sonra tazminat davası açtım onu da kazandım”
şeklinde konuştu.
“EŞİM DE BÜYÜK ZORLUKLAR YAŞADI”
Okuldan atıldıktan sonra öğretmenlik atamalarına başvurduğunu
anlatan Bayram, sözlerini şöyle tamamladı: "Sonra belediyede başkan
danışmanı olarak fakat mevsimlik işçi kontenjanında işçi kadrosunda
çalışmaya başladım. Sonraki dönemde öğretmenlik atamalarına
başvurdum ve Amasya’da bir lisede edebiyat öğretmeni olarak
çalışmaya başladım. 2007’de Hitit Üniversitesinde kadro ilanı oldu
ve Hitit Üniversitesine girdim. Bir yıl sonra doçent oldum. Orada
da beni çalıştığım üniversiteden atanlar tarafından baskı gördüm.
Bölüm başkanı olduktan sonra OMÜ’ye gelebilmek için üniversiteye
başvuruda bulundum. Sağolsun şimdiki rektör Hüseyin Bey de olumlu
yaklaştı. Bunun için kendisine teşekkür ediyorum. Sonunda araştırma
görevlisi olarak atıldığım üniversiteye doçent olarak geri döndüm.
Buraya geldikten sonra dekan yardımcılığı yaptım, profesör oldum.
2014’te de dekan oldum.”