27 Nisan süreci cilalandı
Abone olMahalle baskısı gerçekten var mı? Son tartışmalar neye işaret ediyor.
Anayasa taslağı gündemi hareketlendirdi. Türban odaklı
tartışmalar tansiyonu yükseltiyor. Protokolde köşe kapmaca oynayan
komutanlara YÖK Başkanı ve Yargıtay Başsavcı'nın beyanatları
eklendi..
Hükümet psikolojik baskı altına mı alınıyor? Star gazetesi yazarı
Şamil Tayyar'a göre yaşanıyor.
Yazar Şamil Tayyar, hükümetin nasıl kıskaca alınmak istendiğini şu
sözlerle dile getiriyor:
-(...)Yeni anayasa çalışmalarıyla bu süreç daha farklı bir boyut
kazanmaya başladı. Derin devletin 28 Şubat refleksi hortladı. YÖK
Başkanı Erdoğan Teziç, kendisi bir anayasa profesörü olmasına
rağmen, akademik kariyerine gölge düşüren çıkışlarla rolünü
oynuyor. Ayrıca iktidara aba altından sopa gösteriyor: ‘Türban
yüzünden iki parti kapatıldı.’ Demek istiyor ki, böyle giderseniz
sizi de kapatırlar.
Kapatma davasını açacak olan kim? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı.
Bir de bakıyoruz, eş zamanlı Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya sahaya
çıkıyor: ‘Dini siyasete karıştırmayın.’ Dinin siyasete
karıştırıldığı yok da, aynı frenkstan yayın yapılıyor; Böyle
giderseniz kapatma davası açabilirim!
Bunlar yetmiyor tabi.
Sosyolog yanı cebinde gizli bir genel yayın yönetmenimiz, bu yeni
dönemin sosyolojik şartlarını oluşturmaya çalışıyor: Darbe
olabilir. Sonra? ‘Bu darbe hepinizi götürür’ diyor. Eleştiriler
karşısında da ‘darbe’ sözcüğünü farklı manada kullandığını
söylüyor. Ama filmlerdeki gizli reklamlar gibi bilinç altına
‘darbe’ sözcüğünü kazıyor.
Bir aklı evvel yazarımız da ‘Bundan sonra muhtıra olmaz, fiili
durum (darbe) olur’ diyerek tüy dikiyor. Anlayacağınız, psikolojik
harekat devam ediyor. 27 Nisan süreci, farklı bir ambalajla vizyona
giriyor."