28 Şubat benzeri bir tablo ile karşı karşıyayız
bugün. Erbakan'a diş bileyen, onu alaşağı etmek
isteyen medya, bugün Tayyip Erdoğan'ı alaşağı etmek isteyen
medyadan farklı değil.
Erbakan'dan Türkiye'yi kurtarmak istiyorlardı.
"Peygamber ocağı" dedikleri
ordugahtan, "Pezevenk" sesleri
duyuluyordu 28 Şubat'ta. Nazik adamdı
Erbakan, Tayyip Erdoğan gibi hiddetlenmiyordu.
Üslubu, yumuşak dili sorunların çözümüne fayda
etmedi. Kuvvetli bir ittifakla, Erbakan'la
birlikte, iktidarın öteki ortağı Tansu Çiller de bertaraf
edildi.
*
Peki bu başarı nasıl sağlandı?
Darbe yapıldı!
Demirel destekli, Mesut Yılmaz destekli, medya destekli
silahsız bir darbe gerçekleştirildi.
*
Erbakan'ı bertaraf etmenin bir yolu vardı, Çiller'i
zayıflatmak. Sultanahmet Meydanı'nda Aydın Doğan
medyasına meydan okuyan Çiller'i nakavt edecek o darbe hazırlığı,
DYP'nin içi boşaltılarak başlatıldı. Tansu
Çiller'in en çok güvendiği isimler tespit edildi önce.
Yalım Erez listenin başındaydı.
Erez'e
asla "hayır" diyemeyeceği bir
teklif yapıldı.
- Başbakan ol!
*
Yalım Erez'i Çiller'den koparıp kapı kapı
dolaştırdılar.
"Hükümeti kurmak" için her yolu
denedi.
Mesut Yılmaz faktörünü unutacak kadar kendini kaybetti.
Başbakan olacaktı ya...
*
Erbakan, "Türkiye elden
gitmesin!" diye istifasını vermiş, iktidar
ortağı Çiller'e başbakanlık yolunu açmıştı! Ama evdeki hesap
çarşıya uymadı. Yalım Erez'den sonra Çiller'in
güvendiği bir başka isim vardı, Yıldırım Aktuna. O'na başbakanlık,
bakanlık teklifi yapılmadı, tehdit edildi. Özel hayatındaki gizli
sırlarını deşifre etmekle tehdit ettiler.
Bir sabah uyandık, Yıldırım Aktuna'yı memleket sevdası (!) sarmış,
o da alıp başını gitmişti.
Kimi vekile sabaha kadar içki içirerek imza attırdılar...
Kimilerine yığınla para akıttılar...
Kimilerine şantaj yaptılar...
Haysiyetine dolarla paha biçenlerin yola revan olması
gecikmedi.
Tansu
Çiller yalnızlaştırdılar...
*
Çiller yalnız kalınca...
Milletvekili pazarına çıkan Mesut
Yılmaz'ın etrafı kalabalıklaştı birden bire.
Hüsamettin Cindoruk'un partisi de vekil
görmüştü.
Türkiye "Mesut" bir başbakan
görmeye hazırdı artık.
Sonrası malum...
Üçlü koalisyon...
Ve felakete sürüklenen Türkiye!
*
28 Şubat'ı kısaca anlatmaya çalıştım sizlere.
Nasıl, bugünle benzerlik var mı?
Tayyip Erdoğan'la ilgili atılan manşetler, Abdullah Gül'le ilgili
sarfedilen güzel sözler...
Bugün ne oluyor peki?
Bugün 28 Şubat süreci kadar ağır olmasa da 17 Aralık süreci
yaşanıyor.
Cemaat-CHP ve bir kısım medya kolkola girmiş, Tayyip
Erdoğan'ın gitmesini istiyor.
- Atla helikoptere git!
İşte bu ittifaktır Erdoğan'ı ayakta tutan.
Bir de...
Etrafı çok dik...
Öyle olmasaydı eğer, Türkiye 17 Aralık sonrasında bambaşka bir
Türkiye olurdu.