28 Şubat'ın rövanşı mı alınıyor?
Abone olBazı üst düzey kamu görevlileri hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın gerekçesi, 28 Şubat'ta başlayan sürecin tersine işlemeye başladığı izlenimini veriyor!
O soruşturmanın ayrıntılarını, Şükrü Küçükşahin Hürriyet'teki
köşe yazısında kaleme aldı. Küçükşahin'e göre bu soruşturma
kesinlikle 28 şubat'ın rövanşı:
28 Şubat’ın rövanşı alınıyor
Başbakanlık makamının onayı ile TEDAŞ’ta, 6 müfettiş, iki teftiş
kurul başkanı, bir refakat müfettişi, bir personel daire başkanı,
dört eski genel müdür hakkında bir soruşturma yürütülüyor.
Soruşturma, 28 Şubat sürecinde müfettiş raporuyla görevlerinden
alınan, hemen hemen tamamının başvuruları da Danıştay ve idari
yargıdan dönmüş olan bürokratların şikáyetleri üzerine
başlatılıyor.
Soruşturma gerekçesi, ‘Türkiye çapında tanınan bazı kamu
görevlileriyle ilgili irticai soruşturma yapılmış olması, bu
kişiler hakkında Anayasa’ya, yasalara ve gerçeğe aykırı, yanlı ve
müfettişlik ahlakı ile bağdaşmayan husus ve değerlendirme içeren
raporlar düzenlenme’ diye kaleme alınıyor.
Hazırladıkları raporlar nedeniyle, müfettişler hakkında soruşturma
açılması, çok aykırı örnekler dışında, kamuda bir ilki
oluşturuyor.
Çünkü, müfettiş raporları görüş niteliği taşıyor, karar idareye
kalıyor.
‘İRTİCAİ FAALİYET’ YOK
TEDAŞ Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın ‘İrtica konulu raporlar
hakkındaki’ B.15.2.TED.0.60.00./ sayılı soruşturma gerekçesinde
kişilerin özel hayatı, ailesi, ilişkileri, kılık-kıyafeti,
kişilikleri değerlendirilerek görevden alınması veya disiplin
işlemine tabi tutulması önerildiği belirtiliyor.
Ardından irtica konusuna yeni bir yaklaşım getiren sonuçlara
varılıyor:
Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında irticai faaliyet adıyla bir tanım
olmadığı gibi, kavram olarak da hiçbir kanunda böyle bir tanımlama
yoktur.
İrticai faaliyet için bir illegal örgüte bağlantının kesin ve
inandırıcı belgelerle kanıtlanması gerekir.
Böyle bir tespit yapılmaksızın, herhangi bir vatandaşın veya kamu
görevlisinin dinine bağlı olduğu, inanışına göre ibadet yaptığı,
eşinin veya aile fertlerinin sadece inanç dolayısıyla inancına
uygun kıyafet giydiği, herhangi bir yakınının din adamı olduğu ve
benzeri gerekçelerle irticai faaliyet yaptığı veya irticai faaliyet
yanlısı olduğu iddia edilemeyeceği gibi; böyle bir araştırma dahi
yapılamaz.
Böyle bir araştırma hem T.C. Anayasası’nın çok sayıda maddesine
aykırılık teşkil eder, hem de vatandaşlar arasında bölücülük
yapılması sonucunu doğurur.
BU BİR SKANDALDIR
Kişilerin zamanaşımına uğramış fiilleri de incelemeye tabi
tutulmuş.
Asıl amaç, irticai faaliyetler hakkında bir hassasiyet veya
kovuşturma yapmak olmayıp, sadece belirli kadroların bu iddia
yoluyla tasfiye edilmesi olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Bu kamu görevlileri uzun yıllardır irticacı değillerdi de
birdenbire mi irticacı oluverdiler? Elbette böyle bir şeyin kabul
edilmesi mümkün değil. Aslında bu bir skandaldır.
Müfettişler adeta bir ideolojinin militanı tarzında hareket
etmişler, müfettişlik mesleği ve ahlakıyla bağdaştırılmayacak
raporlar yazmışlardır.
Raporlarda adı geçen kamu görevlilerinin irticai faaliyetlerle
ilgisi olduğuna dair hiçbir tespitin ve kanıtın olmadığı hususunda
Başbakanlık Takip Kurulu’na bilgi verilmesini teminen...
Bu soruşturmanın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ne kadar bilgisi
dahilinde olduğunu bilmek mümkün değil; ancak soruşturmaların
tamamı iki yıllık zamanaşımı geçildikten sonra açılıyor ve sanki
hükümetin 28 Şubat’ın rövanşını alma amacı güttüğünü
gösteriyor.
Yazı: Şükrü Küçükşahin
Kaynak: