27 Temmuz 2011 Basın Özeti
Abone olİngiltere ve Fransa Kaddafi karşısında geri adım mı attı? İngiltere ekonomisinde büyüyememe sancısı. Norveç saldırısı zanlısının İngiltere bağlantıları. 'Aşırı rötuşlu' Julia Roberts için reklam yasağı.
Bugünkü gazetelerin istisnasız hepsinin tartıştığı konuların başında, Libya'daki operasyonun tıkandığı işaretleri karşısında İngiltere ve Fransa'nın tavır değişikliğine gitmesi var.
İngiltere ve Fransa'nın Libya lideri Kaddafi'nin görevden ayrılırsa ülkede kalabileceğini ima eden açıklamaları, çoğu gazeteye göre kaçınılmaz hale gelen bir tavır değişikliğinin itirafı oldu.
İki ülke şimdiye dek Kaddafi'nin Libya'yı terketmesi konusunda ısrarlıydı.
Independent, Trablus yönetiminin denetlediği alanların isyanın başladığı Şubat ayına göre yüzde 20 daha fazla olduğuna dikkat çekiyor.
Gazete tavır değişikliğini geç de olsa, gerçekçiliğin kendini göstermesi açısından sevindirici buluyor.
Bir zamanların Libyalı savaşçısı, şimdi ise aşırılık karşıtı bir grupta analist olan Numan Benotman, Times gazetesinde yer alan satırlarda NATO operasyonunun duvara tosladığı görüşünü
dile getirmiş.
Benotman NATO'nun önceliğinin soruna 'Ramazan başlamadan çözüm bulmak' olduğunu, bunun için de Kaddafi'nin görevden indirilmesi talebi yerine müzakere ile çıkış yolu bulunması noktasına gelindiğini savunuyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi yetkilileri, hakkında tutuklama emri olan Kaddafi'nin adaletten kaçamayacağını söylüyorlar Guardian’da…
Ancak aynı gazetenin yazarlarından Jonathan Steele, bunun çıkış formülü bulma girişimlerine engel olmayacağı kanısında:
"Libya mahkemeye taraf olmadığından Libya'da çatışmaları sonlandıracak bir anlaşmada Kaddafi'nin tutuklanması talebinde bulunmamak mümkün. Bu durumda Kaddafi sadece pek fazla yurtdışına çıkmayacaktır."
Steele'e göre Kaddafi zor kullanarak değil, cezbedilerek ikna edilmeli:
"Libya'daki askeri açmazı daha fazla savaşla kırmaya çalışmaktansa, müzakerelerle çözmek daha iyi. Fransa ve İngiltere'nin Kaddafi'nin geleceği konusundaki tavır değişikliği ardından bir sonraki adım isyancıları da ateşkes konusunda ikna etmek olmalı. Ramazan, tüm tarafların çatışmalara ara vermesi için gerekçe yaratıyor. Biraz sebat ile bunun kalıcı hale gelmesi mümkün olabilir."
Guardian başyazısında da İngiltere, Fransa ve ABD'nin daha pek çok kez şimdiye kadarki söylemlerinden dönmek zorunda kalacağı öngörüsünde bulunuyor.
İngiliz ekonomisi 'durgun'
Açıklanan son verilere göre İngiliz ekonomisi son üç ayda sadece binde iki büyüdü.
Buna gerekçe olarak kraliyet düğünü tatili, havaların sıcak gitmesi, Japonya'daki tsunami ve olimpiyat harcamaları gösteriliyor.
Guardian'ın başyazısına göre Maliye Bakanı George Osborne'un bu savunması öğretmenine "ödevimi köpek yedi" diyen bir öğrencinin bahanelerini andırıyor.
Muhalefetin ‘Maliye Bakanı gerçeklerden kaçıyor’ suçlamasını manşetine taşıyan gazete, 2007'deki mali krizden bu yana İngiltere’ye dış yatırım girişinin yüzde 75 azaldığını yazıyor.
BM verilerine göre İngiltere Meksika'dan az yatırım çekiyor.
Independent, ülkenin yüzyılın en uzun soluklu ekonomik durgunluk dönemi ile yüzyüze kaldığı uyarısında bulunurken yeni bir mali rota çizilmesi çağrısı yapıyor.
Diğer tüm gazeteler de yön değişikliği gerektiği konusunda hemfikir görünüyor.
Önerilen yön değişimi ise borç geri ödemelerine değil, büyümeye öncelik vermek. Osborne bütçe açığını daraltıp borçları azaltmak için yoğun bir kesinti programına girişmişti.
Financial Times 'bütçe açığı küçülmeli ama bu yapılırken daha fazla esneklik gösterilebilir' demiş; rakiplerimizin gerisindeyiz hükmü veren Daily Telegraph da "Maliye bakanı büyümenin öncelik olduğunu göstermeli" diyor...
Norveç saldırısının İngiltere uzantıları
Norveç'teki geçen hafta 76 kişinin yaşamına mal olan saldırılar yankı bulmaya devam ediyor.
Times, ilk sayfasını adada cinayetler sürerken iki saat boyunca cep telefonundan yazışan anne kızın korku dolu mesajlarına ayırmış.
“Anneciğim burada insanlar ölüyor” deyip annesinden kabahatli davrandığı zamanlar için özür dileyen 16 yaşındaki Julie Bremnes adlı genç kız, saldırıdan sağ kurtulan şanslı gençler arasında...
Guardian ve Times, okurlarına saldırının tek zanlısı Anders Behring Breivik'in saldırılarını öldürülmeden bu noktaya getirmiş olabilmesine kendisinin de şaşırdığını aktarıyor.
Guardian'da yazan Simon Jenkins; Breivik'in bir simge olarak görülmesine; yaptığına geniş bir perspektiften bakılarak anlam yüklenmesine karşı:
"Anders Breivik bize Norveç hakkında bir şey öğretmiyor. Modern toplum hakkında da... Terör, silah denetimi, polis faaliyetleri, gençlik kampları hakkında da... Korkunç bir şey yapmış olması onu 'terörist' kılmıyor. Terör belirli bir mantığı olan bir siyasi biçim. 2003'te Bağdat'taki bombardıman terördü; Londra metrosundaki saldırılar da... Topluma karşı ne olduğu belirsiz bir nefreti ifade etmek için (Müslüman olmayan) Norveçli gençleri öldürmek ise terör değil; bu sadece bir delinin işi..."
İngiliz gazeteleri, Breivik'in aşırı sağ görüşlü, İslam ve göçmen karşıtı İngiliz Savunma Birliği - EDL ile temaslarını ele alıyor.
Times, Breivik'in hareketi Avrupa için esin kaynağı olarak gördüğünü belirtiyor.
Daily Telegraph Breivik'in saldırılarından 90 dakika kadar önce, herkese yayılması talebiyle 1.500 sayfalık manifestosunu yolladığı bin kişiden 250'sinin İngiltere'de olduğuna dikkat çekiyor.
Breivik bu mesajda Norveç'in bundan bin yıl önce haçlı seferi düzenleyen kralı Sigurd'u kod adı olarak kullanmış, adını da İngilizce Andrew Berwick olarak vermiş.
Breivik'in 'iyi yoldaki işlerini sürdürmesi' dileğini ilettiği aşırı sağcı İngiliz Savunma Birliği bu bağlantıdan rahatsız değil. Hatta Daily Telegraph'a göre aksi söz konusu:
"EDL Başkanı Stephen Lennon, gruptan kimsenin Breivik ile görüşmediğini, ancak benzer bir olayın İngiltere'de de yaşanabileceğini söyledi. Lennon, 'insanların İslam tehdidi konusunda ne kadar öfkeli olduğunu biliyorum. Bu (sözlerim) bir tehdit değil, ama 5-10 yıl içinde kendilerini havaya uçuran İngiliz gençler de göreceğiz' dedi..."
Soros nokta koydu
Dünyanın en ünlü yatırımcılarından George Soros'un fonu Quantum'u dış yatırımcılara kapatması; tüm gazetelerde yer buluyor.
Times 'İngiltere Merkez Bankasını çökerten adam' olarak bilinen 81 yaşındaki Soros'un bu kararla 40 yılı bulan yatırım kariyerinde perdeyi indirdiğini yazmış.
Buna göre Soros, bundan böyle sadece kendisinin ve ailesinin parasını yönetecek.
"ABD'de yürürlüğe giren yeni mali düzenlemeler yaşı ilerleyen ve yatırım performansı belirli bir düzeyin altına düşen Soros'un, itibarı daha fazla sarsılmadan sahneden çekilmesini sağladı" diyor Times...
FIFA'ya isyan bayrağı mı?
Guardian, Manchester United, Chelsea, Arsenal ve Liverpool'u da içeren Avrupa Kulüpler Birliği'nin Başkanı'nın FIFA'ya bayrak açma uyarısına yer veriyor.
"Önde gelen Avrupa kulüplerini temsil eden birliğin Başkanı Karl-Heinz Rummenigge, futbolu yöneten yolsuzluğa bulaşmış kişilere karşı kulüpler öncülüğünde bir devrim yapılması çağrısında bulundu ve üyelerinin FIFA'nın karar mekanizmalarında söz sahibi olmasını istedi. Bayern Münich'in yöneticisi, FIFA'da süregiden bir yolsuzluk olduğunu söyleyerek demokrasi, şeffaflık ve futbol ailesinde doğru dengenin tutturulması çağrısı yaptı. Rummenigge, ulusal federasyonların FIFA'da reform için baskı uygulayacağına da inanmadığını söyledi.
Federasyonlar için 'FIFA'nın sözünden çıkmazlar' diyen Rummenigge, "FIFA icra komitesinde kulüplerin bir temsilcisi olması artık yeterli değil; tüm paydaşların karar mekanizmasında söz sahibi olması gerek" diyor.
Times ise Türkiye'de süperbahis.com sitesini işleten İngiliz Sportingbet şirketinin bu iştirakini yaklaşık 80 milyon sterline elden çıkarmaya hazırlandığını duyuruyor.
Gazetenin haberine göre, lisanssız olan şirketin satışı, Sportingbet'in en büyük bahis şirketlerinden Ladbrokes tarafından 600 milyon sterline (983 milyon dolar) alınmasının önünü açacak.
L'oreal'in rötuşlu güzelleri
Independent'ta yer alan bir habere göre Loreal'in 'fazla kusursuz' güzellerine reklam sektöründeki düzenleyici kurumdan yasak geldi.
Julia Roberts ve Christy Turlington'ın yer aldığı reklamlar, İngiliz yetkililere göre 'airbrush' yöntemi ile yoğun şekilde rötuşlandığı için tüketicileri yanlış yönlendiriyor ve bundan böyle kullanılamayacak.
Karar, doğal güzellik yandaşları için zafer olarak niteleniyor.